Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-02-2007, 14:03   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bu arada Kozlu Müessesesi için de kapatmanın düşünüldüğü ancak grizu faciası sonrası içerde şehitler bulunduğundan, tepki almamak için vazgeçildiği öğrenilir.
Zonguldak’ta, bu kararlar açıklanmadan önce TTK’da, zararı azaltma savunmasıyla, verimsiz olduğu iddia edilen bazı ocaklar kapatılmıştı. Ocak kapatma uygulamaları Dilaver ve Çaydamar İşletmelerinin kapatılması aşamasına geldiğinde, bu uygulamanın art niyetli olduğu ve buralarda kömür bulunduğu tartışmaları başlamıştı. Nitekim kısa bir süre sonra Dilaver İşletmesi’nin özel sektöre kiralanması sonrasında 5 Nisan Kararları’nın açıklanması, tüm yöre insanın kaygılanmasına neden olur.

Sendikal Mücadele
1980 Askeri darbesine sözleşme sürecinde yakalanan ve sözleşme görüşmeleri askıya alınan Zonguldak maden işçileri, diğer kamu işçilerinden daha düşük bir ücretle çalıştırılır. 1983 sonrası, görünürde yapılan bazı düzenlemeler ve toplu iş sözleşmelerinde, ücretler yine baskı altında tutulur ve reel anlamda bir gelişme olmaz. Türkiye’de 1980-88 arasında işçilerin reel ücretleri % 55 dolayında gerilemiştir. 1979 yılında Milli Gelirden yüzde 33 pay alan, maaş ve ücretlilerin payı 1988 yılında yüzde 15’e gerilemiştir. Aynı dönemde tarım sektörünün payı yüzde 24’ten 16’ya gerilerken sermayenin payı % 43’den yüzde 69’a yükselmiştir. Bu şartlarda 1988 toplu iş sözleşmesini yapan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) grev kararı alır, ancak son anda sözleşme imzalanır. Sonuç yine tatmin edici değildir.
1990 yılında başlayan 14. Dönem TİS görüşmeleri de çetin geçer. 1989 yılında, ülke genelinde yükselen sendikal mücadele ve demokrasi mücadelesi, Zonguldak bölgesinde de yansımalarını bulmuştur. Dönemin siyasi sorumlularının uzlaşmaz ve tehdit dolu, tutum ve davranışları, GMİS yeni Genel Başkanı Şemsi Denizer ve yeni Yönetim Kurulu tarafından, önce Zonguldak sonra ülke kamuoyuna anlatılır. Siyasi iktidarın amaçları, uygulanan ekonomik politikalar ve TTK’daki gelişmeler teşhir edilir. Taşkömürünün ve Zonguldak’ın
ülkemiz için önemi her ortamda dile getirilir.
Tarihinden aldığı güçle, maden işçisi ve yöre halkı tek yürek tek ses olur. Türkiye demokrasi güçleri mücadeleye sahip çıkar ve ocakları kapatmaktan söz edenler başarılı olamaz. Az da olsa ücretlerde iyileşme sağlanmıştır. Daha önemlisi, taşkömürüne, maden ocaklarına herkes sahip çıkmıştır. Zonguldak gerçeğini tüm dünya öğrenmiştir.
1980 sonrası, IMF ve Dünya Bankası’nın dayattığı ekonomik politikaları rahatça uygulayabilen siyasi kadrolar, ekonomik programda önerildiği gibi, taşkömürü üzerinde rahatça oyun oynayamayacaklarını, dolayısıyla Demir-Çelik sektörünü kolayca kontrol altına alamayacaklarını görürler.
1990 sonrası daha sinsice planlar uygulamaya konulur. Yukarıda da ifade edildiği gibi göz göre göre batağa sürüklenen Türkiye Taşkömürü Kurumu içerden ve dışardan saldırılarla sürekli yıpratılır.
  Alıntı ile Cevapla