Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-04-2006, 13:06   #1
kyros06
 
kyros06 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
İbrahim Altınsay-Beşiktaş'a UEFA yeter mi?



Geçen hafta, istediği futbolu oynayacak takımı mevcut Beşiktaş kadrosundan çıkaramayacağını yazmıştım Tigana'nın. Fransız hoca o gün oynanan Denizli-Beşiktaş maçından sonra beni doğruladı. Kadrodan mutlu olmadığını, bazı futbolcuların gideceğini, önemli yerlere transfer gerektiğini belirtti...
Sergen'siz Kartal
Tanıdığım Tigana'nın futbol anlayışı yalın ama katı ilkelere dayanır. Elbette maçtan maça ve maç içinde çeşitlemeleri olabilir ama genellikle, hem atağı hem savunmayı aynı anda düşünen savaşkan bir takım kurar Tigana. Ayakta top tutmaya, yan paslara izin vermez. Bu açıdan bakıldığında Beşiktaş'ta neler olacağı belli:
1. Orta sahaya savaşkan futbolcular bulunacak. Yani, topu ayağına bekleyen maestroların olmadığı, Sergen'siz, Tümer'siz, Ahmet Hassan'sız bir Beşiktaş. Bu futbolcular oyunun sıkıştığı son yarım saatlerde, o da antrenmalarda çok iyi çalışılırlarsa, çare olacak.
2. Savunma sadece top savuşturan değil, atakta hızla ileri çıkabilen, hızla hamle üstünlüğünü alan, hızla kademeye giren ve sahanın her yerinde sorumluluk üstlenen futbolculardan kurulacak. Yani ağır 'durdurucu'lara veda edilecek.
3. İleri ikili top beklemeyen, ilk toplara basan, orta alana çekilip kaleye/gole dikine giden, hareketli oyunculardan kurulacak. Yani Ailton değil, Gökhan Güleç gibiler forma alacak.
Böyle bir dönüşüm zor ama olanaksız değil. Yeter ki iş sadece takım yaratmaya kalsın. Sorun, mevcut kadroyu yaratanyönetimle bu harekâtın nasıl yapılacağı... Kendi damgasını taşıyan bir takım kurmak için eski futbolcuları çok kolay harcayan aynı yönetim. Gösteriş için 40'a yakın 'kariyeri belli' futbolcu transfer eden yine bu yönetim. İki buçuk yılda yeni transferlere bonservis, garanti para ve maç başı ödeme olarak harcanan para 55.549 bin dolar... Bu rakamın içinde Del Bosque'nin, Çalımbay'ın Tigana'nın teknik ekiplerinin ücreti yok. Del Bosque'ye ödenecek tazminat da yok. Başka kulüplere giden futbolculardan elde edilen gelir 11.914 bin dolar... Fark, eksi 43.635 bin dolar! Yani mali kongrede açıklanan ve kapanması için Fulya gelirlerinin üçte birinden, kısaca kulübün geleceğinden vazgeçilen toplam banka borcundan fazla... Bu kaynağı harcayan yönetimden ne bir özeleştiri ne bir yeni program var. Günübirlik işlerin peşindeler. İşte Jun transferi... Çek oyuncunun yararlı olup olmayacağı ayrı konu. Federasyon Başkanı'nın hatırı için, hocaya sormadan, Trabzon'un derdini çözmek için 'emaneten' alınıyor. Devre arasında Tigana'ya sormadan Almanya'dan Aydın adında bir futbolcu bonservis ödenerek getiriliyor. Şimdi A takımdaki futbolculardan yüksek maaşla PAF'ta!
"Mevcut kadrodan 2-3 kişi zor kalır"
Fransız hoca geldiğinde yazdığım 'Tanıdığım Tigana' yazısından bir alıntı: "İlk işi mutlak otoritesini kurmak olacaktır. Mevcut kadrodan 2-3 kişi zor kalır. Ailton gibi, her maçtan sonra bel ağrısı tutan idman kaçkını futbolcular ya ömür boyu ağrılarından kurtulur ya da formayı unutur. Ama bundan önce Tigana, ne futbol şubesi tanır, ne 'futbol teknik koordinatörü' ne de sahasının kenarına koltuk atıp idman seyreden yönetici..."
Tigana yüzde 99'la yetinen bir hoca değil. Fulham'a kendi getirdiği Luis Saha'yı biraz 'yıldızlanınca' takımdan kesmişti...Tigana'nın mevcut kadro üzerindeki kararları için 'yöneticilerin ricaları'nı, 'camianın teamülleri'ni dinleyeceğini sanmıyorum. Hem oyuncu, hem teknik adam, hem de yönetici bakımından fazla kalabalık olan Ümraniye'ye kılıcını atmadan rahat etmeyecektir. 'Tigana-Ümraniye' maçından kemik sesleri geliyor zaten. Ancak işin garibi, Ümraniye'de ne oluyorsa anında içeriden ayrıntılarıyla basına yansıtılıyor. İşin çok daha vahimi ise iktidarı kaybetme korkusundaki bazı yöneticilerin, 'sahibinin sesi' köşelerden Tigana'ya bel altı eleştirler yollamaları... Tigana medyayı izlemiyor olabilir ama bir gün 'Ne bu ya' diye çekip gidebilir. Sözleşmesine tazminat koymamasını bir de bu açıdan anlamak gerek.
Arabesk yapı
Tigana'ya verilen yıllık ücret 2.3 milyon avro. Ekibiyle birlikte toplam 3.5 milyon avro... Dünya çapında bile yüksek bir ücret. Yönetimin dar görüşlülüğü yüzünden kat karşılığı verilen Fulya'dan gelecek yıllık gelirin yarısı yani. (Zamanında Akaretler de "Beşiktaş'ın geleceğini kurtaracak" diye kat karşılığı verilmişti ama şimdi yıllık geliri Ailton'un yıllık garanti parasını karşılamıyor!) O zaman Tigana ve ekibinden azami yararlanmanız gerek. Banka borcunu kapatır kapatmaz yeniden borçlanıp, futbol hayatının sonundaki adamlara milyonlar saçarak olmaz bu. Gücünüzü sürekli büyüteceğiniz, takımınızın değerini sürekli artıracağınız, futbolcularınızı geliştirip satacağınız bir düzen kurmanız gerek. Bunun tek yolu Tigana'yı sadece A takım için değil, bütün futbol takımları için kullanmak. Tarama ve eğitim süreçlerinin başına geçirmek.
Oysa Beşiktaş'ta her iş kapanın elinde kalmış. Altyapıyı günün çok gerisinde. Alaturkalık batağında. Küçük bir çocuk, hem fiziksel, hem kültürel, hem de teknik gelişiminin en başında bir gösteri öğesi gibi medyanın önüne atılıyor. Beşiktaş değerlerini geçtim, insan ve çocuk haklarına aykırı bir durum bu. Beyler, Brezilya'nın yoksul semtleri daha filizken böyle harcanmış sayısız top cambazıyla dolu!
Bu olay tesadüfi değil ne yazık ki! Beşiktaş dümensiz gemi gibi oraya buraya vuruyor, gittikçe su alıyor, kalite kaybediyor. Batı liglerinin alt sıra takımlarının oynadığı UEFA Kupası'na gitmek 'tek büyük amaç' oldu. Böylece, "Fener, Galatasaray Şampiyonlar Ligi'ne, Beşiktaş, Trabzon UEFA'ya gider, futbolu mis gibi yönetiriz" diyen uyanıkların ekmeğine yağ sürülüyor.
UEFA falan önemli değil. Bunlar sonuç. 'Senin şuyun var, benim buyum var' diye lig rekabetini Sulukule atışmasına çevirenlere karşı Beşiktaş sağduyunun dengesi olmalı yeniden. Tek başına Tigana'yla olur mu? Olmaz tabii. O sadece bir kaldıraç. Doğru yerinden yüklenirseniz Beşiktaş'ı yeniden ileriye doğru hareketlendirebilirsiniz.

İbrahim Altınsay / Radikal
kyros06 Ofline