Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-01-2007, 23:51   #1
Meric
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Eczacılığın evrimi

ECZACILIĞIN EVRİMİ: TÜRKİYE EVRİMİN NERESİNDE?

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nde endüstrinin geniş ölçekte yüksek kaliteli ilaç ve farmasötik dozaj şekilleri üretme aşamasına gelmesi, geçen yüzyılın ortalarında (1950'lerde) eczacının esas rolünü, eczanenin laboratuvarında ilaçların doğru olarak hazırlanmasından, ilaç endüstrisinin ürettiği ilaçların dağıtımını yapan bir distribütör konumuna kaydırmıştır. Bu dönemde, endüstride yeni ilaçların keşif ve geliştirilmesine temel oluşturan bilimsel esaslar, eczacılık eğitimini de paralel yönde etkilemiştir. Bunun sonucunda, o güne kadar verilmekte olan ilaçların sağlanması, hazırlanması ve değerlendirilmesi üzerine odaklı deneysel ve kuramsal bilgiye dayanan eczacılık eğitiminden, bilimsel örneklere dayandırılan ve bunlara göre organize edilen bilginin verildiği eczacılık eğitimine geçilmiştir. Bu durum, eczacılık mesleğinin eczanedeki uygulanması ile eczacılık eğitimi arasında bir kopukluğa yol açmıştır. Sonuçta kaçınılmaz olarak mesleki bir paradoks ortaya çıkmıştır: Bilim adamı olarak eğitilen, fakat uygulamada bilim yapmayan eczacı..
Bu gelişmeler ABD'de 1960'lı yılların sonlarında Klinik Eczacılık kavramının doğmasına yol açmıştır. Klinik Eczacılık, ABD'de toplumun ekonomik yapı itibariyle endüstri toplumundan bilgi toplumuna geçişi sırasında ortaya çıkmıştır. Klinik Eczacılık modelinde, eczacı bir terapötik danışman olarak işlev görüyordu. Sağlık bakımından sorumlu ekip içinde, gördüğü eğitimle kazandığı bilgi, beceri ve değerleri ilacın optimal kullanımını sağlamak için kullanan bir ekip üyesi olarak çalışıyordu. Bu değişime rağmen, araştırma sonuçları ABD'de yaşayan insanların önemli bir yüzdesinin ilaç tedavisinden tam fayda sağlayamadığını ve ilaç etkileşmelerinin önemli ölçüde hastanede bakım gerektiren durumlara ve ölüm olaylarına yol açtığını ortaya koydu. Bu gelişmeler 1990'da, eczacının ilaçla ilgili morbidite ve mortaliteyi en aza indirme bakımından sorumluluk aldığı yeni bir modelin önerilmesine yol açtı: Farmasötik Bakım. Farmasötik Bakım modeline göre eczacı, hasta ve hasta bakımından sorumlu diğer sağlık profesyonelleri ile işbirliği içinde ortaklaşa çalışarak hastanın gerçek veya olası bakım gereksinimlerini tanımlar; sağlık bakımı ile ilgili belirlediklerinin ilaca ilişkin olup olmadığını tayin eder; hasta ve diğer sağlık profesyonelleri ile hastanın ilaca ilişkin sorunlarını çözecek veya sorun çıkmasını önleyecek bir farmasötik bakım planı düzenler, bu planı uygular ve sürekli olarak izler.

Türkiye kısaca özetlenen eczacılıktaki bu evrimin neresindedir? Bize göre ülkemizde halen verilmekte olan eczacılık eğitimi ve eczacılık hizmeti ABD'nin 1960'lı yıllardan önce yaşadığı durumu yansıtmaktadır. Bir bilim adamı olarak eğitilmeye çalışılan, fakat eczanede mesleğini uygularken öğrendikleri kendisine yetmeyen ve bu nedenle topluma gerçekten gereksinim duyduğu Farmasötik Bakım olarak tanımlanan, çağdaş eczacılık hizmetini sunamayan bir eczacı profili ile karşı karşıyayız.

Bu nedenle, 2000'li yıllarda ABD ve Kanada gibi eczacılıkta ileri gitmiş ülkelerde ciddi bir eczacı açığından söz edilirken, Türkiye'de eczacılık çağdaş misyonuna göre icra edilemediği, diğer bir ifade ile eczacı topluma Farmasötik Bakım hizmeti sunamadığı için eczacı fazlasından söz edilmektedir.

RX Media Pharma'nın sitesinden alıntıdır..
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla