Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 11:56   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Reeskont İşlemi Açısından Özellik Arz Eden Alacak ve Borçlar


1- Vadeli Çek Reeskontu

Türk Ticaret Kanunu uyarınca, çek görüldüğünde ödenmesi gereken ve buna aykırı herhangi bir kayıt varsa yazılmamış sayılan, keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmesi için ibraz edilebilin bir kıymetli evraktır. Bir başka ifade ile çek, bir senet değil bir ödeme aracıdır. Bu nedenle Vergi Usul Kanunu7nun 281. Maddesi hükmü karşısında vadeli çeklerin reeskont işlemine tabi tutulması mümkün değildir. Ancak SPK’ya tabi firmalarda sadece ilgili mevzuat açısından farklılık mevcuttur.

SPK, çeklerin vade konmak suretiyle alacak senedi yerine kullanılmakta olduğu gerçeğinden hareketle, bunların da reeskonta konu edilebileceğini tamim etmiş (Seri XI No:1 SPK Tebliği’nin 1/A-3 Bölümü), daha sonra aynı Tebliğin 14. Maddesiyle bunun bir mecburiyet olduğu yolunda uygulama yapmaya başlamıştır. Bu durumda vadeli çek reeskontu SPK’ya tabi işletmelerce yapılacak, fakat bu reeskont Vergi Usul Kanunu hükümlerine uymadığı için, vergi hesaplamasında reeskont tutarı vergi matrahı ile ilgilendirilmeyecektir. Alınan vadeli çeklerin SPK’ya tabi şirketlerce reeskonta tabi tutulmasından kaynaklanan gider, kanunen kabul edilmeyen giderdir.[1]

SPK’ya tabi olmayan kurumlarda vadeli çek reeskontu yapılması mecburiyeti ve gereği yoktur. Mükellefler kendi istekleri doğruldusunda vadeli çekleri reeskonta tabi tutarlarsa, yapılan bu reeskont işleminden kaynalanan gelir ve gider, vergi matrahının hesaplanmasında dikkate alınamaz.

2- Teminata Verilen Senetler

Teminata verilen senetler işletmenin mülkiyetinde olan ve halen işletme için bir alacağı temsil eden senetlerdir. Alacak senetlerinin bankaya teminata verilmiş olması ve karşılığında bir kredi alınmış olması, bu alacağın temlik edildiği anlamına gelmez. Teminata verilen senetler karşılığında bankadan alınan krediler ile senetler arısında ilişki istendiğinde başka senetlerle değiştirilebilir. Diğer taraftan bu senetlerle işletmenin portföyündeki senetler arasında bir fark bulunmamaktadır. Bu nedenle teminata verilen alacak senetleri de reeskonta tabi tutulabilmektedir. Nitekim bu husus Danıştay kararlarında da istikrar kazanmıştır. Diğer taraftan Maliye Bakanlığı da bu görüşü benimsemiştir. [2]
  Alıntı ile Cevapla