Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 10:33   #13
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

· Osmanlı Borçları (Düyunu Umumiye)


Lozan Konferansı’nda çözümü bekleyen sorunlardan biri Osmanlı borçları idi. İlk sorun bu Osmanlı borçlarından Türkiye Cumhuriyeti’ne düşen kısmın belirlenmesi, ikincisi, ödemenin hangi para birimiyle yapılacağı konusu idi. İlk konuda Osmanlı borçlarının tümünün Türkiye’nin ödemesi gerektiği konusundaki ısrarlara İnönü şiddetle karşı çıkmış, bu borcun, Türkiye Devleti’nin yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılan diğer devletler arasında paylaşılması gerekliliğini ileri sürerek bu görüşünü sonunda kabul ettirmiştir. Bu şekilde Türkiye’nin payına 91 milyon lira düşmüştür.

Ödemenin hangi para birimiyle yapılacağı Türkiye açısından son derece önemli bir konuydu. Borçlanma altın ile yapıldığı için Türkiye’nin de borçlarını altın ile ödemesi gerektiği konusundaki ısrarları da İnönü reddetmişti. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla o zamana kadar uygulanmakta olan altın standardı terkedilmişti, savaş sonrası tekrar bu sisteme dönüşte ülkeler altın karşısındaki paralarının değerini yeniden belirlemişlerdi. İngiliz lirası altın ile başa baş belirlendiği için borçların veya İngiliz lirası ile ödenmesi durumunda 91 milyon liralık borç 600 milyon liraya çıkacaktı (İnönü,1998, II, s.62). Bu nedenle İnönü, ödemenin, değeri altın karşısında devalüe edilmiş Fransız frankı ile yapılmasını istiyordu. İngilizler ödemenin altınla yapılması konusunda ısrar ediyor, Konferansı terk etmekle tehdit ediyorlardı. Osmanlı borçlarının yüzde 60’ına sahip olan Fransa ise, bir çözüm bulunamadığı takdirde alacağını tamamen kaybedeceği endişesiyle daha ılımlı davranmaktaydı.

Konferans süresince bir anlaşma sağlanamadığı için Konferansın (ve barışın) tehlikeye girmesini önlemek amacıyla taraflar herhangi bir taahhütle bulunmadan bu konu Konferans anlaşmasının dışında bırakılmış, kısmi bir uzlaşmaya gidilmiştir. “Muharrem Kararnamesi” ilga edildiği için Türkiye Hükümeti’nin gelirleri artık borca karşı gösterilemiyordu ve 1929 yılına kadar Türkiye borç ödemesi yapmadı.

Osmanlı döneminde ilk borçlanma 1854 yılında yapılmıştır. Bu tarihte 1874 yılına kadar 20 senelik süre içinde bir çok defa borçlanma yapılmış, borç indirimi yapılmış. Borçlanmanın ikinci dönemi 1890’dan 1914’e kadarki dönemdir. İnönü, hatıralarında şöyle bir gözlemde bulunuyor: “bütün bu yetmiş sene içinde (1854-1923) devlet kasasına takriben 220 milyon lira kadar bir para girmiş ve bu müddet zarfında borç ödemek üzere devlet kasasından 170 milyon lira kadar para çıkmış. Harbiumumi başladığı zaman 140 milyon lira borcumuz varmış. Bu meselenin içine girdiğim zaman, benim edindiğim fikir şu oldu: Borç alan borçlandıktan sonra mütemadiyen verir. Ve aradan 50 yıl geçer, hesaplaşıldığı vakit, borçlandığı zamandaki kadar borcu olduğunu görür” (İnönü, 1998, II,s.60). İnönü, Osmanlı İmparatorluğu’nun içine düştüğü bu borç batağı konusunda “gerek mutlakiyet, gerek meşrutiyet ricali’ni sorumlu tutmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla