Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-02-2007, 03:28   #9
NuraN
Dişi Kartal
 
NuraN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

SAMUEL BECKETT 1906-1989

Çağdaş edebiyatın önemli yazarlarından biri olan İrlandalı oyun yazarı, romancı, şair ve eleştirmen ve Samuel Beckett, Protestan bir ailenin oğlu olarak 13 Nisan 1906'da Dublin yakınlarındaki Foxrockda doğdu. 1920'de Portora Kraliyet Okuluna gittikten sonra, 1923'te Dublindeki Trinity Collegee girerek Roman dilleri öğrenimi gördü. 1928de Paristeki Yüksek Öğretmen Okulunda İngiliz dili profesörü olarak görev aldı.
Bu dönemde, çağdaş roman ve öykü yazarları arasında önemli bir yeri olan İrlandalı yazar James Joyce ile tanışarak onun çevresine girmesi, Beckettin yazarlık yaşamını önemli ölçüde etkiledi. 1930da Dubline dönerek Trinity Collegede Fransızca dersleri verdi. 1931den sonra ise Londrada yaşamaya başlayarak Fransa ve İtalyaya yolculuklar yaptı. 1937de Parise yerleşen Beckett, II . Dünya Savaşı sırasında bir yer altı direniş grubuna katıldı. Nazilerden kaçmak amacıyla gittiği Fransanın güneyindeki Vauclusede gündüzleri tarım işçisi olarak çalışırken, geceleri Watt adlı romanını yazdı. Savaştan sonra İrlandada Kızılhaç Örgütüne gönüllü olarak yazıldı ve bir askeri hastanede çevirmenlik yapmak üzere yeniden Fransaya gelerek 1945'te Paris'e yerleşti.
Beckett, yazarlık yaşamanın en verimli dönemi olan 1946-50 yıllarında, yapıtlarını önce Fransızca yazıp, sonra İngilizce'ye çevirmeye başladı. Bu dönemde yazdığı Molloy, Malone Meurt ve L"Innommable adlı roman üçlemesinde, etkisinde kaldığı düşünür Descartes'ın "Düşünüyorum, öyleyse varım" felsefesinden hareket ederek, insanın benlik ve varoluş arayışlarını irdeledi. Beckett'in, ülkemizde de sahnelenen Godot'yu Beklerken adlı oyunu, yazarın en çok tartışılan ve ona dünya çapında ün kazandıran yapıtıdır. Bu oyun ve bunu izleyen Sonu, Krapps Last Tape, Küller, Mutlu Günler ve Play gibi sahne ve radyo için yazılmış oyunlar, II. Dünya Savaşından sonra Avrupa'da ortaya çıkan ve gerek biçim, gerek içerik açısından yerleşmiş tiyatro kurallarına karşı çıkan Uyumsuzluk Tiyatrosunun en çarpıcı örneklerindendir. Bu oyunlarda Beckett, acıklı olanı bir çeşit mizahla dile getirerek bir kara güldürü havası yaratmış, en aza indirgenmiş kişiler ve dekorla, insanın amaçsız ve anlamsız bir evrendeki umutsuzluğunu, başkalarıyla iletişim kuramamasından kaynaklanan yalnızlığını aktarmaya çalışmıştır.
Sözsüz Oyun adlı dizi ve Come and Go gibi oyunları ise sözcüklerin en aza indirgendiği çok kısa yapıtlarıdır.
1970'te Nobel Edebiyat Ödülü Beckett'e verilmiştir.
__________________
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim .
Kalbimde kalbine yok bile kinim .
Bence artık sen de herkes gibisin.

Eylül 2008


NuraN Ofline   Alıntı ile Cevapla