Konu: Stres
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22-01-2007, 09:39   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Stres

Stres, genel perspektif içinde olumsuz bir uyaranı betimleyen oldukça yaygın kullanılan bir terimdir. Halk ( bazen yanlış telaffuz ederek streç der ), her meslekten insanlar, tıp adamları, özetle herkes stres'ten yakınmaktadır.

NEDİR BU STRES?

Kişiyi normal süreçten ayıran normal dışı "Durum" a sürükleyen bir süreç mi? Normallik ya da normal davranış birbirleri ile etkileşim durumunda olan insanın tüm sistemlerinin ortak ürünüdür. Normallik, herhangi bir andaki durumu tanımlamak yerine organizmadaki değişiklikleri veya süreçleri vurgular. Normallik canlı bir sistemin biyolojik, psikolojik ve sosyolojik değişkenlerin katkısı ve zamanın sürekliliği içinde işlevlerini sürdürebilmesini tanımlar. Normallik hem organizmanın fizyolojik olarak iyi çalışması, bunu yaparken de uyum yapma, yeterli olabilme, öğrenme karar verme, iç ve dış zorlanmalarla yani " Streslerle" baş edebilme gibi kavramlarla kompleks bağlantıları kurabilmesi diye tanımlanabilir. Bu uyum içinde, dakik, tıkır tıkır işleyen canlı organizmayı etki altına alan, uyumunu bozan " iyi" çalışmasını etkileyen, zorlayan, olumsuz uyaran bombardımanı stresli koşullardır ve bu uyaranlara karşı organizma, öznel, fizyolojik ve davranışsal tepki verir.

Stres, Birbiri ile Örtüşen 4 Ana Tiple Tanımlanabilir;

1. Akut; Ani, ansızın karşılaşılan bir olay, örneğin bir saldırı gibi,

2. Subakut; Bir dönem içinde yaşanan sıkıntılı yaşantı parçası ve birbirini başlatan bir dizi olumsuz olaylar ve yaşantılar birini kaybetme, yas tutma, depresyona girme...ilah...

3.Kronikleşme sürecinde, değişik aralıklar ile sürekli stresli yaşantılara mecbur kalmak.

4. Kronik; Hiç kesintisiz sürekli zorlanma ağır yük altında yaşamak zorunda kalmak. Bu sıralanan stresin boyutları ne kadar fazla ve sayıları ne kadar çoksa zararlı etkilerinin ortaya çıkma olasılığı da o kadar fazladır.

Bütün bunların yanı sıra, zorlanmanın dozu tabii kişiye göre değişmekle beraber iyi ayardaysa kişiyi aktive etmekle ve amacına ulaşmaya yönelik motivasyon sağladığı için yararlı olmakta ve kişiyi başarıya götürmektedir. Yani stresin " Azı Karar Çoğu Zarar" dır diye de söylenebilir, başka bir deyişle stres, sürekli yanması gereken bir ateş gibidir. Çok kısıldığında sönecek bu organizma için ÖLÜM demektir. Bunu kanıtlayan bir çok deney vardır, fazla açıldığında da parlayacak, bu da organizma için bir çok normal dışı tepkinin, yani sonunda bir çok Psikosomatik denilen hastalığın ortaya çıkması demek olacaktır. Ateş hep yanmalıdır, ne sönmeli ne parlamalı...Bu nasıl olacak ?...



Çevreyi bir yere kadar kontrol altında tutabiliriz, ayrıca stresi algılama ve direnme yeteneği büyük farklılıklar göstermektedir. Stresin kişinin direncini aşmakta olduğunun belirtileri vardır, bunların başlamakta olduğunun farkedilmesi iyi bir ölçüdür denilebilir. Bu belirtiler, irritabilite ( Diken üstünde olma gibi gergin ve tedirginlik hali ), uyku ve yeme gibi fizyolojik işlevlerde aksama. Konsantrasyon kusurları, kararsızlık, umutsuzluk ve öfke duymak, müphem; nedeni organik araştırmalarla saptanamayan sağlık sorunlarından yakınma, işlerin üstesinden gelememe, kronik olarak yaşanmaya başlanan " Yapılacak çok iş var yapacak zaman yok" düşüncesi...başarının düşmesi ve depressif duyuş tarzı veya aşırı telaş ve heyecanlı olmak ( Anksiete hali ) olarak sıralanabilir. Bu ağır stres yükünün altında kalıp ve bunun üstesinden gelemeyen kişiler tükenme noktasına gelecek ve sonunda hastalanacaktır. İnsanın kendi kendine yardım edip stresle başa çıkabilmesi için bir dizi kişisel uyum süreci gerektirmektedir. Bunlar, stresin kişisel nedenlerinin ve etkilerinin tanınması, düzenli ve dengeli beslenme ve ömür boyu sürekli dengeli ekzersiz, alkol, sigara, gereksiz alınan ilaçlardan vazgeçme, GEVŞEME tekniklerini öğrenip uygulama, insan insana ilişkilerde, işde ve eğlencede stresin azaltılmasına yönelik çaba gösterme. Belki önce aile bireylerinden başlayarak uzlaşıcı, sorunlara çözüm bulucu bir strateji geliştirme, zamanı ve aktiviteyi "UYGUN" biçimde ve zorlanmayı önler biçimde yeniden kontrol altına alma olarak sıralanabilir. Bunlara rağmen anksiete ve stresin yarattığı olumsuz durumlar sürüyorsa, belli paket programlar halinde sunulan " STRESLE BAŞA ÇIKABİLME YÖNTEMLERİNİ " öğreten seminerlere katılma ve fakat buna rağmen rahatlama sağlanamıyorsa bir Profesyonele baş vurmak önerilmektedir. Aksi takdirde Kronik olarak sürekli maruz kalınan sters yükü önce ruhsal bütünlüğü sonra da bedensel uyumu bozacaktır. Bedensel olup psikosomatik denilen ve kronik stresin büyük ölçüde sorumlu tutlduğu 7 kardinal hastalık tanımlanmıştır ;

Bronşial Astma
Nörodermatitis ( Döküntülü bir cilt hastalığı )
Romatoid Artrit ( Eklem Hastalığı )
Hipertansiyon
Ülseratif Kolitis ( Barsak Hastalığı )
Ülser ( Mide Hastalığı )
Treotoksikoz ( Troit Hastalığı )
Bu hastalıklardandır.

Bu hastalıklardan birinin başlamış olması mutlaka Psikiyatrik yardım alma gerekliliğini de beraberinde getirmektedir ve ortak yapılan tedavi ile fizyolojik bozuklukları yüzeyden derine inerek hem organik hem psikodinamik yönden aynı zamanda incelemeye başlamanın yararları ve gerekliliği bu günün tıbbında tartışmasız kabul edilmiş bir gerçektir ve bir çok araştırmayla doğruluğu kesinlikle kanıtlanmıştır. Bulguların derinlerde neleri gizlediği, bulgularla kişinin nasıl bir tür EGO SAVUNMASI yapmakta olduğunun araştırılarak ortaya çıkarılması bir süre sonra NORMAL DIŞI süreci normale taşımaktadır.

STRS TEORİSİ
Stres, kaçınılmaz etkenlerin bireyin psişik dengesini ( homeostasis'ini ) bozması ile ortaya çıkan gerilim ve zorlanma halidir.

Stresler genellikle İçsel kaynaklardır. İçsel çatışmaları olan kişilerin istekleri toplumun beklentilerine uymadığı zaman stres ortamı doğar. Çatışma, birbirine karşıt ve uzlaştırılamayan içtepilerin, istek ve gereksinmelerin kişinin psişik durumunu aynı zamanda ve eşit ölçüde etkilemesi sonucu ortaya çıkan ve karar verememe, seçim yapamama gibi davranışlarla belirli psikolojik bir olgudur. Çatışma, anksietenin ortaya çıkmasına neden olur, anksiete uyum mekanizmalarını harekete geçirir. Fakat kontrol ve uyum işlevini de toplumsal ve kültürel kurallar gelenek ve görenekler engeller. Ve kişi tekrar kaçınılmaz bir çatışma içine girer. Çatışmalar genellikle bilinç dışı olgulardır ve bu nedenle de çözümlemek olası değildir.

Bazı çatışmalar bilinçli olabilir. Çatışmaların çözümlenmesi psişizmanın çeşitli ögelerinin koordinasyonu ile gerçekleşir. Çözüm ise bazı gecikmelere, yoksunluklara katlanıp seçim yapmakla olasıdır. Ve yaşam boyunca bilinçli bir çok çatışmalar stresler ve anksiete duygusu ortaya çıkabilir. Bu psikolojik olgular patolojik değildir ve uyum sağlamak amacıyla ortaya çıkan kontrol ve savunma mekanizmaları da belirli bir düzeye kadar patolojik değildirler ve aslında bütün bu kaçınılmaz olgular insanın olgunlaşması, deneyim kazanması gelişmesi açısından yapıcı ve olumlu yaşantı parçalarıdır.

Stres bazen kaçınılmaz çevresel etkenlerin kişinin dengesini bozması ile ortaya çıkan zorlanma, tedirginlik, huzursuzluk ve gerilim halidir. Bu durumu ölçen soru cetvelleri, anket formları ve bu konuda geliştirilmiş testler psikolog arkadaşlar tarafında sizlere verileceği için ben sadece bu bulguları sıralayıp geçeceğim. Kişi kendini stres altındayken genellikle şöyle şeyler hissedecektir :

Huzursuzluk ve tedirginlik
Yakın duygusal ilişkilerden kaçınma
Hayattan zevk alamama
Üretken olmakta zorlanma
Başarı grafiğinde düşme
Genel bir hoşnutsuzluk hali
Karar vermekte gecikme ve insiyatifta azalma


Kendine olan güvende azalma
Rutinden sıkılma veya rutini farketme, monotoniden yılgınlık
Kendini yetersiz, değersiz hatta terkedilmiş gibi hissetme
Depresif duyuş tarzının başlaması
Gereksiz yere öfkeye kapılma
Geçimsizlikler ve düşmanlık duygularına kapılma
İçki ve sigara tüketiminde artış
Başarısızlıklara, hatalara, kaçırılan fırsatlara duyulan pişmanlıklarda artma
Kendine acımaya başlama
Haksızlığa uğradığı, kadrinin kıymetinin bilinmediği engellendiği kaygısı
Hayal kurmalar, hayallerde kendini olmak istediği yerde görme...
Duygusal ve cinsel yaşamda uyumsuzluklar, başarısızlıkların başlaması
Birilerine yaslanma, danışmadan çözüme gidememe...
Rutin işleri bir türlü vaktinde bitirememe, eskisinden daha fazla vakit harcama
Konuşmaların ve yazıların sonunu getirememe, belirsizlik ve kopukluklar
Önemli konularda aşırı endişeye neredeyse paniğe kapılma...
Önemli ve kilit olayları gözden kaçırma hatta lakaydi, adam sendecilik...
Uyku bozukluğu, uyku ritminin bozulması, gece uyuyamama, gündüz uyuklama...
Dalgınlık, unutkanlık, eşya kaybetme, şaşkınlık, dağınıklık, sistemsizlik...
Müphem sağlık şikayetlerinin başlaması ama belirgin bir organ hastalığı olmaması, fakat yine de kişinin kendini hasta hissetmesi...
Sebeb yokken ölümü düşünmeye başlama
Sanki kötü bir şeyler olacakmış, sanki herşeyini kaybedecekmiş gibi sanki yakınlarını kaybedecekmiş gibi veya doğal afet veya bir felaket olacak beklentisi...
Açık ve seçik biçimde hissedilen anksiyeteyi aşan sıkıntı duygusunu tanıma...
Alarm veren bir yapıyla, stres altında biriyle karşı karşıyayız demektir


STRES AŞAMASINDA BELİRTİLER


I. AŞAMA


1. Büyük haz duygusu.
2. Alışılmamış duyarlıkta algılama.
3. Alışagelmişin üzerinde iş yapabilme yeteneği ve aşırı sinirsel enerji.
II. AŞAMA


1. Yataktan kalktığında yorgunluk hissi. Öğle yemeğinden sonra veya akşam üstü erkenden gevşeyen enerji.
2. Mide ve barsak fonksiyonlarının zaman zaman bozulması ( diyare veya kabızlık ), kalp çarpıntıları.
3. Sırtta ve kafatası civarındaki kaslarda büzülme ( yaygın ağrılar ).
4. Dinlenememe duygusu.
III. AŞAMA


1. Barsak fonksiyonlarında daha ciddi sorunlar.
2. Mide sorunları.
3. Kas büzülmeleri, ağrılar.
4. Artan gerginlik duyguları.
5. Uyku bozuklukları.
6. Baygınlık hissi ( bayılmaksızın ).



IV. AŞAMA


1.Günü geçirmede büyük zorluk.
2. Daha önce zevk veren faaliyetlerin artık fazla zevk vermemesi.
3. Sosyal olaylara tepki gösterme yeteneğinin kaybolması. Arkadaş toplantılarının artık sıkıcı olmaya başlaması.
4. Daha büyük uyku bozuklukları, sabah 3 ve 5 arasındaki kabus şeklindeki rüyalarla uyanma.
5. Olumsuzluk duygusu.
6. Konsantre olamama.
7. Belirsiz korkular.
V. AŞAMA


1. Aşırı yorgunluk
2. Çok basit işleri yönetmede zorluk.
3. Barsak ve mide fonksiyonlarında aşırı bozukluklar.
4. Yaygın korku duygusu.
VI. AŞAMA


1. Kalp çarpıntıları ve panik hali.
2. Nefes kesilmesi.
3. Titreme, terleme.
4. El ve ayak uyuşmaları. El ve ayaklarda sızlamalar.
5. Tükenme. En basit işleri bile yapmak için enerji bulmada güçlük.

  Alıntı ile Cevapla