Konu: Ad Koyma
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 27-01-2007, 12:38   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Ahkamülhakimin/Hakimlerin hâkimi, Sultanusselatîn/Sultanların sultanı, Emîrülümerâ/Âmirlerin âmiri; bazı alimlere göre Kaadî'l-kudât/Kaadıların kaadısı ve Hâkîmülhükkâm/Hakimlerin hâkimi gibi isimler de aynı vasfa sahip oldukları için Allahın sevmediği isimler arasında yer alır[1][56].
Burada sözü edilen Ahkamülhakimîn aslında Allah'tır[2][57]. Dindar ve fazilet ehli kimselerden pek çoğu Kaadî'l-kudât ve Hakimülhükkam gibi isimleri kullanmaktan, hadiste Allah ve Resûlünün buğzettiği bildirilen melikülemlak ismine kıyas ederek kaçınmışlardır[3][58].
Kastedilen mana eğer Allah'a değil de ismi taşıyana yönelikse Türkçemizde yer alan Sevtap ve buna benzer isimleri bu kategoriye dahil etmek gerekir.
Ashab yeni doğan çocuklarını teberrüken/hayır beklentisiyle Hz. Peygamber'e götürür, tahnik yaptırır ve adlarını koydururlardı.
Ad koyarken yapılan sözcük seçiminin temelinde yatan en belirgin özellik, hayır beklentisi/tefeül olmaktadır. Bu gerçekten hareketle Hz. Peygamber'in yeni doğan çocuklara verdiği isimlere baktığımızda umumiyetle ya İbrahim gibi eski bir peygamber ismi, yahut da Abdullah ve Abdurrahman gibi Allah'ın ismine veya bir sıfatına izafe ederek verdiği isimler göze çarpmaktadır.
Peygamber isminin verilmesinin, genel olarak, onların izinden gitme arzusundan kaynaklandığını veya en azından böyle bir arzu ve beklentiye yönlendirmeye matuf oluğunu; daha dar bir açıdan değerlendirdiğimizde ise, İbrahim (a.s.)'ın Hz.Peygamber'in dedelerinden olması hasebiyle eskileri yâd etme, onları unutmama ve unutturmama, hatıralarını canlı tutma amacına yönelik olduğunu söylemek mümkündür. Ancak genele teşmil ettiğimizde bu tür bir amaca yönelik aile büyüklerinin adları çocuklara verildiğinde onların inançları, yaşantıları ve isimlerinin taşıdığı manaları mutlaka gözönünde bulundurmak gerekir. Zira mânâ veya şahıs olarak zihinde tecelli edecek anlamların, mutlaka olumlu ve güzel olması gerekir.
Bir başka boyut olarak burada, insanlara Allah'a kul olmayı ve O'nun rububiyetini hatırlatacak sözcüklerin seçildiği dikkatı çekmekte, bu da tevhîdi çağrıştırmaktadır. Hz.Peygamber'in tevhîde aykırı olan isimleri değiştirdiğini de dikkate alarak bir değerlendirme yaptığımızda İslâm inancı ve kültürünün tevhîd esasına dayandığını, bu ilkeye ters düşecek hiçbir oluşumun geçerli olmayacağını, her türlü şekillenmenin bu çerçevede olması gerektiğini, kimliğin sembolü ve kültürün bir parçası olan isimlere varıncaya kadar müslümanın hayatının her alanını kuşattığını görmekteyiz.
Abdullah ve Abdurrahman gibi isimlerin Allah'a en sevimli olmasının sebebini şu şekilde izah etmek mümkündür: Abdullah isminde ubûdiyet ve tezellülü itiraf vardır. Abdurrahman'da ise her mahlûka şamil olan rahmeti itiraf vardır. Keza birinci isimde, bu isimle adlandırılan kimsenin Allah'a ibadet edici olması, ikincisinde ise ilâhî rahmetin, adı taşıyanın üzerinde tezahür etme arzusu, tefeülü/ismi taşıyanın üzerinde rahmetin tecelli beklentisi vardır[4][59].
Hz.Peygamber'in değiştirdiği isimlerde üç ana özellik göze çarpmaktadır. Kötü, sevimsiz, çirkin manalı olanlar; güzel manalı olup daha güzeli ile değiştirilenler;tevhîde aykırı olanlar.
  Alıntı ile Cevapla