Konu: KINALI ALi
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 16-08-2006, 23:21   #1
ferro1903
Banned
 
ferro1903 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
KINALI ALi

18

>Mart 1915

>Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri

>denetlerken, bir yandan da onlarla sohbet ediyor, ' Nerelisin?' gibi

>sorular soruyordu.

>

>Gözleri bir ara, saçının ortası sararmış bir

>delikanlıya takıldı Yanına çağırdı ve merakla sordu:

>

>"Adın ne senin evladım?" dedi.

>" Ali, komutanım" dedi.

>" Nerelisin?"

>" Tokatlıyım, komutanım, Tokat'ın Zile

>kazasındanım..."

>" Peki evladım,bu kafanın hali ne?

>

>Saçlarının ortası neden kırmızı boyalı böyle?"

>

>" Cepheye gelmeden önce anam saçıma kına yaktı

>komutanım.

>Neden yaktığını da bilmiyorum."

>" Peki dedi üsteğmen. "Gidebilirisin Kınalı

>Ali."

>

>O günden sonra Ali'nin adı Kınalı Ali oldu.

>

>

>Cephede tüm arkadaşları Kınalı Ali demekle

>yetinmiyor, saçındaki kınayı da alay konusu yapıyorlardı.

>

>Kınalı Ali, arkadaşlarına karşı sevecen ve

>dürüst tutumu sayesinde, kısa sürede hepsinin sevgisini kazandı.

>

>

>Bir gün memleketine mektup göndermek için

>arkadaşlarından yardım istedi.

>

>" Anama, babama burada iyi olduğumu bildirmek

>istiyorum.

>Ama okumam yazmam yok. Biriniz yardım edebilir

>misiniz?"

>

>Biri değil, birçok arkadaşı yardıma geldi.

>

>" Sen söyle biz yazalım" dediler.

>Kınalı Ali söylüyor, bir arkadaşı yazıyor,

>diğeri de Söylenenlerin doğru yazılıp yazılmadığını denetliyordu.

>

>

>" Sevgili anacığım, babacığım hasretle

>ellerinizden öperim.

>Ben burada çok iyiyim, beni sakın merak

>etmeyin."

>

>Kız kardeşini, kendinden küçük erkek

>kardeşinin sağlığını ve hatırını sorduktan sonra, köydeki herkesin

>burnunda tüttüğünü ve kimsenin kendisini merak etmemesini söyledikten

>sonra, Biz burada var oldukça bilesiniz ki düşman bir adım bile

>ilerleyemeyecektir" tümcesi ile bitiriyordu.

>

>Tam zarf kapatılırken Ali " iki üç satır daha

>ekleteceğini" söyleyerek Mektubun sonuna şunları yazdırdı.

>

>" Anacığım, beni buraya gönderirken kafama

>kına yaktın ama, Burada komutanlarım da, arkadaşlarımda benle hep dalga

>geçiyorlar.

>Cepheye gitmek sırası yakında inşallah

>kardeşim Ahmet'e gelecek, Onu gönderirken sakın kına yakma saçına. Burda

>onunla da dalga geçmesinler. Tekrar ellerinden öperim anacığım."

>

>

>Gelibolu'da savaş giderek şiddetleniyordu.

>ingilizler kesin sonuç almak için tüm güçleriyle yükleniyorlardı.

>

>

>Cephede savaşan askerlerimiz önceleri birer,

>birer, sonraları beşer,

>beşer, Onar, onar şehit oluyorlardı. Gelen

>destek güçleri de yeterli olmuyor, onlarında sayıları giderek azalıyordu.

>

>

>Gelibolu düşmek üzereydi. Kınalı Ali'nin

>komutanı bu durum karşısında çaresizdi.

>

>Kendi bölüğü henüz sıcak temasa hazır değildi.

>

>

>Genç erlerine insan bedeninin süngü ve

>mermilerle orak gibi biçildiği bu cepheye göndermek zorunda kalmaması için

>Allah'a dua ediyordu.

>

>Komutanlarını düşünceli ve sıkıntılı gören

>Kınalı Ali ve arkadaşları,

>komutanlarına gidip, ondan kendilerini cepheye

>göndermesini istediler.

>

>Askerlerinin ısrarları üzerine komutanları

>daha fazla direnemedi ve ölüme gönderdiğini bile, bile bu isteklerini

>kabul etmek zorunda kaldı.

>

>Kınalı Ali ve arkadaşları, sevinç çığlıkları

>atarak cepheye hayır, bile, bile ölüme gidiyorlardı.

>

>O gün güle oynaya Gelibolu cephesinde ölümle

>buluşacakları yere koşan Kınalı Ali'nin bölüğünden tek kişi geri dönmedi.

>Gidenlerin tümü şehit olmuştu.

>

>Bu olaydan kısa bir süre sonra Kınalı Ali'ye

>anne, babasından mektup geldi.

>

>Onun yerine komutanı aldı mektubu ve buruk bir

>ifade ile okumaya başladı.

>

>Cepheye gitmeden önce arkadaşlarına yazdırdığı

>mektubuna aile adına babası yanıt veriyordu.

>

>" Oğlum Ali, nasılsın, iyi misin? Gözlerinden

>öperim, selam ederim.

>

>Öküzü sattık, parasının yarısını sana

>gönderiyoruz, yarısını da yakında cepheye gidecek küçük kardeşine

>veriyoruz. Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum. Fazla yorulmuyorum

>da.

>Sen sakın bizi düşünme."

>Babası mektupta köydeki herkesten

>akrabalarından haberler verdikten sonra " şimdi ananın sana diyeceği var"

>diyerek sözü ona bırakıyordu.

>

>Mektubun bundan sonraki bölümü Kınalı Ali'nin

>anasının ağzından yazılmıştı

>

>şöyle diyordu anası:

>

>" Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla

>dalga geçtiler. Kardeşime de yakma demişsin. Kardeşine de yaktım.

>Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga geçmesinler.

>

>Bizde üç işe kına yakarlar;

>1 - GELİNLİK KIZA, GİTSİN AİLESİNE,

>ÇOCUKLARINA KURBAN OLSUN DİYE

>2 - KURBANLIK KOÇA, ALLAH'A KURBAN OLSUN DİYE

>

>3 - ASKERE GİDEN YİĞİTLERİMİZE, VATANA KURBAN

>OLSUN DİYE...

>

>Gözlerinden öper, selam ederim. Allah'a emanet

>olun "

>

>Ali'nin mektubu okunurken ve çevresindeki

>herkes onu dinlerken, hıçkıra, hıçkıra ağlıyordu... "

>

>(Bu mektubun aslı Çanakkale

>Müzesindedir.)
__________________
Sponsorumuz İçin Tıklayınız

Forum Kurallari İçin Tıklayınız
ferro1903 Ofline   Alıntı ile Cevapla