Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09-02-2007, 09:59   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Cumhuriyet ilkelerine bagli olarak kurulun bu ilk spor cemiyetlerinin yöneticileri seçimle belirlenmekte, bu yöneticiler de seçimle her federasyonun (Atletizm, Futbol, Güres) yöneticilerini seçmekteydiler. Ilk Idman Cemiyetleri'nin baskanligina Ali Sami Yen, asbaskanliklara da Burhan Felek ve Ali Seyfi getirilmisti. Atatürk, Türk sporunun bu sekilde düzenlenmesine çok memnun olmus, "Esas olan, bütün, her yastaki Türkler için beden terbiyesini saglamaktir" diyerek, sporda hedefin halkin sagligi ve toplum sporu olduguna isaret etmistir. Daha sonra, bu ittifakin yasal bir kurulus olan Beden Terbiyesi Genel Müdürlügü'ne dönüstürülmesi 1938 yilinda yine Atatürk'ün direktifleriyle olmustur. 18 Agustos 1923 tarihli hükümet programinda su cümlelere rastliyoruz; "Maarifin vazifelerinden birincisi; çocuklarin terbiye ve talimi, ikincisi; halkin terbiye ve talimi, üçüncüsü; milli güzidelerin yetistirilmesi için lazim gelen vasitalarin izhar ve teminidir." Görülüyor ki, Atatürk, çocuklar ve gençler kadar, halkin da egitilmesini ve spor yapmasini istemektedir. Bu konuyu da hükümet programina alacak kadar ciddi bulmaktadir. Türkler'de sporun geçmisi hayli eski olmasina ragmen, spora modern biçimde egilinmesi, gereken önem ve degerin verilmesi ancak Cumhuriyet'in ilanindan sonra mümkün olmustur. Bunda Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk'ün çok önemli rolü vardir. Bunun en çarpici örnegine birkaç aylik Cumhuriyet Türkiyesi'nde rastlanir. Uzun süren savaslardan yeni çikmis, her tarafi yikik ve Osmanli döneminden çok agir dis borç yüklenmis olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti, o yokluklara ragmen bütçesinden spora çok önemli bir pay ayirmistir. Cumhuriyet'in ilanindan iki buçuk ay sonra Bakanlar Kurulu'nun, Atatürk baskanliginda yapilan toplantisinda Idman Cemiyetleri Ittifaki'nin emrine 17.000 TL verilmistir. Bu para ile sporcularin, Paris'te yapilacak Olimpiyat Oyunlari'na en iyi biçimde hazirlanarak katilmalari saglanmistir. Bir altinin 10 TL oldugu bir dönemde yapilan 17.000 TL'lik bu yardim, Türkiye Cumhuriyeti devleti için gerçekten büyük bir fedakarliktir. Nitekim 1924 yili bütçesine, "Türk sporcularinin pek yararli ve gelecek için umut verici çalismalarinda yardim görecekleri" sözlerinin açik bir kaniti olarak, spor için Atatürk'ün talimatiyla 50.000 TL ödenek konulmustur. Yine 1924 yilinda yayinlanan Köy Yasasi, köylerde "nisan alma, cirit, güres" gibi köy oyunlarini özendirici hükümlere yer vermistir. Atatürk, spor yapmaya da spora olan hayranligi kadar önem vermistir. Istanbul'a her gelisinde Florya'da denize girdigi, sik sik sandalla açilarak, bol bol kürek çektigi bilinmektedir. Türk sporcusunda yalniz beden kuvveti ve yetenek degil, ayni zamanda iyi ahlak ve zekanin da bulunmasini istemis ve bu düsüncesini de; "Ben sporcunun zeki, çevik ve ayni zamanda ahlaklisini severim" sözleriyle dile getirerek, bir sporcunun nasil bir insan olmasi gerektigini anlatmistir.
  Alıntı ile Cevapla