Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 14:36   #94
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

BÖLÜM VII
PARA VE MALİYE POLİTİKASI


Amerikan ekonomisinde hükümetin rolü belirli endüstri alanlarındaki düzenleme faaliyetlerinin çok ötesine geçer. Hükümet genel ekonomik faaliyetin hızını da ayarlayarak tam istihdam ve fiyat istikrarı sağlamaya çalışır. Söz konusu amaçlara erişmek için elinde iki temel araç vardır: hükümet harcamalarının ve vergilerin uygun düzeyini belirlediği maliye politikası ve para arzını düzenlediği para politikası.

1930’lardaki Büyük Bunalım’dan beri Birleşik Devletler ekonomi politikası tarihinin büyük bir bölümü hükümetin durmadan sürekli büyümeyi ve fiyatlarda istikrarı sağlamaya yol açacak bir maliye politikası-para politikası karması arama çabalarıyla geçti. Bu çok kolay bir iş olmadığı için anılan süre içinde önemli başarısızlıklarla da karşılaşıldı.

Buna karşılık hükümet sürekli büyüme sağlamakta gittikçe daha başarılı oldu. Amerikan ekonomisi 1854-1919 yılları arasında büyümek için olduğu kadar büzülmek için de zaman harcadı: mal ve hizmet üretimindeki artış olarak tanımlanan ortalama ekonomik büyüme 27 ay sürerken ortalama daralma yani üretimin azaldığı dönem de 22 ay devam etti. 1919-1945 arasında durum düzeldi ve ortalama büyüme 35 aya yükselirken ortalama daralma da 18 aya düştü. 1945-1991 arasında durum daha da düzeldi ve ortalama süreler sırasıyla 50 ay ve sadece 11 ay olarak gerçekleşti.

Buna karşın enflasyonun kontrol edilmesinin daha zor olduğu ortaya çıktı. Fiyatlar İkinci Dünya Savaşı öncesinde dikkat çekici biçimde istikrarlıydı; sözgelimi 1940’ta tüketici fiyatlarının düzeyi 1778’deki düzeyinden fazla değildi. Bundan 40 yıl sonra ise 1980 yılı fiyat düzeyi 1940’takinin yüzde 400 üzerinde gerçekleşti.



Hükümetin enflasyon konusundaki göreli başarısızlığı kısmen savaş sonrası döneminin başlarında daralmalarla çok daha fazla uğraşmak ve bunun sonucunda işsizliğe yol açmak zorunda kaldığı gerçeğini yansıtmaktadır. Hükümet bunun aksine 1979’dan başlayarak enflasyona daha büyük bir önem verdi ve bu konudaki başarısı da çarpıcı biçimde arttı. 1990’ların sonlarında ülkede mutluluk yaratıcı bir güçlü büyüme, düşük işsizlik ve yavaş bir enflasyon birarada yaşanıyordu. Yine de politika yapıcılar bir yandan gelecek konusunda genelde iyimser davranırken bir yandan da yeni yüzyılın neler getireceği konusundaki kararsızlıklarını belirtmeden edemiyorlardı.
  Alıntı ile Cevapla