Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26-02-2007, 14:51   #127
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

TARIM POLİTİKALARI VE DÜNYA TİCARETİ
Dünya piyasaları arasındaki karşılıklı bağımlılığın gittikçe artması karşısında dünya liderleri 1980’lerde ve 1990’larda uluslararası tarımsal ticareti düzenleme konusuna daha sistematik bir yaklaşım aramaya başladılar.

Tarımsal üretimi olan hemen her ülkede çiftçilere bir tür hükümet desteği sağlanmaktadır. 1970’lerin sonlarında ve 1980’lerin başlarında dünya tarımsal ürün piyasası koşulları giderek artan bir biçimde değişkenleşti ve tarımsal üretime bağlı pek çok ülkede çiftçileri çok kez yabancı bozukluğu gözüyle bakılan gelişmeye karşı korumak için ya uygulanmakta olan programlar güçlendirildi ya da yeni projeler geliştirildi. Bahis konusu politikaların dış tarımsal ürün piyasalarının küçülmesinde, uluslararası mal fiyatlarının düşmesinde ve çok sayıda ihracatçı ülkede tarımsal ürün fazlasının artmasında katkısı olmuştur.

Bir ülkenin aşırı üretim sorununu çözmek amacıyla ürün fazlasını serbestçe ihraç edip ithalatı sınırlamaya çalışması dar anlamda anlayışla karşılanabilir. Buna karşın uygulamada böyle bir stratejiye olanak yoktur; diğer ülkelerin de kendi pazarlarını yabancılara açmayan ülkelerden ithalat yapmaya hevesli olmamaları anlaşılabilecek bir davranıştır.

1980’lerin ortalarında hükümetler destek alımlarını azaltmak ve tarımsal ürün ticaretinin daha serbest olmasını sağlamak için çalışmalar başlattılar. Birleşik Devletler Temmuz 1968’de Uruguay Turu çok taraflı ticaret görüşmelerinin bir parçası olarak kapsamlı bir uluslararası tarımsal ticaret reformu yapılmasına yönelik yeni bir plan açıkladı. Birleşik Devletler dünyadaki en önemli uluslararası ticaret anlaşması olan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Andlaşması’nın (GATT) üyesi 90’ı aşkın ülkeden tarımsal piyasalarda fiyat, üretim ve ticaret bozuklukları yaratan tüm tarımsal desteklere ve diğer politikalara giderek son verilmesini görüşmelerini istedi. Birleşik Devletler özellikle Avrupa’da uygulanan tarımsal destek alımlarının giderek kaldırılmasını ve Japonların pirinç ithalatı yasaklarını sona erdirmelerini sağlamak peşindeydi.

Başka ülkeler ya da ülke gurupları tarafından da çeşitli öneriler getirildi. Ülkelerin büyük çoğunluğu ticareti bozan desteklerden uzaklaşılması ve daha serbest piyasalara yönelinmesi üzerinde anlaşıyorlardı. Bundan önce de çok kez karşılaşıldığı gibi tarımsal desteklerin kesilmesine yönelik teşebbüslerde başlangıçta bir anlaşma sağlanmasının çok güç olduğu ortaya çıktı. Yine de 1991 ortalarında belli başlı endüstrileşmiş Batılı ülkelerin liderleri desteklerin kaldırılması ve daha serbest piyasalar sağlanması amaçlarına yönelik yeni bir yükümlülük üstlendiler. Uruguay Turu en sonunda 1995’te tamamlandı ve katılımcılar tarım ve ihracat desteklerini sınırlama ve ithalat kotalarını daha kolayca düşürülebilecek gümrük tarifelerine dönüştürmek gibi daha serbest bir ticarete yönelik başka değişiklikler de yapma yükümlülüğü altına girdiler. Katılımcılar bu sorunu yeni bir görüşme turunda da (1999 sonlarında Seattle’de yapılan Dünya Ticaret Örgütü Bakanlar toplantısı) ele aldılar. Söz konusu görüşmeler ihracat desteklerinin tümüyle kaldırılmasını sağlamak amacıyla yapıldıysa da heyetler bu kadar ileri gitme konusunda anlaşamadılar. Bu arada Avrupa Topluluğu [Çevirmenin notu: 1994’ten sonra Avrupa Birliği oldu] ihracat desteklerini kesmek için harekete geçti ve ticaretteki gerilim 1990’ların sonlarında azaldı.
  Alıntı ile Cevapla