Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 14:48   #124
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Başkan Franklin D. Roosevelt 1933’te göreve başladıktan sonra ulusal tarım politikasını Hoover’in girişimlerinden çok daha öteye taşıdı. Roosevelt’in önerisi üzerine Kongre üretimi kısarak tarımsal ürün fiyatlarını düşürmeye yönelik yasalar onayladı. Hükümet ayrıca anılan fiyatları destekleyecek bir “parite” fiyatı sistemi de uygulamaya başladı. Böylelikle fiyatlar yaklaşık olarak piyasaların olumlu yıllarındaki düzeyinde tutulacaktı. Hükümet fiyatların paritenin altına düştüğü aşırı üretim yıllarında ürün fazlasını satın almayı kabul etti.

Yeni Düzen döneminde çiftçilere yardım etmek için başka girişimlerde de bulunuldu. Kongre elektrik hatlarını köylere kadar getiren Kırsal Elektrik Yönetimi’ni kurdu. Hükümet kırlardan kasabalara ve kentlere erişilmesini kolaylaştıran bir “çiftlikten pazara yol” ağı kurulup bakımının yapılmasına yardımcı oldu. Erozyonla savaş programları uygulanıp ekime elverişli toprakların etkili biçimde kullanılmasının önemi vurgulandı.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında tarımsal ekonomi bir kez daha aşırı üretim sorunuyla karşı karşıya geldi. Benzin ve elektrikle çalışan makinelerin devreye sokulması ve zararlılarla savaş ilaçlarının ve kimyasal gübrelerin yaygın bir biçimde kullanılması sonucu hektar başına alınan ürün her zamankinden daha yüksek oldu. Kongre fiyatları düşüren ve vergi mükelleflerine yük getiren ürün fazlalarının tüketilmesi amacıyla 1954’te Barış İçin Besin programını yaratarak ABD tarımsal ürünlerini yoksul ülkelere ihraç etmeye başladı. Politika yapıcılar bu ihracatın kalkınmakta olan ülkelerin ekonomik gelişmesini teşvik edeceğini savundular. İnsancıl yardım yandaşları da Amerika’nın bu yolla bolluğunu paylaştığını ileri sürdüler.

Hükümet 1960’larda besin maddesi fazlasını Amerika’nın kendi yoksullarını doyurmak için de kullanmaya karar verdi. Başkan Lyndon Johnson’un Yoksullukla Savaş yıllarında hükümet federal Besin Pulu programını başlattı. Bu program çerçevesinde düşük gelirli kimselere besin kuponu verilmekte ve bu kuponlar besin maddesi alındığında bakkallar tarafından kabul edilmekteydi. Yoksul çocuklara okullarda parasız yemek verilmesi programı gibi ürün fazlalarını kullanan uygulamalar onları izledi. Bahis konusu besin maddesi programları uzun yıllar boyunca tarımsal destek alımları için kentlerden yardım sağlamış ve hem yoksullara hem de çiftçilere yönelik önemli bir sosyal yardım biçimi oluşturmuştur.

Buna karşılık, 1950’lerde, 1960’larda ve 1970’lerde tarımsal üretim gittikçe yükseldi ve hükümetim fiyat destek sisteminin bedeli de dramatik oranda arttı. Tarıma dayanmayan eyaletlerin politikacıları elde yeterli ürün bulunduğu, özellikle ürün fazlalarının fiyatları düşürdüğü ve daha çok hükümet yardımı gerektirdiği bir sırada çiftçileri daha fazla üretmeye teşvik etmenin akılcı olup olmadığını sorgulamaya başladılar.
  Alıntı ile Cevapla