Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-02-2007, 14:02   #8
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1980 Sonrası Türkiye
24 Ocak 1980 ekonomik kararları ve sonrasında 12 Eylül 1980 Askeri darbesiyle yeni bir sürece giren Türkiye’de, Taşkömürleri Kurumu ve Zonguldak için de yeni bir süreç başlar.
İthal ikameci politikalar tıkanmış; ihracatı hedef almayan ekonomi, zorunlu ithalat yapacak dövizi bulamaz duruma düşmüştür. Büyüme oranı sıfırın altına inerken, enflasyon yüzde yüzlere ulaşmıştır.
Kaliteyi, teknolojiyi, verimliliği önemsemeden ve KİT’lerden sağlanan ucuz girdilerle üretim yapan; gümrüklerle korunup, istediği fiyatlarla iç piyasaya yapılan satışlardan, çok kolay paralar kazanan özel sektör de, kendi için gerekli dövizi bulamaz olmuştur. Sırtını dayadığı kamu ekonomisi, dolayısıyla devlet tıkanmıştır. Devlet, borç bulamaz, borçlarını ödeyemez duruma gelmiştir.
Bu noktada uluslar arası finans kuruluşları IMF ve Dünya Bankası devreye girer. Türkiye’ye yeni politikalar önerilir. Öncelikli hedef ihracattır. Yani döviz kazanmak gerekmektedir. Dönemin Başbakanlık Müsteşarı Turgut Özal, yeni politikayı “Türkiye’nin dış dünya ile entegrasyonu” olarak özetler.
1980 Türkiye’sindeki ekonomik yapının, dünya tekelleriyle rekabet edebilecek durumda olmadığı bilinmektedir. Amaç, yeni politikanın getirdiği gümrük serbestisi ile Türkiye’yi “Açık Pazar” haline dönüştürmektir. Yabancılar karşısında, ayakta kalabilen yerli şirketler kalacak, uyum sağlayamayanlar, rekabete dayanamayanlar batacaktır. Devlet yeni krediler bulacak yada bulanlara kefil olacak ve uyum sürecine katkı verecektir. Fedakarlığın, yine “Kamuya ve Halkımıza” düşeceği bilindiği için demokrasi askıya alınmıştır.
Zonguldak’ın talihsizliği bunun da ötesindedir. Türkiye’ye dayatılan ekonomik politikalarda, demir-çelik, petro-kimya gibi ekonominin temel direği olan sektörlere yatırımlarından uzak durulması istenir. Yani, maden ocaklarına, yatırıma kaynak yoktur. Taşkömürü ve demir-çelik fabrikalarıyla, Zonguldak hedeftir. Türkiye’yi Türkiye yapan, sanayi atılımının merkezi Zonguldak tasfiye edilecektir.1937’de kurulan Kardemir, 1960 teknolojisiyle Türkiye’yi Avrupa’ya muhtaç etmeyen Erdemir; 1951 de kurulan Avrupa Kömür ve Demir-Çelik Birliğinin ve diğer emperyalist ülkelerin uluslararası şirketlerinin hedefidir. Türkiye üretmemeli, satın almalıdır. Borç batağına girmeli ve başka tavizler de verebilmelidir.

1980 Sonrası TTK
Uzun yıllar, ucuz kömür satışı ile ülke sanayisine kaynak aktarılan TTK’nın, satış politikalarındaki ilk ciddi değişiklik 1978 yılında görülür. Kömürün ortalama satış fiyatı 25 dolardan 51 dolara yükselir ve o yıl kurum zarar etmez. Ama kar amacı da yoktur.
  Alıntı ile Cevapla