Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06-02-2007, 14:04   #18
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

İhtiyaçlarının tamamını TTK’dan karşılayan her iki fabrikanın geldiği son nokta burasıdır. Demir-çelik sektörünün kömür ihtiyacı sürekli artarken, TTK’nın üretimi ise gerilemiştir. TTK’nın satış politikasını ÇATES’e yönlendirmesi ve demir-çelik sektörüne dönük üretim yapmaması, Kurumun zararını artırırken Türkiye’nin de döviz kaybını artırmıştır. Uluslararası kömür tekellerinin ve ithalatçıların da karları artmaya devam etmiştir.
Önceki yıllarda, pahalı olduğu için TTK’dan kömür almayan demir-çelik fabrikaları, fiyatlar düşük kaldığı dönemlerde de Zonguldak kömürünün istedikleri nitelikte olmadığını savunmaya başlamışlardır. İthal edilen kömürün kalitesini denetleyecek ciddi bir sistem bulunmadığı gibi bu fabrikaların yerli kömür tüketmesini sağlayacak hiçbir yönlendirme de yapılmamıştır. Bu alan her zaman suistimal edilmeye açık bırakılmıştır.
TTK açısından bakıldığında da ürün kalitesini artıracak bir çalışma içine girilmemiş ve gönüllü olarak üretim kapasitesi ve kalite düşürülerek ucuz fiyatla, ÇATES’e satış tercih edilmiştir.
Yıllık olarak, demir-çelik sektörü için yaklaşık 4-5 milyon ton koklaşabilir taşkömürü ve diğer sektörler için de yine aynı oranlarda taşkömürü ithal edilerek, 500 milyon dolar civarında bir döviz kaybı söz konusudur. Dünyanın değişen fiyatlarına göre bu rakamın daha da yükselmesi büyük bir olasılıktır. Çünkü dünya doğal gaz ve petrol rezervlerinin, kömüre nazaran daha sınırlı olduğu ve geleceğin kömürden yana olduğu bilinmektedir.
Ülkemiz açısından dövizin gerçek maliyetini de göz önünde bulundurursak, Zonguldak’ta bulunan 1.1 milyar tonluk kömür rezervinin nasıl büyük bir anlam ifada ettiği daha iyi anlaşılacaktır.
  Alıntı ile Cevapla