Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-02-2007, 14:02   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1. BÖLÜM

1- MATBAACILIĞIN DOĞUŞU VE TARİHÇESİ

İlk insanlar bile meramlarını anlatmak veyahut bir maksat ifade etmek zarureti hissettiklerinden yaşadıkları mağaraların duvarlarına etrafında gördükleri hayvanların, bitkilerin resimlerini çizerek dileklerini, isteklerini ifade ederlerdi.
İlk insanların duydukları bu ihtiyaç, tarihi devreler değiştikçe artarak tekamüle doğru gitmiş ve birtakım işaretler ve resimlerden bir yazı şekli meydana gelmiştir. Bu yazı şekline Hiyeraoglif adı verildi.
Bu işaretler ilk devirlerde kil çamur üzerine, birtakım kalıplarla basılmak veyahut çizilmek suretiyle tespit edilmiş ve bu çamur kitlesi pişirilerek dayanıklı bir şekle konulmuştur.[1]
Ninano’da 1842 de başlayan kazılarda KRAL SARGON’un oyulduktan sonra pişirilmiş tuğlalardan kurulu bir kitaplığı bulunmuştur.[2]
Asırlar geçtikçe yazı şekilleri ve kağıt yapılması gittikçe tekamül ederek (MAMÜSKRİ) yani el ile kitap yazılmaya başlanmış ve bu tarz dahi yüzyıllarca devam etmiş ve nihayet insanlığın bu büyük ihtiyacı on beşinci yüzyıl esnasında son bulmuştur.
Profesör Dr. Helmut Bosser baskı sanatını (TABİ SANATI) Çin’de incelerken, Çinli yetkililerin verdiği malumata uyarak Istampanın tabı sanatının bir müjdecisi, bir ilk keşfi sayılamayacağını ve asıl baskı sanatının harflerin tek tek yapılması mümkün olduktan sonra başladığını beyan etmektedir. Prof Dr. H. B. Guttenberg’ten evvel ( Pi Şeng) adında Çinli Demircinin 1041 tarihinde Çin hurufatını demirden imal ettiğini fakat binlerce hiyeroglif şekilden ibaret olan Çin alfabesiyle kitap metinlerinin tertip edilmesi pek müşkül, hatta mümkün olamayacağından Çinli demircinin bu keşfi de tabı sanatının ıslahında bir rol oynamadığını söyledikten sonra Pi-Şeng’in bu keşiften evvel Türkistan’da yaşayan Uygur milleti tarafından tahtadan yapılmış tek tek harfler hakkında esaslı ve açık malumat mevcut olmadığından Uygur alfabe harflerinin de baskı sanatının ilerisi için kabul edilmez olduğunu kabul etmiştir.[3]
  Alıntı ile Cevapla