Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04-06-2009, 11:07   #1
RamesooN
Hayatın Anlamı Siyaz Beyazdı
 
RamesooN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Thumbs up Toraman : Türkiyede ki En İyi Hoca Denizli..

İbrahim Toraman, Vatan Gazetesin'den Sanem Altan'ın sorularını yanıtladı...


BEŞİKTAŞ’TA 5. sezonunu tamamladın, ilk kez şampiyonluk sevincini yaşadın.. Takımda geçmiş sezonlara göre ne fark vardı?

“BU seneye kadar şampiyonluğa yaklaştığımız seneler oldu ama bir türlü finali yapmayı beceremedik.. Bu sefer final haftalarında hata yapmadık.. Hayatımda ilk kez böyle bir başarı yaşıyorum.. Gerçekten inanılmazmış.. Ayaklarım yerden kesildi.. Günün her saatinde mutluyum.. Sabah uyanıyorum mutluyum, sokakta yürürken mutluyum, gerçekten bambaşka bir hismiş.. Şampiyon olduğumuz andan beri sadece birkaç saat uyku ile duruyorum.. Hep o anı yaşıyorum kafamda.”

Mustafa Denizli’nin gelişiyle sanki Beşiktaş’a sihirli bir değnek dokundu.. 16. haftadan sonra topladığınız 43 puanın başka bir açıklaması olamaz herhalde..

“HER hocanın farklı bir tarzı ve anlayışı vardır ama Mustafa Hoca çok farklı. Türkiye’deki en özel hoca.. Futbolcuyla ilişki kurmayı, hepimizi, hatta tüm kulübü yönetmeyi iyi biliyor. Malzemecisinden, doktoruna, yöneticisinden futbolcusuna kadar herkesle ilgili. Her sabah erkenden Ümraniye’ye gelip, çaycılarla bile toplantı yapar, onların sorunlarını dinlerdi.. Çok tecrübeli bir kere! Ondan birşey saklayamıyorsunuz.. Gözünüze bakınca herşeyi anlıyor.. Etrafıyla ilgilenmiyormuş gibi durur, 30 kişiyle ilgili herşeyi bilir. Bir olay yaşandığı zaman ona açıklama yapma gereği duymuyoruz. Zaten o anlıyor. Sonra o konuyu benimle konuşurken, ”Evet hocam, aynı şeyi düşündüm“ dediğim çok oldu. ”Şunu mu yapmak istemiştin?“ diyor, her seferinde doğru tahmin ediyor. Hissettiklerimi kendisiyle hiç paylaşmamama rağmen biliyor. İşte bu, futbolcuyu güvende ve iyi hissettiren bir durum. Adaleti çok yüksek. Faydalanacağına inandığı oyuncuyu ne olursa olsun başka sebeplerden ötürü takımdan asla kesmez. O oyuncuyu inatla kazanmaya çalışır.”

Hata yaptığınız zaman nasıl tepki gösterir Mustafa Hoca?

“MAÇ sırasında söylediklerini yapamazsak kızar. Maç sonrası toplantılarında herkesin içinde yanlışınızı söyler. Lakayıt tavırları, larj davranan futbolcuyu sevmiyor. Bundan taviz vermez. Ama o kadar kötü günler yaşadık bütün sorumluluğu aldı, hiç kimseye tek laf etmedi. İçinde ne fırtınalar koptu kimbilir ama hiçbirşey söylemedi. Maç sırasında dediklerini anlayıp, işinizi iyi yaparsanız hata yapsanız dahi tepki göstermez. İşini iyi yaparsan hocayla aran iyi olur. O zaman çok saygı duyuyorsun hocaya, onun için herşeyi yapmak istiyorsun. Hata yaptığımız zaman korkmuyoruz, çünkü onu da anlayacağını biliyoruz. Ayrıca Mustafa Hoca çok pozitif biri. Her zaman ilk seçeneği pozitif olmak. Bu, bizleri rahatlatıyor. Hocayı hepimiz seviyoruz. Ama otoriter olduğu için çekiniyoruz da! Bu ikisinin dengesini kurmayı biliyor.”

Beşiktaş’ı “takım” yaptığına inanıyorum ben de. Şampiyonluk gelmeseydi de bu gerçek değişmeyecekti. Peki, puan kayıplarında da yine pozitif kalabilen biri mi Mustafa Denizli?

“KESİNLİKLE evet. İlk yarıyı 6. sırada bitirdik biz. G.Saray yenilgisinden (2-4) sonra bile ”Gidin tatilinizi yapın, buraya iyi dönün. Merak etmeyin şampiyon biz olacağız“ diyerek gönderdi bizi. Altıncı sıradayken ne kadar güvendiğini söylemesi bizi etkiledi. Çünkü ”Bana bunları söylettiren sizlersiniz, hepinize güveniyorum“ demişti bize ilk yarı bitiminde. Hoca hatta göreve başladığı ilk gün ”İki kupayı da alacağız“ demişti bize. Kafamıza işledi bunu.”

Devre arasında toplantı salonundaki tahtaya sizin ve ilk 5’teki rakiplerinizin 26. haftaya kadar oynayacağınız maçları yazmış.. Ve her maça puan vermiş.. Ve o tahta önünde şampiyon olacağınızı anlatmış, değil mi? Bunun hikâyesini anlatsana..

“BUNLAR çok özel şeyler ama.”

Soracak kadar bildiğime göre çok da özel değil artık.. Gerçekten merak ediyorum o tahtanın hikâyesini?

“İKİNCİ yarı başlarken, maç haftası yani, topladı bizi. Beşiktaş’ın ve rakiplerinin maçlarını yazdı tahtaya. Ve her maçın muhtemel puanını yazdı. O tahta sezon sonuna kadar kaldı orada. 1 ya da 2 puan oynar tahmin ettiği sonuçlardan. Dediği puanda bitirdik gerçekten. 2. G.Saray derbisinden önce bizi topladı yine, düğmeye bastı, tahta öne geldi. Baktık hep beraber ”Bununla artık işimiz kalmadı“ dedi ve sildi tahtayı.”

O tahtada yazanlara göre beklenmedik sonuçlar hangi maçlarda oldu?

“BURSA beraberliği ve F.Bahçe yenilgisi.. Ama aldığımız puanlarla telafi ettik..”

F.Bahçe’ye 2-1 yenildiğiniz derbiden sonra soyunma odasında nasıl bir atmosfer hakimdi.. Şampiyonluğun avcunuzun içinden uçtuğunu düşündünüz mü?

“O maçın ardından yıkıldık aslında. Yine bir tek hoca sağlamdı, zaten bütün sezon şampiyonluğa en çok o inandı. Kendine güveni hep tamdı. Kötü biten maçlardan sonra bile ”Hedefimizden şaşmadık, sadece zaman olarak geride kaldık. Daha önce yapabilirdik“ diyordu. Bizler de inanıyorduk ama bazen moralimiz bozuluyordu. F.Bahçe yenilgisini kupada telafi ettik. O yenilgi çok önemliydi, çünkü ertesi haftaki Ankara maçı çok önemli hale gelmişti. 1-0 öne geçtik, 1-1 oldu. Orada bayağı umutsuzluğa kapıldık aslında. Sonra 4-1 kazandık. Tam tersine herşey çok umutlanacağımız hale döndü..”

Bursa’yı yenseniz şampiyonluk daha erken gelebilirdi.. O maç berabere bitti, hesaplar da son haftaya kaldı.. Sen orada 2 sarı kartla oyundan atıldın.. O gece neler hissettin, kendi kendine neler söyledin? En önemlisi arkadaşların ve hocan sana ne söyledi?

“VALLAHİ 2 gün uyuyamadım.. Beni bitirdi.. En son, idman sonrası odamda kafamı şöyle yastığa dayamıştım, uyumuşum. Maçtan sonra hoca o kadar kızgın baktı ki bana, birşey demesine gerek kalmadı. Ben de kendimi anlatamadım ki, ne desem haklıydı hoca. Ama maç içinde suçsuzdum.”

Topa elle müdahaleden geldi 2 sarı kart da ama..

“KORNER atılıyor, markajdayım. Kafa topuna elim havada yükseliyorum, bana birazcık bile dokunsa o durumda adam, dengemi kaybederim. Nitekim kaybettim.”

Performansında müthiş bir yükseliş oldu bu sezon.. Aslında sakatlığın da vardı, zaten ameliyata gidiyorsun.. (Dün Amsterdam’da ameliyat oldu) Ne problem var ayağında?

“İKİ topuğumda da kemik çıkıntısı var. Onlar tendonumu zorluyor. Maç boyunca arka adalelerim sertleşiyor, taş gibi oluyordu. Özellikle sol ayağım. Ayakkabılarımın arkası kesik oynadım bütün maçları. Devre arasında İtalya’da tedavi oldum. Sürekli terapilerle oynadım. 1 ay sürecek iyileşmem. 1 ay da fizik tedaviler. 2 ay sonra tam iyileşirim. Performansımı çok etkiledi bu sezon. Sezon başı kampı da yaşayamamıştım biliyorsunuz.”

Evet, doğru. Sezon başı problemli başlamıştı senin ve İbrahim Üzülmez için. Son Denizli maçında hocanın İbrahim’e kaptanlık bandını takmasını nasıl buldun?

“ETKİLENDİM, duygulandım. Çok iyi bir hareketti bence. Büyük jest yaptı hoca. Mustafa Hoca Türkiye’de birçok insanın düşünebileceği şeyi bir adım önceden düşünüyor. Farkı da bu işte.”

Meşhur terlik kavgası yüzünden kadrodışı kalmıştın.. Önce o kavganın nedenini anlamak istiyorum.. Senden yaşça büyük kaptanınla niye dakikalarca yerlerde yuvarlanarak kavga ettin? Ne yapmıştı ki sana İbrahim Üzülmez?

“O dönem çok üzüldüm ve yıprandım. Hayatımın en zor dönemiydi. Yaşıyordum ama hiçbir şeyden zevk almıyordum. Beşiktaş’tan kopmayı hiç düşünmedim yine de, hayâllerimdeki takımda oynuyordum çünkü. O yüzden takımdan böyle kopmak beni sarstı. Aslında en iyi arkadaşınla bile bazen tartışırsın, o doğallıkta birşeydi ama büyüdü. Bir anlık tepkiydi. Bu kadar büyümemesi lazımdı. Başkanıma ve taraftara çok teşekkür ediyorum. Çok destek verdiler. Bomboş birşeydi, bize yazık olacaktı çözülmeseydi. Kendimi hiç savunmadım zaten dikkat ederseniz.”

Bu kadar başarılı performansa rağmen yine Milli Takım’a çağrılmadın.. Her Milli Takım açıklanışında heyecanla bekliyor musunuz? Fatih Terim’le aranda ne geçti ki, seni adeta defterden sildi?

“HEDEFSİZ bir futbolcu değilim ben. Tabii ki milli formayı isterim. Hocanın tercihi ama ben de merak ediyorum niye seçilmediğimi. Fatih Hoca’ya sormak lazım, bana hangi açıdan bakıyor? Varsa sorun inanın bilmiyorum, birkaç ufak tefek şey olmuştu ama acaba onlar mı başka birşey mi ben de bilmiyorum. Düşündüğümde de yüzde 100 neden şudur diyemiyorum. Kariyerimi etkiliyor Milli Takım’a girememek. Başlarda oynuyordum, sonra çağrılıp oynamadığım çok maç oldu, sonra da çağırılmamaya başladım. Ama açıkçası bu sezon çağrılmamaya şaşırdım ve üzüldüm. Hocanın aklından geçenleri, neden beni çağırmadığını bilmek isterdim. Onun tasarrufu ama bilmek isterdim. Yabancı futbolcu arkadaşlarımız bile şaşırırdı, ben çağrılmadığım zaman.”

Son haftalardaki bütün kritik noktalarda sen vardın aslında.. Liderlik özelliğini gösterdin.. Takım stres altındayken bile en çok sen koştun, sen sorumluluk aldın.. Kendini nasıl bu kadar güçlü tutabildin?

“KENDİME duyduğum güvenle ilgili. Başarabilirim, yapabilirim diye inandım hep. Pes etmedim. Çok istedim. Mustafa Hoca’nın üzerimdeki etkisi büyük oldu. Son Denizli maçında ” Sağda başlıyorsun. Hem defansif hem ofansif çalışacaksın, haydi göreyim seni“ dedi. ”Bir de gol atacaksın bugün“ dedi. Dediği herşey çıktı. Sol ayakla vurdum ve gol.. Zaten hoca bana ”Sen bu maç kalecisin, kaleye geçeceksin“ dese kaleci olduğumu düşünürüm. Buna inanırım. Bu gücü var hocanın.”

(Röportajı yayına hazırlarken Amsterdam’da ameliyat geçiren Toraman’ı aradım ve Mustafa Denizli’nin yönetime ’Ben bırakıyorum’ dediğini, yönetimin de ona izin vermeyip ’Hoca sen biraz dinlen, sensiz olmaz’ dediğini anlattım.. Toraman’ın sözleri çok anlamlıydı: “Hocanın takım için ne kadar önemli olduğunu söyledim size.. Hoca bizi bırakmaz, bırakamaz.. Ama eğer gerekiyorsa, hasta yatağımdan kalkar buradan Çeşme’ye kadar gider, hocama ’Bizi bırakma’ derim.. Onu anlıyorum, hepimizin adına çok yoruldu ve yıprandı.. Yine de bizi bırakmasına izin vermeyiz.”)
RamesooN Ofline   Alıntı ile Cevapla