Konu: Yengeç
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-11-2006, 02:29   #7
iLHAN-MANSiZ
Guest
 
iLHAN-MANSiZ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Arrow Detaylı Analiz..!!!

İnsan Yengeç’ leri avlamanın en iyi zamanı, ayın gümüş ışıklarını saçtığı zamandır; geceleri rüyalar ülkesine gitmek için tepeden tırnağa giyinip süslendikleri, renkli hayallere büründükleri zaman, genellikle onları tanımak daha kolaydır. Ayışığı onlara çok güzel yakışır; onların birçok huylarına benzer, değişken duygularına uyar.

Berrak bir gecede kırda Ay'ı gözlemekle, Yengecin karakteri hakkında pek çok ipucu elde edebilirsiniz. Şehirin tozu dumanı arasından Ay'ı görmek zor olabilir, ama her zaman bir almanağı inceleyebilirsiniz. Ay' m değişen şekline ve görünüşüne dikkat edin. Büyüdükçe ve aydınlığı arttıkça, gökyüzünde yavaş yavaş büyüyen kusursuz bir top şeklini alır. Küçüldükçe yavaş yavaş gözden kaybolur ve gümüş gibi donuk bir pırıltıyla parlayan incecik bir ışıktan başka birşey kalmaz.

Yengeç' in gelip geçici huylan Ay' a göre ayarlanmıştır, Yengeçde, okyanus sularının alçalmasına ve yükselmesine neden olan aynı gizemli Ay etkisi altındadır. Gene de, Ay hiçbir zaman değişmez. Yalnızca öyle görünür. Aynı şekilde, Yengeç' de yükselen alçalan tüm dalgalanmalarına karşın, hep aynı insan olarak kalır. Böyle güvenilir dönemler halinde, değişkenliği içinde sürekliliği, kendisini gördüğünüzde hangi fazda olduğunu bilirseniz, Yengeç' i tanımanızı kolaylaştırır.

O' na ilk kez, çılgınca kahkahalar atarken rastlayabilirsiniz. O' nün bu gülüşü, kaçamayacağınız kadar bulaşıcıdır. Çınlaktan çıkan boğuk bir ses tonu alçalıp yükselerek sürer gider. Fıkır fıkır fıkırdar, çağıl çağıl çağıldar; sonunda iki yüz tavuğun iki yüz yumurta yumurtlarken çıkardıkları gürültüyle gıdaklayarak bitirir. Eğlenceli yaşam havasındayken, Yengeç1 i tanımakta hiç güçlük çekmezsiniz. Her dakika bir kahkaha atarak, odadaki en neşeli insan olur. Eğer gösteriyi yapan kendisi değilse, o zaman başka birinin antikalıklarına gülecektir. Yengeç' ten daha çok şakayı seven başka bir insan yoktur; ve normalde sessiz, nazik olan kişiliğine uymayan bir şekilde, komik tarafının birden patlak vermesi çok şaşırtıcı olur. Ay' in hiciv yeteneği derindedir, hiçbir zaman yüzeysel veya yapmacık değildir; çünkü insan davranışlarının hassas bir şekilde gözlemlenmesinden kaynaklanır. Yengeç bu çılgınca Ay kahkahasını hergün atmaz, ama onu bodrumdaki eski sandığın dibinden çekip çıkarıvermesi, bir an meselesidir.

Bunlar, dışa dönük Aslan' lar veya komik Yay' lar gibi dikkati çekmeye çalışmazlar; ancak, dikkati çekmek istedikleri zaman, Yengeçlerde anlaşılmaz bir göze çarpma yeteneği vardır. Bu beklenmeyen davranış sizi yanıltmasın. Bunlar için için dikkati çekmekten hoşlanırlar, herhangi bir şekilde baş haber olmaya bayılırlar, ihtirasla ün peşinde koşan bir yengeç bulamazsınız( gerçek bir ihtirasla hiçbir şeyin peşinden koşmaz), ama kuşkusuz ondan kaçmaz da.. Alkışlardan kaç-maktansa onun kor gibi sıcaklığında ısınmayı çok daha fazla tercih eder. Yengeç bazı şeylerden kaçabilir, ama hiç kuşkunuz olmasın, beğenilmek bunlardan biri değildir.

Çabuk soğuk algınlığına yakalanan bir insansanız, melankoli dönemindeki bir Yengeç' le karşılaştığınız zaman hemen yağmurluğunuzu giyin. Zira sizi, soğuktan tirtir titreyinceye kadar, ıslak battaniyelere sarabilir. Yengeç mürekkep hokkasından daha çok morarıp, sizi de okyanustan daha derin bir depresyonda boğabilir. Yengeç korkularım genellikle Ay' in delice şakalarıyla örter, ama o korkular herzaman O' nün içindedir, gece gündüz gölgeler içinde gizlenen isimsiz tehlikelerin belli belirsiz korkularım hisseder. Karamsarlık hiç yakasını bırakmaz, her zaman o güzelim tatlı hayalleri, bozmak için tetiktedir. Yengeç hayallerinin bürümcük kanadan üstünde yıldızlara yükselir; ancak, bu güzel rüyaların bozulmaması için, uzayın sonsuzluğunda kaybolabileceğini söyleyip duran o sesi dinlememeyi öğrenmesi gerekir. Ne var ki O, bu korkulan yenmeyi öğreninceye kadar, korkular Asil" in topuğu olup, O' nün yüreğine yerleşir ve ne zaman çok yükseklere uçmaya kalksa, keyfini kaçırır.

Yengeç in gözyaşları hiçbir zaman timsahın gözyaşlarına benzemez; O' nün hassas kalbinin derin ırmaklarından taşar. Sert bir bakışınızla veya sesinizin hırçın tonuyla O' nün hassas duygularım yaralayabilirsiniz. Acımasızlık gözlerinin yaşlarla dolmasına, ya da tümüyle içine kapanmasına neden olabilir. (Gariptir, ama Yengeçlerin ateşi pek yükselmez; daha çok üşütmekten yakınırlar.) Kırıldığı zaman bunu anlamanız kolay olmaz, çünkü sitemli bir sessizliğe bürünür. Bazen, neredeyse Akrebe has bir kinle misilleme yapabilir; ama genellikle bunu gizlice yapar. Bununla birlikte, çoğunlukla ödeşmekten vazgeçerek, koruyucu kabuğunun altına gizlenmekle yetinir. Bir kez O1 nü yaraladıktan sonra, günlerce sivri bir sopayla dürtükleseniz de O' na erişemezsiniz. Telefona cevap vermeyecek, kapıyı ve mektupları açmayacaktır. Yengeç insanı kuşku, umutsuzluk ve üzüntü içinde, kendi içine çekilmek ve yalnız kalmak ister. Tıpkı gerçek yengeçler gibi...

Bu da Yengeçlerin başka bir huyudur. Yengeç gibi olmak. Saati sorduğunuz zaman ters bir cevap veren, tuzluğu vermesini istediğiniz zaman neredeyse kafanızı koparacakmış gibi davranan biri, herhalde arada sırada dünyadan nefret ettiren yengeçlik nöbetine yakalanmış bir Yengeç' tir. O size kızmıyor. Yaşam O' nü düş kırıklığına uğratmış. Ay değiştiği zaman, bunun üstesinden gelecek ve gene o eski tatlı, nazik ve anlayışlı kendisi olacaktır. Önünüzdeki bir hafta günlük gazeteyi izleyin veya med ve cezrin geri dönmesini bekleyin.

iki esas Yengeç tipi vardır. Birinci tipin güzel yuvarlak bir yüzü, yumuşak cildi, geniş gülümseyen bir ağzı, yuvarlak gözleri ve bebek yüzlü bir görünüşü vardır. Ay' da gördüğünüz adamı düşünün. Kusursuz bir Ay imajı, ikinci tipe daha sık rastlanır. Yüzde şaşmaz " Yengeç görünüşü" hemen dikkati çeker, Oldukça büyük bir kafatası, aşağı doğru sarkan kaşlar, çıkık elmacık kemikleri göreceksiniz. Kaşlar sürekli olarak çatıkmış gibi birbirine örülmüş görünümdedir; tuhaf gelecek ama, çirkin değil ilginç görünürler. Göze çarpan bir alt çene vardır, dişler ya biraz öne çıkık ya da biraz düzensizdir. Gözler küçük ve genellikle birbirinden uzaktır. Bazen hem Ay yüzünü, hem de Yengeç yüzünü kendinde birleştiren bir Yengece rastlayabilirsiniz; ama her ikisi de o kadar belirgindir ki, onları Yengeç burcunda doğan Ay insanları olarak tanımak kolaydır. Bazıları tartışma götürmez şekilde tombuldur, ama büyük çoğunluğu çarpıcı şekilde kemikli bir yapıya sahiptir. Kollar ve bacaklar vücudun diğer kısımlarına oranla fazla uzun olabilir. Omuzlar ortanın üstünde geniş, eller ve ayaklar çoğunlukla ya olağanüstü küçük, veya oldukça büyüktür. Yengeçlerin çoğunun üst kısmı biraz ağırdır ve hızlı yürürken hafifçe iki yana sallanırlar, îster tombul, isterse çöp gibi olsunlar, Yengeç kadınları genellikle etekliklerinden çok daha büyük ölçüde süveter giyerler. Yahut da kesinlikle düz göğüslüdürler. Her iki şekilde de, bu özellik oldukça dikkat çekicidir. Dişi Yengeçlerin anatomilerinin bu bölümü hiçbir zaman orta büyüklükte olmaz.

Tüm Ay insanlarının çok anlamlı yüzleri vardır. Bir konuşma sırasında yüzlerinde binlerce ruh hali oynaşır. Bazen gıdaklarcasına kahkahalarla gülen, sonra umutsuzlukla ağlayan- arada sırada sinirli bir şekilde sizi tersleyen ve sonra siz O' nu kırınca saklanan birini tanıyor musunuz? Size normal olarak nazik bir ilgi mi gösteriyor? Hem ters huylu hem iyi kalpliyse, derin kuyular gibi yaratıcı hayal gücüyle, büyüleyici bir konuşma yeteneği varsa, bu insan herhalde Haziran sonunda, veya Temmuz' da doğmuştur. Yengeçlerde öyle bir hayal gücü vardır ve duygulan öylesine yoğundur ki, bunları size de hissettirebilirler. Onların düş gücünde sevinç ve umutsuzluk, korku ve şefkat, keder ve coşku vardır ve her duyguyu hızla güçlü belleğine kaydeder, Aynalar ve fotoğraf makineleri gibi, görüntüleri yakalar ve aynen yansıtır. Her deneyim, fotoğraf gibi, O' nün kalbinde iz bırakır. Yaşamın onlara öğrettiği hiçbir dersi asla unutmadıkları gibi tarihin insanlığa öğrettiği hiçbir dersi de unutmazlar, Yengeç geçmişe saygı duyar ve iliklerine kadar bir vatanseverdir. Kendi ataları kadar tarihî kişiler de merakını çeker. Antikalar, eski değerli yapıtlar ve eski anılar koleksiyonu yapar. Geçmişe karşı doymak bilmeyen bir merakı vardır. Yengeç bir çeşit zihinsel arkeologdur; sürekli olarak büyüleyici gerçekleri eşeleyip çıkarmak ve öğrenmek gayretindedir.

Yengeç, aynı zamanda bir sır küpüdür, însanlar otomatik olarak sırlarını Yengece açarlar, ama O, hassas sezgileriyle insanların kafasının içinde ne olduğunu zaten bilir. Yengeçlerin şefkati derindir ve büyük ölçüde sezgiye dayanır. Aklına koyduğu zaman, O' ndan gizlenebilecek hemen hemen hiçbir sır yoktur. Ama bu, tek yönlü bir yoldur. Sizinle ilgili olarak öğrenebileceği herşeyi eninde sonunda mutlaka öğrenir, ama siz O' nün özel düşüncelerini hiçbir zaman öğrenemezsiniz. O, içindeki duyguları meraklı gözlerden dikkatle gizler. Tipik bir yengeç insanı, kendi kişisel yaşamını tartışmaktan hoşlanmaz, ama sizinkini dinlemekten zevk alır ve Ay' in O' na verdiği sezgiyle, anlatmadığınız kısımları da kolayca tahmin eder. Bununla birlikte, başkalarını yargılamaz. Yalnızca bilgi toplar, düşünür ve düşüncelerini yansıtır.

Her ne kadar Yengeç, duygularını ayna gibi yansıtırsa da, elde edebileceği birşey uğruna savaşmadan ondan vazgeçmez. Bir deniz kıyısında yürüyün ve gerçek Yengeçlerin davranışlarını gözleyin. Bir objeyi yakaladığı zaman( dikkat edin bu sizin başparmağınız olmasın) yaşamı pahasına onu bırakmaz. Onu bırakmaktansa, bir tırnağını feda etmeyi göze alır. Yengeç bir tırnağını feda ederse, yerine yenisi çıkar ve böylece, yakaladığı şeyi aynı inatçılıkla tutmayı sürdürebilir. Eğer bir Yengeci gerçekten istediği birşeyden vazgeçirmeye çalışıyorsanız, bu örnek size ders olsun. Yengeç, değer verdiği birşeyden asla vazgeçmeyecektir. Bu da, sevdiği bir arkadaş veya akrabadan, bir unvan veya mevkiye eski bir fotoğraftan, topukları yarı yarıya aşınmış, yıpranmış eski ev terliklerine kadar herşey olabilir.

Hazır deniz kıyısına inmişken, gerçek Yengecin âdetleri hakkında birkaç not daha alıverin. Örneğin, onun yürüyüşü,... Eğer gözü sizin başparmağınızdaysa, asla doğrudan doğruya sizin ayağınıza doğru gelmeyecektir. Önce birkaç adım geri gider. Sonra bir yana doğru hareket eder. Birdenbire, hiçbir uyanda bulunmadan, öbür yana doğru yürür. Her zaman aksi yöne doğru hareket ediyormuş gibi görünür. Ama her saniye hedefi gözlemektedir. Eğer o lezzetli başparmak ondan uzaklaşmaya kalkışırsa, dosdoğru ona doğru harekete geçecektir. Tırnaklannı başparmağınıza geçirmesini istemiyorsanız, koşarak kaçmaya bakın. Gözünü diktiği lokmayı kaybetme tehlikesi belirince, onu yakalamayı kendisine iş edinir, insan Yengeç de bu taktikleri aynen taklit eder. Yengeçler hiçbir zaman elde etmek istedikleri şeyin doğrudan doğruya üstüne gitmezler. Onların stratejisi, doğrudan üstüne gitmeden önce, her yöne doğru hareket etmektir. Onlar bu yer değiştirme oyununu, birisi ödülü kendilerinden önce elde etmeye kalkışıncaya kadar, süresiz olarak sürdürürler. Ondan sonra kartlar çabuk ve akıllıca oynanır- Yengeç öne atılır, avını sımsıkı yakalar ve bir daha bırakmaz.

Sıra cömertliğe ve başkalarına vermeye gelince de, Yengeçler aynı şekilde davranırlar. Yengecin yüreği o kadar yumuşaktır ki, başkasının yokluk çekmesine dayanamaz. Gerçekten üzülür ve yardım etmek ister. Ancak, arkasına yaslanıp bekler, kendisinden önce başka birinin harekete geçip geçmeyeceğini görmek ister. Gerçekten gerekmiyorsa, neden kendi zamanını ve parasını aptalca harcasın? Tüm başka kaynaklar kuruyup, başka birinden de hiçbir yardım belirtisi gelmeyince, çaresiz kalan insanı Yengeç son dakikada kurtaracaktır, iki kez dibi boylamanıza göz yumacak, ama üçüncü kez tam denizin içinde kaybolacağınız zaman sizi kurtaracaktır. Sizin boğulmanızı izleyemeyecek kadar iyi kalplidir. Ancak, orada bir cankurtaran varsa, ya da siz kendiniz kıyıya kadar yüzebilecek gibi görünüyorsanız, kuşkusuz sırılsıklam ıslanmayı göze alarak denize atlamayacaktır. Bu bencillik veya acımasızlık değil, yalnızca kendini korumaktır. Yengeç' in koruyucu dış kabuğunun altında yumuşacık bir kalbi vardır. Ama, zamanını, parasını ve duygularını cömertçe başkalarıyla paylaşmak ihtiyacındadır ve bunların her birini akıllıca dağıtmayı tercih eder.O' nün son davranışı genellikle gerçekten büyük ve cömert olacaktır. Gene de O' nün kafasına göre, suya atlamadan önce, gözetlemek ve beklemek akıllıca bir iştir. Hiçkimse O' nu düşüncesizce atılgan olmakla suçlayamaz.

Yengeç harekete geçince, arkasında-veya sizin arkanızda-bir çeşit deneyim olmasını ister. Yengeç, ister kendisinin, isterse bir başkasının deneyimleri üzerindeki kendi hareketlerini dikkatle hesaplar. Temel olarak, mâlî güvenliğe veya başarıya ulaşmış bir örneğin desteğine ihtiyacı vardır. Böyle bir güvenlik belgesi olmadan, rastgele başını alıp gitmeye korkar, işlerinin çoğunun başarıya ulaşması, her işin sonunu ustalıkla getirmesi bunlardır. Doğal olarak, Yengeçler, karanlıkta derin çukurlara pek düşmezler. Bir ateş burcunun etkisinde kalan Ay burcu, veya yükselen burcu bir ateş burcu olan Yengeç, arada sırada kumar oynayabilir; ama kaybederse, kendi iç yargılarının aksine hareket ettiği için çok üzülür. Aslan veya Yay burçlarının etkisi O' nu böyle bir harekete zorlamış olabilir, ama yenilgiden sonra kendi burcuna dönünce, üzüntü başlar. Yengeç yanlış birşey yapınca, kötü şansına omuz silkip geçerek şansını yeniden deneyeceğine, o yanlışın üstünde kuluçkaya yatar, ve tekrar bir şans yakalayıncaya kadar epeyce bir zaman geçer.

Kadın veya erkek Yengeç evini huşûya varan bir saygıyla sever. Eski çağların kendilerini dine adamış papazlarından hiçbiri mihrabını, Yengeç' in evini saydığından daha kutsal saymamıştır. O' nün evinin duvarlarındaki şu sözler dikkatinizi çekebilir: " Dünyada Ev Gibi Hiçbir Yer Yoktur, Ne Kadar Gösterişsiz Olursa Olursa Olsun". (Evet, ikinci cümlenin önce yazılacağını biliyorum, ama madem ki, Yengeç' in küçük kızı bunu böyle yazmış, öyle ise bu Yengeç için bir şaheser, paha biçilmez bir incidir. Sık sık hayranlıkla okur.) O' nün evi oynadığı, yaşadığı, sevdiği, hayaller kurduğu, ve kendini güvende hissettiği yerdir. Mesleğiyle ilgili olarak dünyanın yansını gezmiş bile olsa, Yengeç burcundan hiçbir insan benim diyebileceği bir ocağı olmadıkça mutlu olamaz. Uzun bir yolculuktan evine henüz dönmüş olan bir Yengecin yüzündeki ifadeye dikkat edin. Mutlulukla kendinden geçtiğini göreceksiniz.

Bir kenarında ne kadar çok parası olursa olsun, Yengeç kendini tam bir güvenlik içinde hissetmez; ve ne kadar sevilirse sevilsin, her-zaman daha fazlasına ihtiyaç duyar. Duygulan, tamamiyle rahatlayacak kadar güven duymasına olanak vermez. Gelecekteki felâket olasılıklarına karşı her zaman güvence biriktirir. Bazı Yengeçler yataklarının altında büyük kanon kutular dolusu yiyecek saklarlar. Bunlar O' nü kâbuslardan korur. Bu size gerçek dışı gibi gelebilir, ama söyler misiniz, son kez ne zaman bir Yengeç' in yatağının alana baktınız? Eğer orada konserve kutulan göremedinizse, dolapların raflarına bakın. Orada 1943' teki bir ucuzluktan satın aldığı iki düzine konserve kutusu kırmızı biber ve yirmisekiz kutu iyi muhafaza edilmiş ekmek ufağı bulacaksınız. Bunları niçin biriktiriyor? Böyle saçma sorular sormayın. Günün birinde kıtlık olabilir.O hazırlıklıdır. ( Nuh peygamber herhalde Temmuz' da doğmuştu. Tufan da O' nu dümenleri bozukken yakalayamamıştır.) Tüm o kırmızı biberleri ve ekmek kırıntılarını neden kullanmaz? Bu sorunun cevabı akla başka bir soru getiriyor. O ondört çift yeni pijamayı ve yıllarca önce kendisine armağan edilmiş olan yedi düzine kaşmir boyun atkısını neden kullanmaz? Hepsi halâ orijinal paket kağıtlarının içinde duruyorlar. Kimbilir? Belki de gelecek tufanda onları, sıcak tutsun diye hayvanların boyunlarına sarmayı plânlıyordur! Olabilir. O bu kadar uzağı düşünür ve kendisi orada olmasa bile, geçmişteki felâketleri canlı olarak hatırlar. Yengeç' i sık sık suda görürsünüz; şayet yüzmüyorsa, su kayağı yapıyordur ya da en azından suyun içinde yürüyordur. Doğum haritasında yıldızların kesin etkileri dalgalardan korkmasına neden olmuyorsa, boş zamanlarının çoğunu plajda geçirdiğini görebilirsiniz. Birçok Yengeç' in kendi tekneleri vardır. Bir düzine renkli televizyon setine ve elli limuzine sahip olmaktansa, başı sıkışınca kaçabileceği güzel küçük bir yatı olmasını tercih eder. Bazı Yengeçlerin harikulade güzel yatları vardır; ama yat değil de sandal veya kano bile olsa, Yengeç büyük bir sevinçle, mutluluğa doğru dümenini kullanacak, küreğini çekecektir. Sanki Yengeç' in derin sularda kaybettiği çok özel bir rüyası vardır ve onu arayıp durmaktadır. Tanıdığınız Yengeçlerden yansından çoğu herhalde haftasonu denizcileridir. Belki de onları çağıran Ay ve denizin med ve ceziridir. Her ne olursa olsun, koleji bitirdiği yıl satın aldığı tenis ayakkabılarını ayağına geçirip kendi güvertesinde yürürken olduğu kadar hiçbir zaman mutlu olmamıştir.( Sakın O' na yeni ayakkabılar almasını öğütlemeyin. Bu insanlar hakkında anlamanız gereken bir tek şey vardır. Eğer bir şey eskiyse, değerlidir. Yeniyse, kuşku duymak gerekir.)

Yengeçlerin duygulan vücutlarından daha güçlü olabilir. Üzüntü ve korku O' nü hasta eder, neşe iyileştirir. Çoğunlukla paraca iflas etmekten veya duygusal olarak ihtiyaç duyduğu, sevdiği birini kaybetmekten korkar. Bankadaki veya kalbindeki güvenliği tehlikeye düştüğü zaman, bilinç dışı olarak hastalığı veya kazaları davet eden bir depresyona girebilir. Hareketli düş gücü, önemsiz bir hastalığı ciddi ve kronik bir hastalığa çevirebilecek kadar bozuk olabilir. Sıkıntılı olduğu zaman, olumlu sözlere, kötü karşılıklar verebilir. Sonra da halden anlamadığınız için acımasız olduğunuzu düşünebilir. Ne var ki, ne söylerse söylesin, Yengeç' in hastayken en son gerek duyduğu şey, sempatidir. Korku verici olasılıkları düşünerek melankoliye kapılırsa, gerçek sıkıntıyı davet etmiş olur, ve iyileşmesi de iki kat daha uzun sürebilir.

Vücutlarının en hassas bölgeleri, göğüs bölgesi, dizler, böbrekler, idrar kesesi ve deridir. Baş ve yüz, mide ve sindirim sistemi de hassas bölgeleridir. Ülseri aslında Yengeçler icat etmiştir. Ama, sakinliğini koruyanlar, ve sıkıntılı zamanlarında o harika şakacılığını yardıma çağıranlar, çok ileri yaşlarına kadar kolayca sağlıklı kalabilirler. Bunlar sımsıkı mutluluğu yakalar ve bırakmazlarsa, eski çaydanlık' kulplarına yapıştıkları gibi, aynı inatla ve dört elle hayata sarılma gücüne de sahip olurlar. Neşe, iyimserlik ve kahkaha, hergün büyük dozlarda alınırsa, Yengeçlerin vücut ve akıl sağlığını koruyacaktır. Yengeç birşeyi hissettiğini hayal ederse, onu gerçekten hisseder. Başka hiçbir burç olumsuz düşüncelerin hastalık getirmesine bu kadar yatkın değildir; gene başka hiçbir burç kendi kendini iyileştirmekte böylesine mucizeler yaratamaz. Bu garip bir çelişkidir ve Yengeçler iyice düşünüp taşınırlarsa bundan büyük ölçüde yararlanabilirler.

Pek çok Yengeç insanı çiçek yetiştirmeye yeteneklidir, ilgi dolu bir sevgiyle bakıp suladıkları çok güzel bahçeler yetiştirirler. Bunların çoğunun çok yeşil, bereketli banka hesaplan da vardır, ve onları da aynı şekilde kendilerini adayarak geliştirirler. Para gelip Yengeç1 e yapışır, o da bunu hissetmekten hoşlanır ve paranın gelip kendisine yapışmasına olanak sağlar. Bunlar parayı tutumlu bir şekilde harcarlar, yani en az şekilde. Doğum haritasında savurgan etkiler bile olsa, Yengeç yağmurlu günler için bir kenara birkaç dolar saklar. Eğer size iflas ettiğini söylerse, son birkaç bin dolan kaldığını söylemek istiyordur. O' na göre bu çok umutsuz bir durumdur. Fonları idare etmekte hiç kimse Yengeçten daha yetenekli değildir ( Boğa, Oğlak veya Başak hemen arkasından gelebilir). O, para biriktirmekte ve onu, diktiği ağaçlar ve çiçekler gibi geliştirip büyütmekte uzmandır. Para O1 nün inatçı ellerinde hiç eksilmez ve becerikli parmaklarının arasından kayıp gitmez. Yengeci, deste deste parayı, sadece ondan kurtulmanın sevincini yaşamak için pencereden savururken göremezsiniz. O1 nün cömertliğini, ancak gene kendi ihtiyatı geçebilir. Yengeç burcundan John D. Rockefeller, onca parayı küçük çocuklara dağıttığı zaman, herhalde kendisinin aşın savurgan olduğunu düşünmüştü; bir yandan ekonomi öğretirken, aynı zamanda çılgınca para harcama eğlencesine devam etmek O' nü güldürmüş olmalı. Gene de yengeç, hoşlandığı veya sevdiği biri gerçekten sıkıntıya düştüğü zaman, elindekini avucundakini severek paylaşacaktır. Bir çocuk O' nü sevgili parasından ayırmakta hiç bir zaman güçlük çekmez; ama O, bir kutu fasulyede iki sent fazla alan bir bakkalın üstüne yürüyecektir.

Yengeçlere göre yiyecek, nasıl oluyorsa, güvenliği temsil eder. Gerçekten yesin ya da yemesin, kiler yiyecekle dolup taştığı zaman, yengeç kendini daha çok güvende hisseder. Yalnızca yiyecekten söz etmek bile O'nun anlamlı yüzüne pembemsi bir pırıltı,verir, açlık öyküleri de O' nü gerçekten büyük bir korkuya düşürür. Yengeçler açlık korkusuyla yürekten ilgilenir ve dünyadaki her boş mideye karşı bir sorumluluk duyarlar.( Ünlü matematikçi astrolog Cari Payne Tobey, Yengeç burcundan Nelson Rockefeller' in seçim kampanyası sırasında süpermarketlerde şu politik sloganı kullandığım vurgulamıştı: "O, ilgileniyor".) Bir Yengeç için yiyecek israfı büyük bir suçtur. O' ndan istediğiniz her türlü yardımı elde edebilirsiniz, ancak tabağınızı temizlemeye dikkat edin.

Her iki cinste de güçlü bir annelik içgüdüsü vardır. Bunlar her zaman ağzınıza sıcak yemek tıkıştırmaya, veya gecenin nemli havasına karşı sizi sarıp sarmalamaya çalışırlar. Yengeçler arkadaşlarına ve sevdiklerine bebek gibi davranırlar ve korumak için üstlerine düşerler. Ay etkisindeki duygularını derinden etkileyen şu üç şeyi birbirinden ayırmak onlar için zordur - çocuklar, yiyecek ve para.

Yengecin hassas yapısı sert bir kabukla örtülmüştür, ve fırtınalı denizlerden sakınacak kadar akıllıdır.Yaşamının yansını kuru toprakta, öbür yansını durgun sularda geçirir. Parlak açık sanlar ve ayışığının donuk pırıltılı renklerini giyer, ve güçlü duygularını uçuk yeşil leylâk rengi ve eflâtunun alçakgönüllü tonları arkasına gizler.

Her Yengeçte bir parçacık ay çılgınlığı vardır. O, süsenler arasında iki zambakla yedi beyaz gülün yetiştiği vahşi ve gizli bir yer bilir. Bazen uzaklardaki bu bahçenin anısı O' nü kahkahalarla güldürür. Arada sırada üzüntüyle ağlamasına da neden olur. Yengeç, gümüş rengi rüyalarını dalgaların kıyıya getirmesini beklerken, başkalarının dikkatsizce kumlara düşürdükleri elmasları, incileri ve ay taşlarını sabırla toplar.
  Alıntı ile Cevapla