Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 10:33   #15
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

· Gümrük Vergileri


Lozan Konferansında ayrı bir müzakerede ele alınan gümrük vergileri konusu birçok yönden önem taşımaktaydı:

a. Gümrük vergileri gelirlerinin Devlet maliyesi açısından önemi,

b. ödemeler dengesini sağlama hedefi,

c. yurt içi ekonomik faaliyetlerin, özellikle sanayinin korunmasına olanak verecek şekilde ithalatı ve ihracatı kontrol altına alacak bir dış ticaret politikasının belirlenmesi.

Osmanlı imparatorluğu döneminde yapılan anlaşmalarla ekonomi bir serbest pazar halinde tutulmaya zorlanmış, bu uygulama ile sanayileşme bir yana, ekonomideki mevcut sanayi işletmelerinin yok olmasına yol açılmıştı.18. ve 19.sanayi devrimini gerçekleştiren Batı’nın modern üretim teknikleri karşısında el emeğine dayanan Anadolu sanayinin rekabet etmesi mümkün değildi. Doğan Avcıoğlu’nun çeşitli kaynaklardan aktardığına göre 19. yüzyılın ikinci yarısında Şam, Diyarbakır, Halep, Bursa gibi geleneksel dokumacılık merkezlerinde dokuma tezgahları kapanmaya başlamıştı. 1847’den önce İmparatorluğun en önemli ipekçilik merkezi olan Bursa’da yüzlerce tezgahta 25 bin okka ipek işleniyordu. Serbest ticaretin başlamasından kısa bir süre sonra tezgah sayısı 75’e, işlenen ipek miktarı 4 bin okkaya düşmüştü. Yine önemli ipekçilik merkezi olan Bilecik’te dut ağaçları sökülmüştü. Ankara tiftik dokuma ihracatçısı iken kısa sürede ham tiftik ithal eder duruma düşmüştür. Batının rekabeti karşısında Anadolu’da ki mevcut sanayinin çöküşü sadece dokuma sanayi ile sınırlı kalmamış, dış ticarete konu olan malların ürettiği diğer faaliyetlerde de aynı durum yaşanmıştır.

19. yüzyılda Osmanlı idaresi modern bir sanayi kurmak için ciddi çabalar göstermiştir. Fakat kurulan sanayiler (örneğin Basmahane ve Hereke kumaş fabrikaları, Tophane fabrikası, Beykoz İnceköy porselen ve cam fabrikaları ve Beykoz kundura, çizme, palaska, ve diğerleri) batının rekabeti karşısında varlık gösterememiş, ancak devlet yardımıyla ayakta kalabilmişlerdir. ( Avcıoğlu,1968, s.54-55).

Batı’nın rekabeti karşısında sanayi çöken Osmanlı Devleti daha önce ürettiği malları ithal eder duruma düşmüştür. Bunun sonucunda giderek büyüyen dış ticaret açıkları önceleri altın ve gümüş ihracı ile finanse edilmeye çalışılmış, bu rezervler tükenince dışardan borçlanma yoluna gidilmiştir. Bu şekilde yapılan ilk borçlanma 1854 yılındadır. İnönü’nün anılarında çok güzel anlattığı gibi bir süre sonra borcun anapara ve faizi için tekrar borçlanma yoluna gidilmiş, ilk borçlanmadan 30 yıl geçmeden Osmanlı maliyesi iflasını ilan etmiş ve 1881 yılında Duyunu Umumiye İdaresi kurulmuştur.
  Alıntı ile Cevapla