Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 12:31   #2
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Dünya ekonomik krizi
Ekonomik resesyonun katı gerçekliğiyle yüz yüze gelen burjuvazinin sözcüleri, yaşananları çok iyimser yorumlamaktadırlar. Alan Greenspan şunları söylemektedir: “inişin yumuşak ve kısa süreli oluşu, ekonominin gücünü çabuk toparlayabilmesinde ve esnekliğinde dikkate değer bir iyileşmenin kanıtıdır. Sürekli sağlıklı büyümeye geri dönüş için temeller uygundur: stoklarda ve sermaye mallarında ortaya çıkan dengesizlikler büyük ölçüde giderilmiştir; enflasyon oldukça düşüktür ve böyle kalması beklenmektedir; üretkenlikteki gelişme oldukça güçlüdür, ki bu da ev ve iş yeri harcamalarına hatırı sayılır bir desteğin yanı sıra maliyet ve fiyat basıncından potansiyel bir kurtuluşa da işaret ediyor.” Bu sadece hüsnükuruntudur.
2002’nin ilk çeyreğinde ve Ağustos ayında Avrupa ve ABD’deki borsalarda yaşanan geçici düzelmeler, tamamen münferit gelişmelerdi. Ağustostaki %20’lik iyileşmenin ardından, dünya borsaları Eylül başında tekrar keskin bir şekilde düştü. Japon Nikkei Endeksi 1983’ten bu yana en düşük değerine indi. New York Dow Jones Sanayi Ortalama Endeksi 350 puandan daha fazla düştü. Benzer düşüşler Londra ve diğer borsalarda da yaşandı.
Birçok ekonomist, ABD’nin sözde “çifte iniş” resesyonuyla yüz yüze olduğunu artık kabul ediyor. Bu, her zaman belirttiğimiz bir saptamayı doğruluyor: bu yılın başlarında yaşanan toparlanma, yalnızca dünya ekonomisindeki daha aşırı ve dik bir düşüşün başlangıcıdır. Dünya borsalarında şu an yaşanan düşüşler, buzdağının görünen yüzüdür. Dünya ekonomisi hâlâ tepe taklak yuvarlanıyor.
Temmuz ve Ağustos ayları boyunca ABD ekonomisine dair her yeni rakam, öncekinden daha kötüydü. Amerikan halkının elinde tuttuğu net varlık (hisse senetleri, bonolar ve mülkler dahil olmak üzere) son iki yıl boyunca, yani dünya borsalarında “düşme eğilimli piyasa”nın başladığı Mart 2000’den bu yana, %20’den fazla düştü. ABD Konferans Yönetiminin Temmuz ayı tüketici güven endeksi 106,4’ten 97,1’e düştü, bu değer Şubattan bu yana görülen en düşük seviyedir. Tüketicinin gelecek hakkındaki beklentileri umutsuzluğa dönüşmüştür. Gelecek beklentileri 107,2’den 95,7’ye ani düşüş göstermektedir. Dünya ekonomisinin ABD’deki tüketime aşırı ölçüde bağlı olduğunu hatırlarsak, bu rakamlar bize inişin çok ciddi boyutlarda olduğunu gösterir.
Dükkânlarda satışlar düşmektedir. ABD imalatçıları arasındaki güven ölçüm endeksleri de zayıflamıştır ve imalat çıktısı bu yılın ilk kısmındaki sınırlı canlanmadan sonra tekrar resesyon düzeylerine düşmüştür. En önemlisi, ABD gerçek gayri safi milli hasıla rakamları bu yılın ikinci çeyreğinde yalnızca %1,1 artmıştır. Daha önceki çeyrekler ABD ekonomisinin 2001 yılında gerçekten de resesyona girdiğini ve ancak bu yılın ilk çeyreğinde küçük bir iyileşme gösterdiğini tekrar gözler önüne sermiştir.
Yatırımlar aralıksız yedi çeyrektir düşmektedir. Diğer taraftan tüketici harcamaları, ilk çeyrekte %3,1’lik büyümenin ardından yalnızca %1,9 artarak emekleme hızına düşmüştür. Yalnızca devlet harcamaları artmıştır. Kuşkusuz kısa bir süreliğine de olsa düşük faizler nedeniyle emlak boom’u devam etmektedir, bu boom Birleşik Krallık, Avustralya ve diğer OECD ülkelerinde de yaşanmaktadır.
Kârlılık seviyesi düzelmeden ABD kapitalizmi için gerçek bir düzelme söz konusu dahi olamaz. ABD’nin ilk 500 şirketi ikinci çeyrek kazançlarını kısa bir süre önce açıkladılar. Bu raporlar, geçen senenin aynı dönemdeki çok düşük seviyelerle kıyaslandığında yalnızca %1 artmıştır. Geçen sene 2 milyonun üzerinde Amerikalı işini kaybetti. Kârlar yeterince artmadığı sürece, yatırım artışı gerçekçi bir perspektif değildir, ki yatırımlar boom’un motor gücüdür.
  Alıntı ile Cevapla