Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08-02-2007, 14:04   #10
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Sedefelder daha önceki eserlerini bakır plaka üzerine yazıyor ve bu plakadaki yazıları asitle indirip baskı yapıyordu. Ancak plakalar basıldıkça yıpranıyor ve inceliyordu. Bunun üzerine taş üzerinde aynı işlemi uyguladı. Ancak boyaların taş üzerinden temizlenmesi oldukça zaman alıyordu. Bir gün sabun, balmumu ve is karışımı ile yaptığı bir nevi boya ile taş üzerine yazılar yazdı ve nitrik asitle taşı indirdi. Böylece bir çeşit tipo kalıbı hazırlayıp ters baskı yaptı. Bu çalışmalar onun başarıya giden ikinci etabını teşkil etti.[1] Sonra gözenekli bir kiraç taşı üzerine yağlı mürekkeple bir şey yazıldığı zaman suda eritilmiş Arap zamkı ile yağlı mürekkebin yayılması önlenebiliyordu. Gerek yağlı mürekkep ve gerekse zamk çözeltisinin bir miktarı taşa nüfuz esiyordu. Kuruduktan sonra taşın yüzeyi temizlenip daha sonra bir sünger ile ıslatılır ve üzerinde mürekkeplendirilmiş bir merdane ile geçirilirse merdanedeki yağlı mürekkep taşın yüzeyinin yüzeyindeki birinci işlemde mürekkeple işaretlenmiş ve mürekkep emmiş kısmı tarafından kabul edilir. Taşın ıslak olan diğer kısımları mürekkebi reddeder. Bu suretle taşın üzerinde yapılmış olan ilk şekil tekrar meydana gelir. Bu şekil baskı yolu ile bir kağıda nakledilir. Bu taş baskı sistemi baskının temelini oluşturdu.[2]
1905 yılında Amerikalı Ruber bir tesadüf sonucu ofset baskıyı bulmuştur. Rubel taş baskı sistemine benzeyen ters şekilli çinko kalıp ile çalışan rotatif makine üstünde çalışırken düz baskıyı bulmuştur.
  Alıntı ile Cevapla