Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 10:34   #19
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

· 1960-1970 Dönemi


Yeni oluşturulan Devlet Planlama Teşkilatı’nın hazırladığı 5 yıllık kalkınma planlarıyla ithal ikamesine dayanan sanayileşme politikası uygulamaya konuldu. Enflasyonun düşmesiyle 1960’lı yıllarda iyi bir büyüme hızı sağlandı, fakat 1960’ların sonunda ticaret ve cari işlemler dengelerindeki açıkların devam etmesiyle döviz sıkıntısı tekrar yoğunlaşmaya başladı. 1970 yılında tekrar IMF’ye başvurulmak zorunda kalındı.Uygulamaya konulan stabilizasyon programı ile Türk lirası devalüe edildi (Dolar kuru 9.00TL’den 14.00TL’ye yükseltildi).


· 1970-1980 Dönemi


1970 devalüasyonu ile artan cari işlemler gelirleri, özellikle işçi dövizleri girişleri stabilize edilemedi ve ekonomide parasal genişleme süreci başladı. Döviz sıkıntısının olmadığı bu dönemde geleneksel olmayan ihraç ürünlerine verilen teşviklerle ihracatta bir artış başladı. 1973 yılında OPEC’in petrol fiyatlarını üç kat artırmasına karşı gerekli uyum önlemleri alınmadı. Ödemeler bilançosu açıkları giderek büyümeye başladı. Döviz kurunda gerekli ayarlama yapılmaması sonunda azalan işçi dövizlerini çekebilmek ve kamu açıklarının finansmanına özel sektörün rakip olmaması, onların dışardan borçlanabilmeleri için uygulamaya konulan Dövize Çevrilebilir Mevduat (DÇM) hesaplarına Devlet garantisi getirildi. 1977’ye gelindiğinde ithalat aksamaya başlamıştı ve ihracat gelirlerinde de düşüş başlamıştı. Bu yılda büyüme hızı, önceki üç yılın yarısı kadar gerçekleşti.

1978-79 yıllarında kriz dönemine girildi. Dış borçların ertelenmesi çabaları sonuçsuz kaldı, mali reform gerçekleştirilemedi. Enflasyon yüzde 100 sınırına yaklaşırken üretim düştü. 1975-1980 dönemi 1950’den sonraki en düşük büyüme hızının yaşandığı dönem olmuştur. 1979 yılında rezervler tükendi. İthalat yapılamadığı için üretim hızla düşmeye başladı. 1958 devalüasyonu öncesi kriz dönemi tekrar yaşanmaya başladı.

DÇM’lerin ekonomiye maliyeti giderek büyümeye başladı ve krizi hızlandıran bir etki yarattı. (1975 yılında $1.2 milyar olan DÇM hesapları 1977’de $6.1 milyara yükselmişti).

Bu dönemde ortaya çıkan krizin nedeninin petrol fiyatlarının artışı ve buna uyum sağlanmaması, DÇM’ler ve yatırımların dış borçlanmayla finanse edilmesinin olduğu görülmektedir. 1975’de $5 milyarın altında olan dış borçlar iki yıl içinde $15 milyara, 1980’de $20 milyara yükseldi. Bu arada dış borç yapısı da bozuldu, 1977 ve 1978 yıllarında kısa vadeli borçların toplam borçların yarına ulaşması, dışardan borçlanmanın giderek güçlendiğinin bir göstergesidir. (Tablo 5)

Bu gelişmeler karşısında 1978 ve 979 yılında IMF güdümünde hazırlanan istikrar tedbirleri zayıf koalisyon hükümetlerince uygulanamadı ve bu programlar uluslararası mali çevrelerden yeterli desteği göremedi. Kriz sürecinin büyümesi 1979’un sonlarında askeri müdahale ile sonuçlandı. Ertesi yılın başında 24 Ocak Kararları olarak anılan istikrar tedbirleri yürürlüğe konuldu.
  Alıntı ile Cevapla