Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 11:49   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Yeni yüzyılın ve binyılın başında, gelecek yüzyılların Pax Americana egemenliğinde geçmeyeceğini gösteren iki olay gerçekleşti. İlkin, kapitalizmin büyük sembolü ve can damarı olan ABD borsası çöktü. Dünya borsaları, neredeyse kesintisiz üç yıl boyunca, %60’a varan bir düşüş yaşadı. ABD imparatorluğunun dört bir köşesindeki şirketlerin ve zengin hanelerin servetleri eridi. Büyük şirketler iflas etti ya da bunların kayıplarını gizlemek için muhasebe hesaplarında hile yaptıkları ortaya çıktı. ABD’de ortalama hane halkı, hisse senedi ve tahvil şeklindeki servetinin %25’ini kaybetti. Kuşkusuz Amerikalı ve İngilizlerin çoğu borsada hisse senedi şeklinde varlığa sahip değil. Çoğunlukla varlıkları evlerinin değerinden ibaret. Ve şu ana kadar evlerin değeri oldukça arttı. Fakat artık ölüm çanları onlar için de çalmaya başladı.
İkinci olarak, ABD’nin ekonomik gücünü simgeleyen dolar gerilemeye başladı. Sadece geçen yıl euro karşısında %15 değer kaybetti. Neredeyse 14 yıldır durgunluk yaşayan bir ekonominin simgesi durumundaki Japon yeni karşısında bile zayıflamış durumda! Belli başlı para birimlerinden sadece sterlin dolarla birlikte değer kaybetti. Nasıl ki Blair İngiliz egemen sınıfının politik çıkarını Bush’un politikalarına bağlamışsa, sterlin de, eski emperyalist güç İngiltere’nin genç ABD emperyalizmiyle birlikte içinde olduğu aynı ekonomik ağa yakalanmış durumda.
Amerikan borsasının ve kur balonlarının patlamasının arkasında yatan gerçek, Amerikan imparatorluğunun ekonomik bünyesini saran kanserdir. Roma imparatorluğunun ömrü yüzyıllar sürdü. Hiçbir ordu onu uzun bir süre boyunca yenemedi. Ona karşı geçici zaferler kazanıldı. Bunların en uzun süreni, Spartaküs’ün köle ordusunun ayaklanması oldu. Fakat o bile askeri olarak yenilgiye uğradı. Roma’ya diz çöktüren, ekonomisindeki nihai düşüş ve zayıflama oldu. Roma cumhuriyeti toprakta çalışan özgür köylülere dayanıyordu. İmparatorluk, birkaç zenginin mülkiyetindeki büyük toprakların gelişmesine yol açtı. Böylece topraklarda çalışacak yığınlara ihtiyaç duyuldu. Bu köleler demekti. Roma’nın askeri fetihleri insan gücünü sağladı. Fakat köle ekonomisi, üretkenliğin ve insan gücünün azalması temelinde kendini eninde sonunda tüketir. Bu ekonomi, teknolojiyi hiç hazzetmez (bir köle de aynı işi yapabildikten sonra zahmete ne gerek var) ve köleler de genellikle iyi üremezler ya da iyi çalışmazlar. Sonunda, imparatorluğun köle ekonomisi, Sezarların, özgür Romalıların aylak şehir nüfusunun ve birbiriyle dalaşıp sürtüşen generallerin askeri seferlerinin savurgan tüketimini daha fazla kaldıramadı. Uzun sürmekle birlikte Roma nihayetinde Hıristiyanlık bölünmesine ve mitolojiye de sürüklenerek içerden çöktü.
ABD de aynı çöküş tohumlarını içinde barındırıyor. Borsa balonu patladı. Çünkü yatırımcılar, düşük fiyatlardan aldıkları şirket hisselerinin, şirketlerin iddia ettikleri kârları getiremeyeceğinin farkına vardılar. ABD’li şirketlerin kârlılıkları aslında 1997’den itibaren düşmeye başlamakla birlikte yatırımcılar için borsa 2000 yılının başlarına kadar yatırım aracı olmaya devam etti. Kârlılık sona erdi, çünkü Yeni Ekonomiye rağmen ABD’nin çokuluslu şirketleri, kendi işçilerinden, yeni teknolojiye yaptıkları muazzam yatırımları karşılayacak kadar artı-değer elde edemediler. “Aşırı yatırım” yaptılar. Kapitalizmin yumuşak karnı budur. İnsan ihtiyaçları için üretim, kâra bağımlı kılınmıştır. Kâr olmaksızın üretim olmaz. Fakat kâr, yatırımların devamını sağlamak üzere sürekli ve yeterli bir şekilde yaratılamaz, çünkü başkalarının emeğinden zorla sızdırılarak ortaya çıkar. Planlama değil anarşi söz konusudur. Maksimum verim için işbirliği değil rekabet söz konusudur. Sonuç, boom’un ardından çöküşün gelmesidir.
  Alıntı ile Cevapla