Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-08-2009, 06:14   #1
Asi Ruh
ÇUKUROVA KARTALI
 
Asi Ruh - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
'Kötü adam özgürleştirir'

Click the image to open in full size.

Cuma günü gösterime girecek 'Metrodan Kaçış'ta unutulmaz kötü adam tiplemelerinden birine daha imza atan John Travolta, 'Kötü adamı oynamak her zaman özgürleştiren bir deneyimdir. İyi adamlar kendilerini dizginler ama kötü adam kendi ahlaki kişiliğini yaratabilir ve geniş davranış yelpazesine sahiptir' diyor




LOS ANGELES - ‘Metro’dan Kaçış’ filminde John Travolta ile başrolü paylaşan Denzel Washington’un gülümseyerek belirttiği gibi Travolta, unutulmaz kötü adam tiplemeleri yaratmakta çok iyi.
Gerçekten de Travolta’nın 30 yıla uzanan parlak kariyeri, Hollywood’un en sevilen oyuncularından birinin karanlık- kötü adam rollerinde de başarılı olabileceğinin bir kanıtı. Onun yetenek gösterisi yaptığı rolleri gözden geçirirken John Woo’nın müthiş efektlerle dolu aksiyonu ‘Face/Off’ta başarıyla canlandırdığı süper-suçlu Castor Troy’u anmamak mümkün değil. Ya da ‘Swordfish’teki (Kod Adı Kılıçbalığı) terörist-ajanı ve Tarantino’nun meşhur ‘Pulp Fiction’ında canlandırdığı kiralık katil Vincent Vega’yı...
“O çok iyi bir kötü adam, tam bir çılgın” diyor Washington.
Ağır silahlı ve örgütlü bir çetenin lideri olarak New York metrosunda bir treni gasp eden ve bir grup yolcuyu fidye için rehin alan Travolta’nın performansı acımasız ve kurnazca.
Denzel Washington, hareket memuru Walter Gerber’ı oynuyor. Gerber’ın sıradan bir günü, gasp edilen trenle kaosa döner ve gönülsüz de olsa, baş pazarlıkçı olarak Ryder’ın (Travolta) talepleriyle baş etmeye çalışır.
Hollywood’un önemli iki oyuncusu, Tony Scott’ın (Top Gun, True Romance, Gazap Ateşi/Man on Fire) yönetmenliğinde ilk defa birlikte çalıştılar ve bundan epey keyif almış gibi görünüyorlar.

Washington’la iyi ikili
İyi bir ikili oldukları kesin. Travolta’nın belirttiği gibi sadece benzer bir geçmiş paylaşmıyorlar, aynı zamanda işe yaklaşımları da aynı. “Aynı yaşta ve aynı süredir ekranlardayız. Birbirimizin eksiklerini tamamlıyormuş gibi hissediyorduk, ama iyi ve rahat bir şekilde” diyor Travolta, “Ve iyi bir ikiliyseniz eğer sahneleri çekmek, yeni ve yaratıcı yollar keşfetmek çok keyifli olur.”
Travolta için, film yapmanın yoğun deneyimi, -özellikle klostrofobik, dar ve yeraltı metro hattıyla sınırlı bir yerde geçiyorsa- beraber çalıştığı kişilerle ekran arasında bir bağ kurmak için fırsat veriyor. Denzel Washington’la durum kesinlikle böyleydi.
“Denzel takılmak için harika bir adam. Demek istediğim, konuşkan ve iyi iletişim kuruyor. Kolaylıkla fikir alışverişinde bulunabiliyorsun, ister yaratıcı bir fikir ister sadece hayatla ilgili olsun. Dolayısıyla onunla hem çalışırken hem de boş zamanlarımızda çok iyi vakit geçirdik.”
Travolta’nın karakteri bir an öfkeyle patlayan ve hayatın saçmalıklarını tartışabilen ve bir an da beklenmedik merhametli yönünü sergileyebilen bir manyak, sağ solu belli olmayan bir katil. Kısacası, karşı koymak için fazla zeki bir kötü adamdı.
“Kötü adam oynamak her zaman özgürleştiren bir deneyimdir çünkü iyi adam oynarken bağlı kalman gereken kısıtlamalar, kötü adam oynarken geçerli değil” diye açıklıyor. “Biliyor musun, iyi adamlar kendilerini dizginler, değişen durumlara görede ahlaki kişiliklerini korurlar. Ama kötü bir adam kendi ahlaki kişiliğini yaratabilir ve genellikle geniş bir davranış yelpazesine sahiptir. Yani istediğim kadar vahşi, sakin, çılgın ya da çekici ya da herhangi bir şey olabilirim. Böyle bir rolü oynamak için belirlenmiş bir alanın içinde kendimi özgür bırakıyorum.”
‘Metrodan Kaçış’ filmi Morton Freedgood, takma adıyla bildiğimiz John Godey’un yazdığı çok satan romanından uyarlandı. İlk sinemaya uyarlanmış hali 1974’te Walter Matthau, Teğmen Camonetti olarak ve Robert Shaw, gaspçıların lideri Blue olarak yayımlandı. Yönetmen Scott’ın bu yeni ve çağdaş versiyonunun senaryosu ‘LA Confidential’ (Los Angeles Sırları) için yazdığı senaryoyla Oscar kazanan Brian Helgeland’a ait.
Scott’un belirttiği gibi, ilk film klasikleşmiş olmasına rağmen, yeni sinema severler tarafından pek tanınmıyor. “Dünya ve özellikle New York 1974’ten sonra epey değişime uğradı” diyor yönetmen.

İntikam peşinde
Scott’ın filminde Ryder (Travolta), New York borsasında başarılı, eski bir finansör. Ryder görevi kötüye kullanma suçundan hapis yatar ve bu yüzden intikam almanın yollarını bulup zengin olmayı planlar.
İmkânsız bir zaman dilimi içinde- bir saatte, 10 milyon dolar fidye istiyor yoksa rehineleri tek tek öldürecek. Aynı zamanda, başarılı bir şekilde öngördüğü gibi, bu tren kaçırma olayı ve bunun yaratacağı etki New York borsasını panikletecek ve altın fiyatlarının yükselmesine sebep olup, kendisini daha da zengin yapacaktır.
“Benim karakterim hapiste biraz hırpalanmış” diyor Travolta, “Beyaz yakalı ama ciddi bir suç işlemiş ve ciddi bir hapishaneye gönderilmiştir. New York şehri’nin onu kandırdığını ve kötü davrandığını düşünüp, kin besliyor. Karakterimin bir dereceye kadar hesaplı ama aynı zamanda da uyarıcı bir tip olduğuna karar verdim. Demek istediğim, yanlış bir isim ya da kelime söyleyip, damarına basılabilir ve dünyaya kızgın bir şekilde daldan dala atlamaya başlayabilir. Bu karakter için tasarladığım yelpaze.”
Muhteşem yardımcı oyuncular ekibiyle -John Turturro Teğmen Camonetti olarak ve James Gandolfini New York şehrinin belediye başkanı olarak, dahil olmak üzere- ‘Metrodan Kaçış’ hızlı gelişen, kalbi sıkıştıran ve bir hayli eğlenceli bir gerilim.
“Tony Scott harika ve eğlenceli filmler yapmayı biliyor,” diyor Travolta, “Bence çağdaş, hızlı gelişen ve daha önce gördüklerinden farklı ama yine de hoşuna gidecek, ustalıkla hazırlanmış bir film. Bence böyle, seyircinin gerçeklerden kopabildiği ve seyrettiklerine dalıp sürüklenebildiği filmlerin olması önemli.”
Scott olabildiğince gerçek ve son sahnesine kadar New York metro tünellerinde çekim yapmaya çok hevesliydi. Dört haftalık bir sürecin sonunda, Scott ve ekibine NY Transit tarafından özel bölgelere erişim hakkı verildi ve bu malzemeler daha önce hiçbir yapımda kullanılmamıştı. Bu da aşırı boyutta, ustalık isteyen problemler ortaya çıkartıyordu. Güvenlik en yüksek seviyedeydi ve tünellerde çekim yapmak bütün yapım ekibi için sinir bozucu bir deneyimdi: birkaç santim yakınlıktan hızla geçen, 400 ton ağırlığında bir tren ve 600 voltluk elektrik geçtiği ‘üçüncü hat’tan elektrik ileten tel.

‘Metro hayatın parçası’
Ama Travolta yönetmeniyle aynı fikri paylaşıyordu: yeraltında çekim yapmak ‘Metrodan Kaçış’ filmine, sette benzerini yapması zor, eşsiz bir atmosfer verecekti.
“New York’ta metro herkesin hayatının bir parçasıdır,” diyor Travolta. “Eğer bir yere hızlı bir şekilde yetişmek istiyorsan metroyu kullanıyorsun. Ucuz, hızlı ve kalabalık. Zamanımızın yarısı metrolarda geçti ve oyuncuların zenginleşebilmesine yardımcı olacak bir atmosfer yarattı.” (Kültür Sanat)
__________________
Click the image to open in full size.
Asi Ruh Ofline   Alıntı ile Cevapla