Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-06-2009, 15:43   #1
Mehmet
 
Mehmet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Şampiyonluk Hikayesi

2002-2003 sezonunda ya da bir başka deyişle kulübün 100. yılında gelen şampiyonluk sonrası oynanan beş sezonda da Beşiktaş şampiyonluk yüzü görememişti. 100. yıldaki şampiyonluğu yedi sezon bekledikten sonra 2008-2009 sezonu öncesi şampiyonluk hasreti beş yıla çıkmıştı. Sürekli zirveyi hedefleyen büyük camialar için bu süre oldukça uzundu.

Bu süre içinde şampiyonluk uğruna yapılan harcamaların da haddi hesabı yoktu. Yapılan nice önemli transfer hep hüsranla sonuçlanmış hatta birçoğu maddi olarak kulübü ciddi anlamda zarara sokmuştu.
Rakiplerinin yaptığı transferler ve alınan sonuçlar, Beşiktaş taraftarının sabrını iyiden iyiye taşırmaktaydı. Bu durum zaman zaman oyuncular ve futbolcular üzerinde olumsuz baskı oluşturmuş ve bazı oyuncuların 'Deplasmanlarda daha rahat oynuyoruz' demelerine dahi yol açmıştı.
Acı ve tatlı olaylarıyla 2007-2008 sezonu üçüncü olarak tamamlanmış ve Ertuğrul Sağlam, tüm baskılara rağmen 'istikrar' için takımda tutulmuştu. Ertuğrul hoca da ilk büyük takım deneyiminde koca bir sezonda yaşadığı tecrübeyle sezona daha hazır girecekti.
SERIE A EKOLÜ
Beşiktaş'ın son yıllardaki en büyük dertlerinin başında defansın göbeği ve sol bek gelmekteydi. Aslında bu pozisyonlarda oynayan oyuncular milli takım seviyesindeydiler ancak bir türlü beklenen performanslar alınamıyordu.
Click the image to open in full size. Ertuğrul Sağlam, az ama öz bir transfer politikası tercih etti ve tercihini de genelde savunma ağırlıklı isimlerden kullandı. Öncelikle savunmanın göbeğine, Serie A tecrübesi olan Çek oyuncular Tomas Sivok ve Tomas Zapotocny transfer edildi. Bu iki oyuncuya ödenen paralar otoritelerce çok eleştirilse de karşılığının alınacağına dair inanç çok fazlaydı. Özellikle çok yönlü bir oyuncu olan Sivok'tan beklentiler büyüktü.
Sol bek için, Hırvat milli takımında, Lazio ve Parma gibi önemli Serie A ekiplerinde oynamış ancak Slaven Bilic ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Euro 2008'de görev almayan ve son olarak Panathinaikos tarafından serbest bırakılan Anthony Seric'e imza attırıldı. Bonservis ücreti ödenmeyen Seric için en büyük referans hiç kuşkusuz Lazio'daki geçmişiydi ancak Panathinaikos taraftarının, Avustralya doğumlu oyuncunun ayrılışından ötürü yaşadığı sevinç de kafaları karıştırmıyor değildi. Bu arada Gordon Schildenfeld'in gönderilememesi nedeniyle yabancı kontenjanının bir süre boşaltılamaması Seric'i, sadece idman ve hazırlık maçlarında oynayan ancak resmi maçlarda formadan uzak tutan bir oyuncu durumuna sokmuştu.
Böylece defans hattına, Serie A tecrübesi yaşamış üç isim alınmıştı. Yerli transferi olarak ise küme düşen Manisaspor'un başarılı isimlerinden Uğur İnceman ve Gaziantepspor'da gösterdiği performansla dikkat çeken Türk asıllı Avusturyalı Ekrem Dağ tercih edildi. Önceki yılların aksine daha sakin bir transfer dönemi geçiren Beşiktaş böylece yeni sezon öncesi transferi kapatmış oldu.
'TERLİK' KAVGASI
Tatilden dönen Beşiktaş'ın Avusturya'daki hazırlık kampı şok bir olayla sarsıldı. Takımın iki tecrübeli ismi İbrahim Toraman ve İbrahim Üzülmez'in yumruk yumruğa kavga etmeleri bütün keyifleri kaçırdı. Üstelik takımın iki kaptanının böyle bir olaya karışması ve kavganın başlangıcının, İbrahim Toraman'ın takım halinde yemek yenilen otelin salonuna terlikle gelmesi ve bu konuda İbrahim Üzülmez tarafından uyarılması gibi basit bir nedenin olması daha da şaşırtıcı idi.
Click the image to open in full size.
Bu olay sonrası iki oyuncu süresiz kadro dışı bırakılıp İstanbul'a gönderildiler. Daha sonra her iki oyuncu da satış listesine konulsa da kendileri için belirlenen bonservis bedelini kimse ödemeye yanaşmadı.
Bu ikili daha sonra affedilseler dahi bir daha kaptanlık pazıbentini takamadılar.
ERKEN UEFA MESAİSİ
İbrahim Toraman ile İbrahim Üzülmez'in kavgası dışında kamp gayet iyi geçiyordu. Schalke 04 gibi bir takımı hazırlık maçında dahi olsa yenmek yeni sezon öncesi morallerin ve umutların artmasını sağlıyordu. Takım artık, UEFA Kupası 2. Ön Eleme turunda oynanacak Siroki Brijeg maçlarına hazırdı.
Click the image to open in full size.
Bosna Hersek temsilcisi önünde ilk maçı deplasmanda kazanarak turu büyük ölçüde geçen Beşiktaş evindeki rövanş maçında da 4-0 gibi farklı bir skorla UEFA Kupası'nda ilk tura kaldı.
GÜZEL BAŞLANGIÇ
Erken form tutan Beşiktaş lige de iyi bir giriş yaptı. Antalyaspor deplasmanında son dakikada gelen galibiyet ve sezonun ilk iç saha lig maçında Konyaspor karşısında alınan galibiyetle ligde ikide iki yapılmıştı. Son yıllarda lig başlangıçlarını pek iyi yapamayan siyah beyazlılar için bu başlangıç oldukça umut vericiydi.
M. KHARKİV FACİASI VE ADAM GİBİ ADAM ERTUĞRUL SAĞLAM!
Takım hem lig hem de kupada iyi gidiyordu. Siroki'den sonra UEFA Kupası'nda bir sonraki rakip Metalist Kharkiv idi. Ukrayna futbolunu Dinamo Kiev ve Shakhtar Donetsk'ten ibaret görenler bu kurayı çantada keklik gördüler ancak ilk maçta İnönü Stadı'nda 'zar zor' alınan 1-0'lık galibiyet rövanş öncesi endişe yaratmıştı. Ligde yenilgisiz giden takımı Ukrayna'da zor bir rövanş beklemekteydi.
Click the image to open in full size.
Zorlu bir Metalist Kharkiv bekleyen Beşiktaş, zordan da öte fırtına gibi bir takımı karşısında gördü ve bu isimsiz Ukrayna ekibine 4-1 yenilerek Avrupa macerasını çok erken noktalamış oldu.
Bu elenme kimilerine göre, bir sezon önceki Liverpool faciasıyla eşdeğerdi, ancak 8-0'lık maçtan sonra olduğu gibi bu maçtan sonra da Ertuğrul Sağlam'ın koltuğu iyiden iyiye sallanır oldu.
Bir de bu yenilgiye, İnönü'de alınan İBB. beraberliği de eklenince Ertuğrul Sağlam'ın ayrılışı neredeyse kesinleşti. Genç hoca da önce unutulmaz bir veda toplantısıyla medyanın karşısına çıktı ardından da 2-1'lik Hacettepe galibiyetiyle görevi bıraktı. Bu toplantı sonrası taraftarın Ertuğrul Sağlam'a olan sevgisi daha da arttı ve eski futbolcu ve teknik direktörünü 'Adam gibi adam Ertuğrul Sağlam' tezahüratlarıyla yolladı.
Click the image to open in full size.
VE MUSTAFA DENİZLİ DÖNEMİ
Yönetim vakit geçirmeden teknik direktör arayışlarına girdi. Kimilerine göre gönüllerdeki ilk isim, takımı 100. yılda şampiyon yapan Mircea Lucescu idi ancak Shakhtar Donetsk ile Devler Ligi'nde boy gösterecek olması onu sezon ortasında takımın başına getirmeyi oldukça zorlaştırıyordu.
Sezon ortasında takıma gelip başarılı olacak ismin bu ligi tanıyor olmasını gerektirdiğinden diğer adaylara bakıldı. Geçmişte Beşiktaşlı olduğunu açık ve net dile getirmesine rağmen G.Saray ve F.Bahçe'de görev alacak ve bu takımları şampiyon yapabilecek kadar kendisini kabul ettirmiş 'Mustafa Denizli' isminde karar kılındı.
Click the image to open in full size.
Bir TV kanalında yorumculuk yapan ve bu işi sayesinde dahi ligi ve takımları iyi tanıyan Denizli, bir gece Yıldırım Demirören'in evinde başkan ve kurmaylarıyla bir araya gelerek kendisine sunulan teklifi kabul etti.
ADAPTASYON DÖNEMİ
Eski bir G.Saray ve F.Bahçe teknik direktörü olmasından ötürü ilk başlarda bazı insanlar tarafından yadırgansa da Türk futbolunda kendisini kabul ettirmiş bir isim olan Mustafa Denizli, hücuma dönük oyun anlayışıyla da Beşiktaş taraftarlarını heyecanlandırıyordu.
Click the image to open in full size.
Denizli ile ilk maçta G.Birliği deplasmanında 3-1'lik galibiyet yüzleri güldürse de önce Sivas beraberliği ardından da Kayserispor deplasmanında alınan sezonun ilk yenilgisi moralleri bozmuş ve ilk yarının sonuna doğru oynanacak derbiler öncesi endişelerin oluşmasına neden olmuştu.
DERBİLER VE NOSTRADAMUS DENİZLİ!
Beşiktaş için devre arası yaklaştıkça sancı iyiden iyiye artıyordu. İç sahada Kocaelispor ve Eskişehirspor maçları kazanılsa da deplasman performansları, deplasmanlarda oynanacak iki derbi öncesi sıkıntı yaratıyordu.
Önce Fenerbahçe derbisi oynandı. Beklenenden iyi bir performans ortaya koyan Beşiktaş sahadan yenik ayrıldı. Cisse'nin erken atılışının bu mağlubiyette önemli bir faktör olduğu dile getiriliyordu zira 10 kişilik Beşiktaş çok da kötü oynamamıştı.
Ardından İnönü'de alınan Ankaraspor yenilgisi, 'Şampiyonluk gitti bari Avrupa Kupaları'na gidelim' denmesine yol açsa da yönetim ve teknik direktör Mustafa Denizli, herkesin birbirini yenebildiği bu ligin altından daha çok sular akacağını biliyor ve tüm hesapları devre arası için yapıyordu.
Click the image to open in full size.
Devre arası öncesi son maç Ali Sami Yen'de G.Saray ile oynandı ve alınan 4-2'lik yenilginin ardından moraller iyiden iyiye dibe vurmuştu. İşte bu maçın ardından Mustafa Denizli '26. haftayı bekleyin' diyerek gündeme oturmuştu. Herkes artık o hafta olacakları bekliyordu. Ancak liderin 6 puan gerisinde 6. sırada yer alan Beşiktaş'ın nasıl bir gelişme gösterip lider olacağını da kimse düşünemiyordu.
__________________
Besiktasforum.NET

KayıpKentinYakışıklısı.
Mehmet Ofline   Alıntı ile Cevapla