Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 14:47   #115
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1980’LERDE VE 1990’LARDA

1980’lere gelindiğinde sözü edilen programların maliyeti ve vergi mükelleflerine getirdiği yük zaman zaman yılda 20 milyar doları aşıyordu. Çiftlik bölgeleri dışında oturan pek çok seçmen bu harcamalardan üzüntü duyuyorlar ve federal hükümetin çiftçilere ekim YAPMAMALARI için para ödemesinden yakınıyorlardı. Kongre bu nedenle yeniden yön değiştirme gereği duydu.

1985’te Başkan Ronald Reagan genelde daha küçük bir hükümet konusunda çağrıda bulunduğu sırada Kongre ABD tarım ürünlerinin uluslararası rekabet gücünü arttırmak için yeni bir tarım yasası kabul etti. Anılan yasa destek alımlarını kıstı ve çevre koşullarına duyarlı 16-18 milyon hektar genişliğinde tarım arazisini 10-15 yıl süreyle ekim dışı bıraktı. 1985 tarihli yasa hükümetin tarıma yaptığı yardımın yapısını pek az etkilediyse de ekonomide elde edilen gelişmeler sayesinde destek yardımları düşük bir düzeyde tutuldu.

Buna karşılık 1980’lerin sonlarında bütçe açıkları büyük ölçüde kabarınca Kongre federal harcamaları kısma yolları aramayı sürdürdü. 1990’da çiftçileri geleneksel olarak yetersizlik ödemesi kapsamına girmeyen ürünleri yetiştirmeye teşvik eden ve anılan ödemelere uygun arazi alanlarını azaltan yasalar onayladı; fakat, yeni yasalar belirli ürünlere uygulanan yüksek ve katı destek alımlarını koruyor ve belirli tarımsal ürün piyasaları üzerindeki yaygın hükümet yönetimini de sürdürüyordu.

Bahis konusu durum 1996’da çarpıcı değişikliklere uğradı. 1994’te seçilmiş olan yeni Cumhuriyetçi Kongre çiftçilerin hükümet yardımlarına bağlı kalmalarına son vermeye çalıştı. Çiftçilik Özgürlüğü Yasası ile maliyeti en yüksek olan fiyat ve gelir destek programlarına son verildi ve çiftçiler dünya piyasaları için istedikleri ürünleri yetiştirmekte hiçbir sınırlama getirilmeden özgür bırakıldı. Yasaya göre çiftçilere piyasa fiyatlarıyla bağlantısı olmayan sabit destek ödemeleri yapılacaktı. Yasa ayrıca süt ürünlerine uygulanan desteğe de giderek son verilmesini gerektiriyordu.
  Alıntı ile Cevapla