Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30-01-2007, 18:04   #1
Meric
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Finans ve Halkla İlişkiler?

Büyüyünce Ne Olsam başlıklı yazımda üniversiteye hazırlanan genç arkadaşlarımızın iletişim alanını seçmekteki tereddütlerine değinmiştik. Bu konuyla ilgili çeşitli yorumlar, mailler, sorular aldık ve almaya devam ediyoruz. Lise son sınıf öğrencisi arkadaşımız Tuğçe de bu konudaki şüphelerini paylaşmış bizimle. Ticaret lisesinde okuyor ve finans üzerine staj görüyor. Bunun ardından Halkla İlişkiler okumayı düşünüyor.
Aslında Tuğçe`nin durumu benim bu konudaki genel önerilerimle çok örtüşüyor. Halkla İlişkiler, biyoloji, kimya ya da her hangi bir diğer bölümde eğitim görmekte olan arkadaşlara bunun ardından işletme konusunda şartları elverdiği süreyle eğitim almalarını öneririm. İşletme, maliye ya da ekonometri gibi bölümlerde eğitim alanlara da yapmak istedikleri, seçecekleri meslekte yüksek lisans. Eskilerin tabiriyle hangi mesleği seçmiş olursanız olun onunla birlikte hesap kitap yapmayı bilmeniz şart.
Bir kurumun ilgili departmanında, bir halkla ilişkiler şirketinde veya kendiniz kuracağınız bir şirkette halkla ilişkiler konusunda hizmet vermeyi hedefliyorsanız, kar-zarar-maliyet hesaplarının, kaşidenin, ciro etmenin, kesilen faturadan sadece %18lik kısmın değil toplamda neredeyse %40ının vergi doğuracağını, stopajın, açık ya da kapalı faturanın vb. ne olduğunu da bilirseniz bu sizi vazgeçilmez kılabilir.
Bu tıpkı eskiden İngilizce bilmek yeterli olurken sonrasında ikinci yabancı dilin neredeyse şart olması gibi. Eğer eiğitiminizin yanına tecrübe koyamıyorsanız, tecrübe kazanabileceğiniz işlere girebilmeniz için tecrübeli olmak şartı karşınıza çıkıyorsa hep, o zaman eğitiminizin yanına başka bir şey koyun.
Tamamlayıcı bir şey...
Bunu iki şekilde de yapabilirsiniz. Şartlarınız uygunsa halkla ilişkiler eğitiminize ticaret bilgisi katacak tamamlayıcı bir eğitim ekleyebilir ya da öğrencilik döneminizden başlayarak halkla ilişkiler sektörüne hizmet eden alt katmanlardan herhangi birinde hatta birden fazlasında bulabileceğiniz her iş fırsatını değerlendirerek saha ve uygulama tecrübesi edinirsiniz.
Evde boncuk dizip kolye yapan ya da ahşap boyayan bayanların, ürettiklerini görüp almak isteyen olduğunda yaşadıkları en büyük sıkıntı ürünlerine ne fiyat biçecekleridir. Müşteri, standart sunulan bir yemeğin yanına ilave sebze istediğinde ya da irmik helvasının yanına bir top dondurma istediğinde garsonun da bir an bocalaması bundandır. Sizin tasarladığınız özel bir promosyon ürününü yaptırmak istediğinizde üreticinin zorlanması da.
Bütçeleme...
Öyle bir rakam olmalı ki uçmamalı, iş kaçabilir. Öyle bir rakam olmalı ki düşük olmamalı para kazanacağız değil mi?
Uzun yıllar önce katıldığım bir seminerde ders konusu bitip de sıra özel sorulara geldiğinde dersi veren İngiliz hoca, Ian`a katılımcılardan biri "iyi de nasıl bütçelendireceğiz?" diye sorduğunda, hoca gülümsemiş ve dosyasından ikişer kağıt çıkararak herkese dağıtmıştı. Kağıtta özetle çeşitli maliyet satırları, yasal gereklilikler ve son olarak da o işten ne kadar kar elde etmek istiyorsak yazacağımız satır bulunuyordu. Bunları doldurmamızı istedi.
İkinci kağıdı katlayıp saklamamızı, işi yaptıktan sonra bu kez gerçekleşen bütçeden yola çıkarak aynı satırları doldurmamızı söyledi ve gülümsedi "asla iki kağıt birbirinin aynı olmaz" derken.
Gerçekten de iki kağıt aynı olmuyor, işi yapmadan önce öngördüğünüz bütçe ile işi yaptıktan sonra gerçekleşen bütçe. Önemli olan birbirlerine yakın olmaları. Zaten eğer aralarındaki fark büyükse işiniz var demektir...
Ya da artık işiniz yok
Sevgili Tuğçe, geçmişe bakınca yapmadıklarımızdan duyduğumuz pişmanlıklar daha fazla oluyor. Eğer halkla ilişkiler okumak istiyorsan okumalısın.
Umarım seni finans bilgisine sahip bir halkla ilişkiler uzmanı olarak iyi yerlerde görürüz.

Sevgiler


Şahnur Karaağaç
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla