Spor ayakkabıları ileri teknolojiyle birleştirilince yeni fonksiyonlara kavuştular. "Nike+iPod Sport Kit" sisteminde ayakkabıdaki kablosuz bir algılayıcı (sensör), adımların hızını, mesafeyi, zamanı ve yakılan kaloriyi kaydediyor.
Spor malzemesi üreticisi Nike ve bilgisayar üreticisi Apple kısa bir süre önce ilk ortak ürünlerini tanıttılar. Sonbahardan itibaren Avrupa’da da satışa sunulacak olan "Nike+iPod Sport Kit" sisteminde ayakkabıdaki kablosuz bir algılayıcı (sensör), adımların hızını, mesafeyi, zamanı ve yakılan kaloriyi kaydediyor.
Alet birçok uzman tarafından, pozisyon belirlemeden, sağlıkla ilgili bilgileri görüntülemeye kadar birçok işe yarayan yeni nesil kablosuz algılayıcılarının habercisi olarak kabul edildi.
iPod nano MP3 çalıcısı spor kitiyle, Nike koşu ayakkabılarıyla bağlandığında "Live Feedback" sistemine dönüşüyor. Dilimize "canlı geribesleme" sistemi olarak çevrilebilecek sistem hobi sporcularına antrenmanlarını kontrol etmeye izin verecek.
Uzun pil ömrü
Spor kiti, İPod nano aletine iliştirilen bir alıcı ve ayakkabının iç tabanındaki bir yuvaya yerleştirilmiş, başparmak büyüklüğünde bir algılayıcıdan oluşmakta. Algılayıcı, kullanıcının koşu etkinliğini takip ederek verileri alıcıya aktarıyor. Veriler buradan iPod’a iletildikten sonra depolanıyorlar.
Telsiz frekansı olarak, WLAN ve Bluetooth gibi kablosuz tekniklerde kullanılan bir spektrumdan yararlanılmakta- 2,4 Gigahertz.
Fakat burada farklı olarak özel bir aktarım protokolü var. Algılayıcı, 1000 saat kadar dayanabilecek bir pille beslenmekte. Apple firmasına göre kit kullanılmadığı zaman düzenli olarak uyku kipinde bekletildiğinde, pilin ömrü ayakkabıdan daha uzun olabilir.
Apple firması teknik ayrıntılar konusunda bilgi vermekten kaçındığı için bu konuda pek fazla bir şey bilinmemekte. Fakat Berkeley Üniversitesi Sensor & Actuator Center kurumundan John Huggins’e göre alette öyle sanıldığı gibi çok karmaşık bir teknik bulunmuyor.
Antrenmanı izliyor
Bilim adamının tahminine göre otomobillerdeki hava yastıklarında da kullanılan basit bir hızölçer, yürüme veya koşma hızını kontrol etmekte. Bunun dışında bir bellek, işlem devresi ve verileri gönderen/ algılayan bir telsiz vericisi de bulunuyordur diyor Huggins.
Sporcuların antrenmanlarını takip eden aletler elbette ki yeni bir gelişme değil. Uzun yürüyüşler yapan veya koşanlar adımları sayan pedometre ve kalp frekansını ölçen aletleri uzun zamandır kullanıyorlar. Tabii iPod gibi son derece popüler bir aletle bağlantılı olan spor kitinin başka marifetleri de var. Sistem, verileri bir web sayfasına bile (nikeplus.com) yükleyebiliyor. Dolayısıyla da kullanıcılar antrenman durumlarını online takip edip yeni hedefler belirleme şansına sahip. Tabii kullanıcının nerede ve ne zaman antrenman yaptığı da kontrol edilebiliyor.
Sistemin olumsuz tarafı, pilin bitiminden sonra algılayıcının da işe yaramaması. Gerçi alıcıyla birlikte satılan pilin fiyatı aşağı yukarı 30 Euro kadar ama Huggins, gelecekteki sensörlerde pillere gerek bile kalmayacağını söylüyor. Mesela hareket ile üretilen elektrik aynı zamanda kullanılabilecek. Bu tüm algılayıcılar için mümkün değil ama koşu ayakkabısı için gayet ideal bir sistem olabilir.
Sağlık kontrol
Uzmanlar Nike+iPod spor kitini özellikle de telsiz sensör kullanımına izin vermesi açısından ilginç buluyorlar. Bu sayede tekniğin geliştirilmesiyle yepyeni fonksiyonlar eklemek mümkün. Mesela birden fazla yönü algılayabilen biraz daha gelişkin bir hız ölçer kullanıldığında alet Stepper-Fitness aletlerinde kullanılabilir. Ya da adım atma sırasında ayağı düşen ağırlık ölçüldüğünde spor ayakkabısının eskiyip eskimediği anlaşılabilir.
GPS alıcısının kullanılması çok daha heyecan verici bir gelişme olabilir. Koşucular o zaman antrenman rotalarını bir haritaya aktarabilirler. Uzmanlar bunun hiç de pahalı olmayacağını ve bu tür bir sistemin kolayca bir araya getirebileceğini söylüyorlar.
GPS alıcısı iPod’a eklendiğinde, aletten konumlama için de yararlanılabilir. Sabah koşarken en yakın cafenin nerede olduğunu öğrenmek için MP3 çalıcısı da işe yarayabilir.
Tabii insanların sağlık durumlarını kontrol eden sistemler de çok ilginç. Tansiyon, beden sıcaklığı, kandaki şeker seviyesi vb mikro iğnelerle ölçülebilir. Bu iğneler sadece 150 mikrometre olduğu için de cildin içine girerek ölçüm yaparken asla sinirlere ve damarlarla temas etmeyeceklerinden hiç acı hissedilmeyecektir.