Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05-02-2007, 09:13   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

- Türkiye’deki yabancı ortaklıkların %53’ü iki ortaktan oluşmaktadır. Üç ortaklı firmaların sayısı azdır. Sermaye dağılımı dikkate alındığında ortakların yarısında yabancıların çoğunluk hissesine sahip oldukları görülmüştür. En az rastlanan ortaklık yapısı genellikle diğer ülkelerde olduğu gib i%50-%50 ortaklık biçimidir. Ortaklıkların yalnızca %20’si bu biçimde kurulmuştur.
1.5. Yabancı Sermaye Politikasının Esasları

Türkiye’de yabancı sermaye yatırımları ile ilgili politikaların temel ilkeleri aşağıda verilmiştir.
- Her türlü mal ve hizmet üretimine yönelik yabancı sermaye yatırım ve faaliyetleri; Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunması, yatırım ve faaliyetin Türk Özel Teşebbüsüne açık olan bir sahada olması, tekel veya özel imtiyaz oluşturmaması, işin gerektirdiği sermayenin 150.000 dolardan az olmamak üzere getirilmesi kaydıyla serbesttir.
- Yabancı sermaye teşebbüsü aynı alanda faaliyette bulunan yerli teşebbüslerle her bakımdan eşittir.
- Yabancı sermaye mevzuatına göre, yabancı ortak payına ilişkin yüzde sınırlaması yoktur.
- Yabancı sermayeli teşebbüsün ve işletme aşamasında ihtiyaç duyacağı yabancı personelin istihdamı serbesttir.
- Yabancı sermayeli teşebbüsün tasfiyesi veya yabancı ortak hisselerinin satışı durumunda yabancı ortağa isabet eden net gelirin transferi bankalarca bekletilmeksizin yapılır.
- Türkiye’ye giren yabancı sermaye, ülke çapında tekel oluşturacak faaliyetlerde ulunan kuruluşlarda çoğunluk hissesine sahip olamaz.[1] (02.05.1995 tarihli düzenleme).
1.6. Yabancı Sermaye Yatırımlarında Görülen Gelişmeler

1980 yılından sonra görülen yabancı sermaye girişlerinin artışında temel faktör, 24 Ocak 1980 tarihinde alınan Ekonomik İstikrar Kararlarıyla Türkiye’nin dışa açık bir politika izlemeye başlaması, ülkede politik ve ekonomik istikrarın yeniden sağlanması ile yabancı sermayeye uygulanan politikaların güven vermesidir.
Türkiye’nin gelişmiş ülkeler refah seviyesini yakalayabilmesi için ortalama %5 civarında kalkınma hızını gerçekleştirmesi gerekmektedir. GSMH %10 oranında 20 yıl süreyle artsa, nüfus artışı ihmal edildiğinde, 2600 dolar civarında olan kişi başına milli gelir, 10 yılda 6500 dolara, 20 yılda ise 17.000 dolara yükselir. II. Dünya Savaşı sonrasında ekonomileri yıkılmış olan Almanya ve Japonya gibi ülkelere 1950-1970 döneminde yıllık ortalama %10 üzerinde bir büyümeyi sağlayarak gelişmişlerdi. Bunun sebebi, bu ekonomilere özellikle ABD kaynaklı dış kaynak girişidir.
  Alıntı ile Cevapla