Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-02-2007, 14:54   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1970’lerin ortalarından itibaren borç krizinin ciddi olarak yaşanmaya başlaması , iç pazardaki büyük durgunluk ve kredi sisteminin çöküşünü beraberinde getirdi. Bu olaylara 1978’de Güney Amerika ülkelerinde yaşanan ekonomik krizin etkileri de eklenince yabancı yatırımcılar kaynaklarının kurtarabildikleri kısımlarını yurt dışına çıkarmak suretiyle hızlı bir sermaye çıkışına sebep oldular. Bu dönemin tek faydası çok düşen iç talep nedeniyle kazanılan ihracat başarılarıydı. Hükümet, şirketlere çok düşük faizli ihracat destek kredileri sağlayarak bu zor dönemden çıkmaya çalışmıştır.

1980 yılı ile birlikte hükümet, öncülüğünü özel sektörün yapacağı ihracata yönelik bir ekonomik dengeleme ve yapısal düzenleme programını hızla uygulamaya aldı. Esnek kur politikası, ihracat teşvik politikası, yurt içi tasarrufların teşvik edilmesi amacıyla faiz oranlarının serbest bırakılması, ithalat üzerindeki miktar kısıtlamalarının kaldırılması ve gümrük vergilerinin indirilmesi, bu programın başlıca reformlarındandır. En önemli reform ise 1983 yılında Türk Lirası’nın tam konvertibiliteye geçmesi olmuştur.

Bu reformlar 1981 yılından itibaren yabancı sermaye girişlerini önemli ölçüde arttırmaya başlamış; yabancı sermaye girişi 1981-87 yılları arasında ortalama 93 milyon dolar (net) seviyesine yükselmiştir. 1988 yılında önemli bir artış daha gerçekleşmiş, 1988-91 yılları arasında bu ortalama net olarak 625 milyon doları bulmuştur.
  Alıntı ile Cevapla