Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-06-2009, 15:39   #17
Mehmet
 
Mehmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

GAP-BKİ
Tarım Koordinatörü
A. Mekin TÜZÜN

GAP-BKİ
Uzman
Ruhsar YENİGÜN
1. GİRİŞ
Hayvancılık; Türkiye’nin hem ulusal beslenme ve hem de ulusal kalkınmasında, dış satımın arttırılmasında, sanayiye hammadde sağlanmasında, bölgesel ve sektörler arası dengeli kalkınma ve kalkınmanın istikrar içinde başarılmasında, kırsal alanda gizli işsizliğin önlenmesinde sanayi ve hizmetler sektörlerinde yeni istihdam olanaklarının yaratılmasında ve kalkınma finansmanının öz kaynaklara dayandırılmasında önemli bir potansiyele sahiptir.
Bugün, temel olarak hayvancılığa dayalı; yem sanayii, et ve mamulleri sanayii, süt ve mamulleri sanayii, dericilik ve tekstil sanayileri, veteriner ilaçları ve hayvancılık ekipman sanayileri yeni istihdam alanları yaratmakta, hayvancılığa girdi sağlamakta ve hayvansal ürünlerin işlenmesiyle katma değer artışına neden olmaktadır.
Ayrıca, hayvancılık doğayı sömürmeyip bilinçli ve bitkisel üretimle birlikte yapıldığında her türlü gelişme çabalarının bugün en önemli unsurlarından biri olarak sürdürülebilir kalkınmanın da; ekolojik, çevresel ve ekonomik boyutlarından dolayı ideal bir modeldir. Çünkü hayvancılık, ekolojik dengeyi bozmaz, doğayı tahrip etmez, uygun şartlar yaratıldığında kırsal kesimdeki dar gelirli üretici için ekonomik bir uğraş olabilir, en önemlisi de ülkenin hayvansal protein açığını kapatarak sağlıklı toplum oluşmasına katkıda bulunur.
Yıllardan beri bitkisel kökenli gıdalarla, boş kalori kaynakları ile beslenen ve yeterli hayvansal protein tüketemeyerek biyolojik geri kalmışlık içinde olan ülkemiz insanlarının hayvansal ve bitkisel ürün tüketim miktarlarını incelediğimizde ülkemizde niceliksel bir açlık olmadığı hatta normalden fazla bitkisel protein tükettiğimizi görürüz. Ülkemizde kişi başına yıllık bitkisel un tüketimi 300-325 kg iken Avrupa ortalaması 85 kg, gelişmiş ülkelerde ise 70-110 kg arasında değişmektedir. Bitkisel ürün tüketiminde gelişmiş ülkelerin en az üç katı olan tüketim, hayvansal ürünler dikkate alındığında 3-5 kat azdır. Yetersiz ve dengesiz beslenmeden dolayı daha ana karnından başlamak üzere zihinsel gelişmesini sağlayamayan insanlar, temeldeki bazı ihtiyaçlar tam karşılanamadığından kültür ve bilgi yaratamıyor entelektüel faaliyette bulunamıyorlar. Bu da bilgi çağında, bilgi yaratamayan bir toplumun uluslar arasındaki hayat kavgasının en önemli silahından mahrum olması demektir.
2. HAYVANCILIĞIN ÜLKE EKONOMİSİNDEKİ YERİ
Ulusal ekonomi, kendisini oluşturan sektörlerin bir bütünü olup, sektörlerde ekonominin temel yapı taşı olan işletmelerden oluşmaktadır. Kırsal ekonomik yapıyı oluşturan tarım; işletmelerin gerek yapısı, gerek üretim süreçleri ve gerekse kuruluş yerleri, toprağa ve doğaya bağımlılıkları açısından önemli farklılıklar arz etmektedir. Bu ekonomik gerçeklerin ülkemizde dikkate alınmayışı, hem bitkisel hem de hayvansal üretime zarar vermektedir.
1991 yılı Tarım sayımı sonuçlarına göre; Tarım sektöründeki işletme sayısı 4.068 milyona ulaşmıştır. Bu işletmelerin % 86’sı bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte gerçekleştirmekte, % 11’i bitkisel, % 3 de hayvansal üretim yapmaktadır. Yine bu tarım işletmelerinin hayvan varlıklarına göre işletme büyüklükleri; 1-4 büyük baş hayvana sahip işletmelerin oranı % 71.85, 5-9 Büyük başa sahip işletme oranı % 20.08 ve 10-19 büyük baş hayvana sahip işletme oranı ise % 6.57 dir. İşletmelerin sahip oldukları küçük baş hayvan sayıları dikkate alındığında 50-100 küçük baş hayvana sahip işletme oranı % 33.06, 20-49 küçükbaş hayvana sahip işletme oranı % 26.39, 1-19 küçük baş hayvana sahip işletme oranı % 31.55 ve 100 küçük baştan fazla hayvana sahip olan işletmelerin oranı ise % 8.90 dır.
Bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yapan işletmelerde mevcut hayvan varlığının % 70.87’si büyük baş, % 28’i küçük baş ve % 1.13’ü kümes hayvanıdır. Bu işletmelerin toplam aktif sermayeleri içinde hayvan sermayesi ortalama % 9.26 dır. Bu oranın % 25 olması gerekmekte bu da işletme sonuçlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu işletmelerde elde edilen toplam üretim değeri içinde hayvansal üretim değerinin payı ortalama % 31.04’tür. Diğer taraftan bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yürüten işletmelerde mevcut işgücünün % 38.08’i atıl kalmaktadır. Dolayısıyla bitkisel üretimde olduğu gibi rekolte tipi bir üretim yapısı göstermeyen ve tüm yıla yayılan dinamik bir üretim sürecine sahip olan hayvancılığın bu tip işletmelerde geliştirilmesiyle mevcut işgücü daha etkin değerlendirilecek, böylece hem hayvansal hem de bitkisel üretimden sağlanan gelir hem de işletmelerin toplam geliri artacaktır.
Sadece hayvancılığa yer veren ihtisaslaşmış işletmelerin analizinde hayvan varlığı değerinin % 84.56’sı büyük baş hayvan, % 14.25’i küçük baş hayvan ve % 1.19’u kümes hayvanlarından oluşmaktadır. İşletmelerin aktif sermayeleri içinde hayvan sermayesi oranı % 32.15, elde edilen toplam üretim değerinin % 87.50’si hayvancılıktan elde edilmektedir. Bu işletmeler daha çok kıyı bölgeleri ile büyük tüketim merkezleri etrafında yoğunlaşmış olup yüksek verimli kültür ırkları ve bunların melezleri ile süt sığırcılığı, besi sığırcılığı, et ve yumurta tavukçuluğu yapmaktadırlar.
Gelişmiş ülkelerde toplam tarımsal gelirler içinde hayvancılıktan elde edilen pay % 60-80 dolayında iken Türkiye’de ise % 32-38 dolayındadır.
3. GAP BÖLGESİ GENEL DURUMU
3.1. GAP Bölgesinde Hayvancılığın Mevcut Durumu:
GAP Bölgesi’nin hayvan varlığını tablo 1’den incelediğimizde; Kıl keçisi 1.637.080 adet ile Türkiye kıl keçisi varlığının % 19.87’sini, Koyun 4.736.540 adet ile Türkiye koyun varlığının % 14.3’ünü, Tiftik keçisi 48.740 adet ile Türkiye tiftik keçisi varlığının % 6.87’sini, sığır 736.140 adet ile Türkiye sığır varlığının % 6.19’unu, horoz tavuk 3.251.100 adet ile Türkiye Tavuk ve horoz varlığının % 2.13’ünü ve hindi 636.900 adet ile Türkiye hindi varlığının % 20.79’unu oluşturmaktadır.
Tablo 1: GAP illeri ve Türkiye Hayvan Varlığı (1996)

İl Adı
Koyun
Kıl keçi
Tiftik Keçi
Sığır
Horoz Tavuk
Hindi
Adıyaman

310.800
186.140
--
88.170
445.800
23.200
Batman

340.600
140.790
2.450
33.560
179.200
65.400
D.bakır

1.005.790
333.560
--
211.490
453.000
155.900
G.antep

341.410
188.470
--
48.540
518.500
46.300
Kilis

91.200
58.900
--
3.230
105.000
4.000
Mardin

419.220
214.680
16.690
53.930
439.700
103.200
Siirt

354.300
164.040
14.170
25.980
133.700
25.000
Şanlıurfa

1.615.760
209.970
--
117.840
899.600
204.900
Şırnak

257.460
140.530
15.430
153.350
76.700
9.000
GAP İlleri Toplamı

4.736.540
1.637.080
48.740
736.140
3.251.100
636.900
Türkiye Toplamı

33.072.000
8.242.000
709.000
11.886.000
152.956.970
3.063.540
GAP illeri Payı %

14.32
19.87
6.87
6.19
2.13
20.79
Kaynak: DİE, GAP İl İstatistikleri, 1954 - 1996.
Tablo 2‘de de GAP Bölgesi’nde kesilen ve sağılan hayvan sayıları ile bunlardan elde edilen et, süt ve deri üretimleri verilmiştir.
Tablo 2 : GAP Bölgesi’nde Kesilen Hayvan Sayısı, Et, Deri ve Süt Üretimi (1996)

Ürünler
Koyun
Kıl Keçisi
Tiftik Keçisi
Sığır
Kesilen Hayvan

861.820
123.140
750
69.280
Et Üretimi (ton)

17.480
2.095
15
8.380
Deri (adet)

947.560
135.220
820
76.200
Sağılan Hayvan

2.646.570
929.330
28.240
424.380
Süt Üretimi (ton)

159.370
56.920
490
476.940
Kaynak: DİE, GAP İl İstatistikleri, 1954 - 1996.
Tablo 3 incelendiğinde; Bölge’nin en önemli hayvansal zenginliğini koyunların oluşturduğu gözlenmektedir. Daha sonra bunu kıl keçisi ve sığır izlemektedir.
Tablo 3: Hayvan Varlığının Irklara Göre Dağılımı

İLLER
Koyun
Keçi
Sığır
Tavuk
Hindi
Yerli
Kıl Keçisi
Tiftik
Kültür
Melez
Yerli
Et
Yumurta
Adıyaman

310.800
186.140
-
9.540
25.810
50.870
-
551.800
26.115
Batman

340.600
140.790
2.450
230
2.970
33.870
5.200
175.800
67.150
D.Bakır

1.005.790
333.560
-
4.680
9.530
202.090
1.100.348
533.695
157.822
G.Antep

341.410
188.470
-
7.080
23.080
18.520
163.000
584.648
52.228
Mardin

419.220
214.680
16.690
1.510
2.617
51.160
-
408.218
119.662
Kilis

91.200
58.900
-
830
1.990
430
88.000
95.000
4.600
Siirt

354.300
164.040
14.170
1.270
2.240
21.690
-
134.350
26.230
Ş.Urfa

1.615.760
209.970
-
5.160
35.450
75.070
-
880.955
203.050
Şırnak

257.460
140.530
15.430
530
50
50.040
-
835.000
11.050
Toplam

4.736.540
1.637.080
48.740
30.830
103.737
503.740
1.356.548
3.447.966
667.907
Kaynak: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 1996.
GAP Bölgesi’ndeki koyun popülasyonunun % 75’inin Akkaramanlardan, % 25’inin ise İvesi ırkından olduğu tahmin edilmektedir. Kıl keçileri bölgenin her tarafına yayılmış olmakla beraber tiftik keçisi özellikle Siirt, Şırnak ve Mardin illeri çevresinde lokalize olmuştur. Ayrıca Gaziantep yöresinde lokal olarak yüksek süt verimli Kilis keçileri de yetiştirilmektedir.
Bölgede sığır varlığı dikkate alındığında yerli ırkların yoğunlukta olduğu bunları melez ve az sayıda kültür ırkı sığırların izlediği görülmektedir. Yerli ırklar arasında Doğu Anadolu Kırmızısı, Güneydoğu Anadolu Sarısı ve Kırmızısı, Yerli kara ve Kilis sığırı yer almaktadır. Melezler daha çok Siyah-Beyaz melezi, Karacabey Esmeri, Simmenthal ve Holştayn melezleridir. Kültür ırkı olarak Holştayn ve Simmenthal ırkları bulunmaktadır.
Sığır Yetiştiriciliği:
GAP’ta bulunan yerli ırklar, populasyonun yaklaşık % 95’ini oluşturmaktadır. Egzotik sütçü ırklar Siyah beyaz alaca, esmer ve simmenthal olup bunlara daha çok Adıyaman ve Gaziantep’te rastlanılmaktadır. Saf sütçü ırklar ve melezleri daha çok büyük yerleşim alanları ve halen sulanmakta olan yerlerde yoğunlaşmıştır. Yerli ırklar ekstansif koşullarda, Güneydoğu Anadolu sarısı ve kırmızısı ile Kilis varyetesi ve melezler yarı entansif koşullarda, saf egzotik ırklar ise entansif koşullarda bakım ve beslenmeye tabi tutulmaktadırlar. GAP illerinde ortalama sürü büyüklüğü 10 baştır. Her işletmede 4 inek, 2 düve, 1 dana ve 3 buzağı bulunmakta, genel olarak 2-4 baş inek sağılmaktadır. Bölgede hayvan başına 662.4 kg kaba yem, 787.2 kg kesif yem verilmektedir. Kaba yemin % 87’si buğday samanı, geri kalanı mercimek samanıdır. Sığırcılıkta kullanılan iş gücünün hemen tamamı aile işgücüdür.
Bitkisel üretime uygun olmayan alanlarda ekstansif sığır yetiştiriciliği hakimdir, burada ortalama süt verimi 448.7 kg olarak bulunmuş ve Türkiye ortalamasının (675.68 kg) altındadır buda bölgedeki yerli ırkların düşük süt verimine sahip olduğunu göstermektedir. Bölgede hayvanlar 7.5 saat/gün meralanmaktadır. Kesif yem olarakta arpa % 92 ile başı çekmektedir.
Sulu tarım yapılan yörelerde yarı entansif sığır besiciliği yapılmaktadır. Daha çok siyah-alaca melezleri ve Kilis sığırı varyeteleri yarı entansif sığır besisinde kullanılmaktadır. Melez sığırlar sıcağa, parazitlere ve hastalıklara dirençlerini Güney Anadolu sığırlarından, yüksek süt verimlerini siyah alacalardan almıştır. Kilis sığırları ise köken aldıkları Şam sığırının hastalıklara, parazitlere ve sıcağa dirençliliği, sağlam tırnak yapısı, kötü beslenme koşullarına tölerans ve yüksek süt verimi özelliklerini yansıtmaktadırlar. Yarı entansif sığırcılık yapılan yörelerde ortalama süt verimi 1766.2 kg ile oldukça iyi düzeydedir.
Entansif sığırcılık ise, yüksek verimli saf ve G1 ve G2 gibi yüksek dereceli melezlere ihtiyaç duymaktadır. Bölgede çok az sayıda saf siyah alaca, İsviçre esmeri ve Simmenthal vardır. Bölgede entansif sığırcılıkta ortalama süt üretimi 3,292 kg bulunmuştur.
Bölgede, besi sığırcılığı Diyarbakır ve Gaziantep illeri civarında yoğunlaşmıştır ve meraya bağlı olarak yapılmaktadır. Besi materyali olarak melezler tercih edilmekte ve besi süresi 4-6 ay olmaktadır. Beside günlük canlı ağırlık artışı 800-1000 gr. dolayındadır. Başlangıçta 180-200 kg dolayında olan besi materyali, besi sonunda 350-4000 kg canlı ağırlığa ulaşmaktadır.
Koyun Yetiştiriciliği:
Koyunculuk, ülkemizde en yaygın hayvansal üretim uğraşısı olup, verimsiz kuru alanlarda, zayıf çayır ve meralarda yapılmaktadır. Yüzyıllar boyunca oluşan ırklar, küçük yapılı ve düşük verimli olmasına karşın çok dayanıklıdır. GAP bölgesinde olduğu gibi tüm Türkiye’de de koyunculuk ekstansif sistemde yapılmakta, çayır-mera ve anıza bağlı olarak beslenmektedir. Ekstansif koyunculuk, aşağıda özetle sıralanan avantajları dolayısıyla tercih edilmektedir;
  • Hiçbir hasat masrafı olamadan çayır, mera, anız ve nadas alanlarında yetişen yemlerden yararlanabilir,
  • Bitkisel üretime uygun olmayan arazilerden yararlanabilir,
  • Entansif sistemde yetiştirilen üretimle kalitece düşük olmasına rağmen aynı fiyattan işlem görmektedir,
  • Yem, barınak ve diğer masrafları asgari düzeydedir,
  • Koyunculuk yaklaşık olarak % 80 mera ve % 20 daha çok kış aylarında olmak üzere elden yemlemeyi içerir.
GAP illerinde, koyunculuk en yaygın hayvansal üretim uğraşısı olup, toplam 4.736.540 koyun varlığı ile Türkiye koyun varlığının % 14.3’üne sahiptir. Bölgenin en önemli iki ırkı, Akkaraman ve İvesi olup, % 75 ve % 25 oranlarına sahiptirler. İvesi ırkının süt verimi daha yüksek olduğundan Akkaramanların ıslahında kullanılmaktadır. İvesilerin kirli yapağı üretimleri de Akkaramanlardan yüksektir.
Bölgede, Haziran ve Ekim aylarında yapılan serbest koç katımından sonra, Aralık Mart aylarında kuzulama gerçekleşmektedir. Kuzular 2-2.5 ay süt emdikten sonra sütten kesilerek meraya dayalı büyütmeye tabi tutulurlar. Mera dönüşü kuzular ya besicilere satılır yada kışlatılarak ertesi bahar meralamasından sonra satılırlar. Süt üretimi, çiftçilerin nakit gelirleri için önemlidir. Elde edilen sütten peynir veya sadeyağ yapılarak satılır. Ortalama süt verimi 52.3 kg kadardır.
Sütten kesilmiş kuzu besisi 5-7 aylık kuzuların veya toklu besisi şeklinde kuzu besiciliği yaygındır. Kuzu besileri Şanlıurfa ve Gaziantep civarındaki mağaralarda yapılmaktadır. Kuzu besiciliğinde ortalama günlük canlı ağırlık artışı 175-200 g olmaktadır.
Keçi Yetiştiriciliği:
Bölgede 1.637.080 baş kıl keçisi ve 48.740 baş tiftik keçisi bulunmakta ve bunlar sırasıyla Türkiye keçi varlığının % 19.87 ve % 6.87’sini oluşturmaktadırlar. Gaziantep yöresinde lokal olarak ülkemizin yegane süt keçisi olan Kilis keçileri bulunmaktadır. Bölgede keçicilik de koyunculuk gibi ekstansif koşullarda yapılmakta ve daha çok dağlık ve engebeli yerlerde yoğunlaşmıştır. Her koyun sürüsünde 10-20 baş keçi bulunmaktadır. Koyunlar sütten kesildikten sonra keçiler ekim ayına kadar sağılmakta böylece yetiştiricilerin yazın ve erken sonbaharda süt ihtiyacını karşılamaktadır. Keçilerin koyun sürüleri içinde yer almalarının nedeni laktasyon dönemlerinin uzun olmasıdır.
Kıl keçileri ekstansif koşullarda 40-50 kg süt, 1 oğlak ve 0.5 kg kıl verimine sahiptirler.
Küçük Evcil Hayvan (Kümes hayvanları) Yetiştiriciliği:
Bölgede genel olarak köy tavukçuluğu yaygın bir yetiştiricilik şeklidir. Tavuk varlığı 152.956.970 baş ile Türkiye tavuk ve horoz varlığının % 2.13’ünü, hindi varlığı 3.063.540 baş ile Türkiye hindi varlığının % 20.79’unu oluşturmaktadır.
Bölgede yapılan köy tavukçuluğu, 1-50 tavukluk aile işletmesi şeklinde olup, karışık ilkel ırklardan ve belirsiz ırklardan oluşan karma bir yapıya sahiptir. Geceleri soğuk ve yırtıcı hayvanlardan korumak amacıyla barındırılırlar ve ailede iş gücü olarak yararlanılamayan yaşlı ve çocuklar tarafından beslenirler.
Et ve yumurta tavukçuluğu; büyük yerleşim merkezlerinden gelen talep üzerine başlamıştır. Bölgede modern tavukçuluk TKV’nin özellikle Diyarbakır'da desteklemesiyle 4000-5000 başlık kümeslerde yapılmaktadır. TKV yetiştiriciye barınak, civciv, yem, sağlık hizmetleri, teknik bilgi ve pazarlama hizmetleri sağlayarak, modern tavukçuluğu yaygınlaştırmaya çalışmaktadır. Diyarbakır ve Şanlıurfa’da 20-30.000 kapasiteli yumurta tavuğu işletmeleri 260-280 yumurta/yıl üretim yapmaktadırlar.
Türkiye Hindi varlığının % 20.79’unu elinde tutan bölgede, daha çok Adıyaman,Diyarbakır ve Şanlıurfa’da ekstansif koşullarda meraya dayalı olarak yapılmaktadır. Ergin erkek hindilerde ağırlık ortalama 6-7 kg, dişilerde 4-5 kg kadardır ve yılbaşına yakın pazarlanmaktadır.
Arıcılık ve İpek Böcekçiliği:
Arıcılık toprağa bağlı olmadan, küçük sermaye ve az masrafla yapılan, kısa zamanda gelir getiren tarımsal bir uğraştır. Arılar, çiçeklerin tozlaşmasını sağlayarak bol ve kaliteli ürün elde edilmesine neden olurlar. Arı populasyonunun az olduğu yerlerde polinasyon zayıf olacağından üretim azalmakta ürünler farklı zamanlarda olgunlaşmakta hasatın gecikmesi ile hastalık ve zararlılardan daha çok etkilenmektedir. Arıcılık aynı zamanda topraksız ve az topraklı çiftçilere ek gelir yaratması, orman içi ve kenar köylerde yaşayanların gelir düzeyini artırarak köylerden kente göçü yavaşlatmaktadır.
Türkiye uygun ekolojisi, koloni varlığı işgücü olanakları ile büyük arıcılık potansiyeline sahiptir. GAP bölgesi, coğrafi konum, iklim ve sulamadan sonra oluşacak uygun florası ile arıcılığa en uygun yerlerden birisi olacaktır. Bölgede halen, 85.729 adet arı kovanı 867 ton bal, 42 ton balmumu üretmektedir. Arıcılıkla uğraşan köy sayısı 1.047’dir.
Bölgede arıcılığın gelişememesinin nedenleri;
  • Bölge arıcılarının teknik bilgileri yetersizdir eğitime ihtiyaçları vardır,
  • Bölge arıları hırçın ve oğul verme eğilimindedir. Bölge arılarının bal verimi fazla, sakin arı ırkları ile ıslahı gerekmektedir,
  • Bölgede arı hastalık ve parazitleri yaygındır. Arıcılar mücadele yöntemlerini bilmediklerinden, koloniler sönmekte ve verim düşmekte, gezgincilik nedeniyle hastalık ve parazitleri yaymaktadırlar,
  • Bölgede ana arı yetiştiriciliği yetersiz olduğundan, yaşlı ve verimsiz ana arılar kovanlarda tutulmakta ve bal verimini olumsuz etkilenmektedir,
  • Bölgede arıcılara teknik bilgi ulaştıracak kuruluşlar yetersizdir,
  • Bölgede arıcılık geliştirilerek arıcılar örgütlenmeli, pazarlama olanakları artırılmalıdır,
  • Bölgedeki ilkel kovanların modernleştirilerek bal verimleri artırılmalıdır.
Bölgede, özellikle sulu tarım yaygınlaştıktan sonra değişecek olan bitkisel ürün deseni arıcılığa büyük imkanlar sağlayacaktır. Ayrıca bitkisel üretimden de beklenen verimin alınabilmesi için arıcılık önemli bir rol oynayacaktır. Toplam sulanan alanın 1.7 Milyon ha çıkmasıyla 800.000 ha alanda tozlanma gerektiren bitkiler yetiştirileceğinden yola çıkarak hektara 1-2 koloni hesabıyla bölgede en az 800.000 koloniye ihtiyaç duyulacaktır. Her arıcılık işletmesinde 100 koloni olacağını varsayarsak bölgede arıcılıkla topraksız veya az topraklı 8,000 aileye istihdam yaratılabilecektir.
İpek böcekçiliği, ülkemizde küçük aile işletmeleri şeklinde yardımcı bir tarımsal faaliyet olarak, dutun yetiştirildiği yerlerde yapılmaktadır. GAP bölgesinde Gaziantep, Diyarbakır, Adıyaman ve Siirt illeri ipekböcekçiliği ve dut yetiştiriciliğine uygun bir yapıdadır. İpekböcekçiliği 35-40 gün gibi kısa sürede yapılabilmekte, yaşlı, sakat ve çocuk gibi emeği diğer tarımsal faaliyetlerde değerlendirilemeyen aile fertlerince yapılabilmesi, kırsal alanda gizli işsizliğin önlenmesi ve kısa zamanda gelir sağlanması gibi sosyo-ekonomik bir öneme sahiptir.
Bölgede, 16 köyde toplam 200 adet tohum kutusu üretilmiş, 4 ton Japon kozası elde edilmiştir. Bölgede koza üretiminin düşük olmasının nedeni, ipekböceği larvalarının yaprak verim kalitesinin düşük olması, dezenfeksiyon ve temizliğin yetersizliği, kullanılan pestisitlerin kalıntıları, toplu ölümler, tohumların uygun olmayan ortamlarda inficarı, teknik bilgi yetersizliği, pazarlama ve fiyatlardaki dalgalanmalardır.
Su Ürünleri:
GAP'ın hayata geçmesiyle bölgede toplam 217.714 ha’lık göl alanı oluşacaktır. Ayrıca, 30’un üzerinde akarsu bulunmakta, bunların toplam uzunluğu 2,235 km'yi bulmaktadır. Bölgenin kışın soğuk, yazın sıcak iklime sahip olması, yaz aylarında baraj göllerinde ortalama 20° C’lik bir su sıcaklığına ulaşılmasını sağlamaktadır. Bu rezervuarlarda oluşacak ekolojik özelliklerin soğuk ve ılıman iklim balıklarının birlikte yaşamalarına olanak sağlayacaktır. Bölgenin tatlı su ürünleri çeşidi olarak; alabalık, sazan, tatlı su kefali, kara yayın, kayabalığı, yılan balığı akarsu ve göletlerde yaşamaktadır. Bölgede 1996 yılında 1.393 ton su ürünleri elde edilmiştir. Su ürünleri üretiminin düşük olmasının nedeni bölgede yaşanan olaylar, varolan potansiyelin oldukça altında verimlilikte organize ve teknik olmayan avcılıkla gerçekleştirilmesidir.
3.2. Sulamanın Bitkisel Üretimde Getireceği Değişiklikler:
Bölgede sulamaya tam geçilmesiyle 1.7 milyon hektar alanda sulu tarım yapılacağı ve buna bağlı olarak ürün deseninde değişiklikler olacağı beklenmektedir. Ürün deseninde, 2. ürün olarak daha çok hayvancılık lehine, hayvan yemi üretiminde artış olacağı öngörülmektedir. GAP Master Planına göre (2005 yılı projeksiyonu), Bölgede ana ürün arpa dahil yem bitkisi üretiminin toplam ekiliş alanı % 15 ve ikinci ürün silajlık mısır dahil yem bitkisi ekiliş alanı % 8’dir. Buna göre,toplam yem bitkisi ekiliş alanının % 23 olması beklenmektedir. Şuan Bölgede mevcut üretim % 1 civarındadır. Yem bitkileri üretiminin gelişmesi hayvancılığın gelişmesi için itici bir güçtür.
1.7 milyon hektar alan sulamaya açıldıktan sonra büyük baş hayvan yetiştiriciliğine temel oluşturacak yem bitkisi ve yoncanın ekim alanı 170.990 ha olarak tahmin edilmektedir. Şekerpancarı baş ve yaprakları da büyük baş hayvan yetiştiriciliğine ayrılırsa ha’dan 10 ton kuru yonca yada yem bitkisi kuru maddesi, ha’dan 2.5 ton pancar baş ve yaprağı kuru maddesi hesabıyla yılda 1.942.400 ton civarında kaba yem kuru maddesi elde edilecektir. Sulama ile bölgede kaba yem üretiminin 500 kat aratacağı tahmin edilmektedir.
Yapılan projeksiyonlara göre (Başkanlığımız tarafından yapılan BUA raporu) 1998 yılı ortalama birim fiyatı ile; süt ineğinden yaklaşık 16.5 Trilyon TL, besi ineğinden 3 Trilyon TL, koyundan 3.5 Trilyon TL, besi tavuğundan 3 Trilyon TL olmak üzere toplam 34 Trilyon TL bölge ve ülke ekonomisine katma değer sağlanması beklenmektedir.
Ayrıca, hayvancılık sektöründe düz işçi, çoban, hayvan bakıcısı, hayvan sağlık teknisyeni ve veteriner olarak süt inekçiliğinde 131.977, besi ineği yetiştiriciliğinde 154.680, koyun yetiştiriciliğinde 109.593, besi tavukçuluğunda 72.202 ve yumurta tavuğu üretiminde 7.872 kişi istihdam edilecek olup toplam 476.323 kişi iş olanağına kavuşturulacaktır.
3.3. Hayvansal Üretimde Beklenen Değişiklikler:
Bölgede hayvansal üretimdeki temel sorun verim düşüklüğüdür. Ayrıca bölgenin ekonomik açıdan geri kalmışlığı ve özellikle hayvansal üretimin kapalı ekonomi içinde yer alması hayvancılığın gelişmesini sınırlayan diğer etkenlerdir.
GAP’ın uygulamaya girmesiyle farklılaşacak olan ürün deseni ve kapasitesi, nüfus artışına ve yatırımların bölgeye gelmesine neden olacaktır. Bunlara paralel olarak tarımda çalışan nüfus azalacak, tarımsal işletmeler açık pazar ekonomisine tabi olacak, halkın yaşam standardı yükselecektir. Bu unsurlarda olacak değişiklikler bölgenin hayvansal ürünlere olan talebini ve ihtiyacını artıracaktır.
Entansif tarıma geçilmesiyle bölgenin hayvansal üretiminde oldukça önemli yeri olan koyun ve keçi bugünkü önemini yitirecektir. Çünkü koyun ve keçide birim başına verim az, mer’aya bağımlılık fazladır. Sulama ile birlikte mer’a alanları azalacak, hayvancılık entansif şekle dönecek, bunun sonucunda da koyun ve keçinin yerini birim başına verimi yüksek sığır alacaktır. Sulamaya açılacak 1.7 milyon ha arazinin % 15’inde yem bitkilerine yer verilmesi, sığır yetiştiriciliğinin gelişmesi için önemli miktarlarda kaba yem üretimi mümkün olacaktır. Sığır yetiştiriciliği bölgede öncelikle yonca, melez mısır, sudan otu, sorgum, hayvan pancarı, korunga, fiğ gibi yem bitkilerinin bol miktarda üretilmesine bağlıdır. Süt sığırı yetiştiriciliğinde hayvanların canlı vücut ağırlıklarının % 2’si kadar kaba yem kuru maddesi tüketmesi arzu edilir.
4. GAP BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLIĞI TARAFINDAN GAP BÖLGESİNDE HAYVANCILIK KONUSUNDA YAPILAN VE YAPILACAK ÇALIŞMALAR
Yapılan Çalışmalar
GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı olarak, GAP Bölgesi'nde hayvancılığı geliştirmek amacıyla, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ne bitkisel ve hayvansal üretim ve yetiştirme tekniklerini içeren bir dizi proje yaptırılmıştır. Hayvancılık ile ilgili araştırmalar, TİGEM Ceylanpınar Tarım İşletmeleri Müdürlüğü çiftliğinde yürütülmüştür.
Yürütülen projeler;
  • GAP Bölgesi'nde Entansif Süt Sığırcılığını Geliştirmek İçin Uygulanabilecek Islah Organizasyon Modeli,
  • GAP Bölgesi'nde Yetiştirilen İvesilerin Süt, Döl ve Et Verimlerinin Islahında Egzotik Irklardan Yararlanma Olanakları,
  • GAP Bölgesi'nde Çeşitli Bal Arısı Irklarının Performanslarının Saptanması ve Bölgede Mevcut Arı Irklarının Islahı Olanakları,
  • GAP Bölgesi'nde Entansif ve Yarı Entansif Koşullarda Hindi Yetiştiriciliği,
  • GAP Bölgesi'nde Hayvansal Ürünler Pazarlama Yapısı ve Geliştirilmesi,
  • Yem Bitkileri Adaptasyonu.
Sözkonusu çalışmaların büyükbaş hayvancılıkla ilgili sonuçları aşağıda verilmiştir.
Planlanan Çalışmalar
  • GAP Bölgesi Sözleşmeli Hayvancılık Projesi
  • Hayvancılık Danışmanlık Hizmetleri
  • Küçükbaş Hayvancılığı Destekleme Projesi
  • Entegre Su Ürünleri Projesi
  • İpekböcekçiliği Geliştirme Projesi
  • Demonstrasyon Çiftlikleri Projesi
  • Organize Hayvancılık Bölgesi Pilot Projesi
5. GAP BÖLGESİ'NDE HAYVANCILIĞIN SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Sorunlar:
Hayvancılıkta birim başına verimi etkileyen genel sorunları şu ana başlıklar altında toplayabiliriz;
  • Islah
  • Bakım ve besleme
  • Hayvan hastalıkları ile mücadele
  • Örgütlenme ve pazarlama
  • Eğitim
  • Destekleme politikaları
  • Kredilendirme
GAP Master Planı'nda da Bölge'nin mevcut kaynaklarının ve darboğazlarının analizi ile ulusal ekonomi ve ulusal kalkınma amaçları da dikkate alınarak, bölgesel kalkınmanın hedefleri ve stratejileri saptanmıştır. Master Planda, tarımsal kalkınma stratejisi içinde hayvancılığın geliştirilmesi için;
Hayvancılıkta Verimliliğin Artırılması
  • Suni ve tabii tohumlama ile yerli sığır ırklarının geliştirilmesi,
  • Mera yönetimi, yem bitkileri ve konsantre yem üretimi yolu ile hayvanların beslenmesinin iyileştirilmesi,
  • Veterinerlik hizmetlerinin geliştirilmesi.
Ticari Hayvancılık Üretimini Geliştirmek İçin Fiziksel Altyapının İyileştirilmesi
  • GAP Master Planı'nda temel kalkınma senaryosuna bağlı stratejiler kapsamında; diğer sektörlerin ihtiyaçları da dahil agro-ekolojik koşullar ve pazarlanabilirliği göz önüne alınarak, GAP Bölgesi'nde ağırlıklı olarak bulunan tahıl ve baklagillere ek olarak, yağlı tohumlar, meyve ve sebzeler ve kaba yem ve dane yem bitkileri gibi ana ürün gruplarının özellikle sulama alanlarında teşviki öngörülmektedir.
Çözüm Önerileri:
  • Bölge de sığır yetiştiriciliğinde; İşletmede sığır mevcudu bakımından iller, ilçeler ve köyler bazında çok önemli farklılıklar olduğu gözlemlendiğinden, bölge bir bütün olarak ele alınmalı, özellikle entansif süt sığırcılığının geliştirilmesi sulamaya paralel olarak organize edilmelidir.
  • Bölge süt sığırcılığının geliştirilmesi için özellikle büyük yerleşim yerleri ile buralara yakın yerlerde saf ve melez Siyah Alaca yetiştiren entansif süt sığırı işletmeleri teşvik edilmelidir.
  • Sulamanın gelişmesi ile birlikte, sığır mevcudunda bir miktar artma beklenmekle beraber, sığır yetiştiriciliğinin önemli oranda artması beklenmemeli, özellikle Bölge'nin inek sütü gereksinmesini karşılamak için süt ineği yetiştirilmelidir.
  • Süt sığırcılığını geliştirmek için, Kilislerin saf yetiştirme ve ıslahı, Siyah Alaca gebe düve getirerek Çukurova örneği işletmeler kurulması, bu işletmelerin ayrıca bir organizasyon altında toplanarak boğa yavru testi uygulanması, sperma ithali ve yapay tohumlama uygulaması gibi modeller uygulanmalıdır.
  • GAP Bölgesi'nde süt sığırcılığının geliştirilmesi için bölgesel bir süt sığırcılığı projesi planlanmalıdır.
  • Bölgede var olan ve yüksek verime sahip olan Siyah Alaca'nın uygun yetiştirme teknikleri ile verimi artırılmalıdır.
  • Bölgede uzman personelden oluşan bir ekip oluşturulmalıdır.
Bu sorunların entegre bir yaklaşım ile ele alınarak başta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olmak üzere, tüm ilgili kurulaşların acilen birlikte hareket ederek Bölgede hayvancılığı tekrar aktif hale getirmesi büyük önem taşımaktadır.
6. SONUÇ
GAP Master Planı, GAP'ın tamamlanmasıyla bölgeyi tarıma dayalı İhracat üssü haline getirmeyi öngörmektedir. Sulama projelerinin devreye girmesiyle birlikte, tarımsal ürünleri değerlendirecek olan tarıma dayalı sanayilerin gelişmesi ve bölgede kurulması gerekmektedir. Hayvansal ürünler sanayi, stratejik sanayiler arasında yer almakta ve ümitvar görülmektedir. Stratejik önem taşıyan ve ana sanayi olan et işleme ve deri sanayileri, bölgede Siirt ve Batman illerinde, diğer sanayi kollarına giren hayvansal ürün sanayileri Diyarbakır ilinde öngörülmektedir.
Master Plana göre, bölgede önümüzdeki yirmi yıl içinde kalkınma çabalarının yoğunlaştırılacağı altı gelişme alanı saptanmıştır. Buna göre; Diyarbakır ve Batman'da tarımsal ürünleri kurmak ve yayarak genişletmek, Siirt'te hayvancılık sanayini desteklemek, Mardin'de hayvancılık faaliyetlerini özendirmek ve çevresindeki alanlarla karşılıklı bağlantılarını güçlendirmek temel stratejiyi oluşturmaktır.
GAP Bölgesel Ulaşım ve Altyapı Geliştirme çalışmasına göre, bölgede tarıma dayalı sanayiler arasında yer alan süt ürünleri işleme tesisleri mekansal olarak; Gaziantep, Diyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Siirt, Mardin, Şırnak ve bölgenin kuzeyinde yer alan sulama alanları dışında kalan yerleşimlerde konumlanacağı ortaya çıkmıştır.
Bununla birlikte GAP İdaresi'nin T.C. Ziraat Bankası ile koordineli bir şekilde yürütmüş olduğu "GAP Alanındaki Tarım İşletmelerinin Ekonomik Analizinin Kısa, Orta ve Uzun Vadedeki Kredi İhtiyacının Artırılması" projesiyle de Bölge için uygun tarımsal kredi imkanları araştırılmıştır.
Bu çalışmalar ışığında GAP İdaresi'nce Bölge'de süt sığırcılığını geliştirmek ve sulu tarım alanları dışında kalan çiftçilerin gelirlerini artırmak amacı ile "GAP Bölgesi Sözleşmeli Hayvancılığı Geliştirrme" projesi ön çalışmaları yapılmaktadır.
Ayrıca örgütlü tarım işletmeciliğinin ve yem bitkisi üretiminin Bölge'de desteklenmesi amacıyla 1997 yılı güz döneminde GAP İdaresi'nce yem bitkileri ekim çalışması yapılmıştır. Siirt ili Merkez ilçesine bağlı Uluköy'de kurulu süt inekçiliği kooperatifi arazisine yonca, fiğ ve korunga tohumları ve ihtiyaç duyulan miktarda gübre verilerek yem bitkisi yetiştiriciliğini geliştirmek istenmiştir. Bu çalışma başarılı olmuş ve önümüzdeki yıllarda da Bölge'de yaygınlaştırılarak devam ettirilecektir.
Başkanlığımız, Organize Hayvancılık Bölgesi fikrinden hareket ile, Batman ilinde şehir merkezinde kalmış olan besicilerin, Valilik ile beraberce yapılacak ortak çalışma sonucunda, kent merkezinden çıkarılarak, altyapısı hazırlanmış bir bölgeye taşınmaları hususunda proje çalışmalarına başlayacaktır.

K A Y N A K L A R
  • Anonim (1992): Tarım ürünleri pazarlaması ve bitki deseni planlaması ile pazarlama ve bitki deseni planlaması çalışmasının entegrasyonu IV. Cilt. Ankara.
  • Anonim (1996): GAP il İstatistikleri 1950 - 1996. TC Başbakanlık DİE Ankara.
  • Anonim (1990): GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı Güney Doğu Anadolu Projesi Master Plan Çalışması, Master Plan Nihai Raporu Cilt I.II. III ve Ekleri Ankara.
  • Anonim (1997): I. Tarım Şurası Çalışma Belgesi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Ankara.
  • Anonim (1996): Türkiye ve Dünya Tarımı İçinde GAP’ın Yeri ve Önemi. Başbakanlık GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı Ankara.
  • Anonim (1986): Güney Doğu Anadolu Projesi Tarımsal Kalkınma Simpozyumu, Ankara.
  • Anonim (1992): GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı Tarım Ürünleri Pazarlaması ve Bitki Deseni Planlaması ile Pazarlama ve Bitki Deseni Planlamasa Çalışmasının Entegrasyonu II Cilt.
  • Anonim (1992): GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı GAP Bölgesel Ulaşım Altyapı Geliştirme Çalışması.
  • Aral,Sadi (1996): Avrupa Birliğine Giriş Sürecinde Türkiye’de Hayvancılık Politikaları ve Alınması Gerekli Önlemler. Ank. Bölgesi Veteriner Hekimler Odası Yayını Mart 1996.
__________________
Besiktasforum.NET

KayıpKentinYakışıklısı.
Mehmet Ofline   Alıntı ile Cevapla