Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 12:42   #32
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Filistin sorunu
Bu yüzden tüm Orta Doğu karışık durumdadır. Filistinlilerin İsrail tarafından ulusal baskıya uğraması rüzgâr ekmiştir ve kimsenin kontrol edemeyeceği bir fırtına biçmiştir. Tel Aviv’deki egemen klik, şiddetli baskı, katliam ve yok etme politikalarını izlemeye devam ediyor. Oslo ve Madrid Antlaşmalarının hain sahtekârlığı, onun gerçek yüzünü sergilemiştir.
ABD emperyalizminin Orta Doğu’daki çıkarları İsrail ile sınırlı değildir. Hesapları için çok daha önemlisi Arap bölgelerindeki petroldür ve kan insan vücudu için ne kadar yaşamsalsa o da ABD ekonomisi için o kadar yaşamsaldır. Bu yüzden, Sovyetler Birliği çöktükten sonra, Washington Filistinlilere taviz vermesi için Tel Aviv’e baskı uygulamaya başladı. Bununla birlikte, son tahlilde İsrail, ABD’nin Orta Doğu’daki tek güvenilir müttefikidir ve ne zaman seçmek zorunda kalsa kesin bir şekilde Filistinlilere karşı İsrail’in yanına geçmiştir.
Ünlü “anti-terör koalisyonu”nu kurmakta acele eden Başkan Bush, Tel Aviv’i sıkıştırmaya istekli görünüyor. Washington’un bir Filistin devleti tasarlamaya hazırlanacağını açıklaması elbette Şaron’u kızdırmıştır. Kuşkusuz sözler ucuzdur ve farazi “Filistin devleti”ne ilişkin hiçbir ayrıntı verilmemiştir. Bu yüzden Filistin devleti, Kahire, Riyad ve Amman’daki hükümet çevrelerinin zonklayan sinirlerini yatıştırma niyeti taşıyan bir propaganda düzeyinde kalmaktadır.
Amerikan emperyalistleri Filistin sorununda kinik bir tutuma sahiptir. Onları ne İsraillilerin ne de Filistinlilerin kaderi ilgilendiriyor, tek ilgilendikleri şey kendi çıkarlarıdır. Washington, “teröre karşı savaş”ında Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan’ın desteğine ihtiyaç duyduğu için, Şaron’a baskı yapmayı denedi. Amerika, kendi koalisyonunu desteklemelerine ihtiyaç duyduğu “ılımlı” Arap devletleri üzerinde yaratacağı etkilerden korktuğu için, İsrail’in Filistin’e vurmaya devam etmesine izin veremez. İsrail gönülsüzce rıza gösterdi, fakat “ateşkesler” anında yeni katliamlar, provokasyonlar ve karşı-provokasyonlarla bozuldu. Son olarak, Hamas tarafından gerçekleştirilen intihar saldırıları, Şaron’a daha sert vurması için gereken bahaneyi sunmuştur. Amerika suskunluğa bürünmüştür.
İsrail tarafından her gün korkunç şekilde cezalandırılmasına rağmen, Batı Şeria ve Gazze’deki ayaklanma bitme sinyali vermiyor. Fakat mevcut hareket sonsuza kadar süremez. Eğer gerçek bir Marksist önderlik olsaydı, İntifada ulusal bağımsızlık mücadelesini İsrail ve Filistin’in sosyalist federasyonu fikrine bağlayacak olan bir devrime yol açabilirdi. Filistin bölgelerini savunmak için devrimci ve proleter askeri yöntemler kullanılırken, sıradan İsrailli askerlere, işçilere ve gençlere yönelik propaganda yürütülürdü. Bunun yerine, hareket, canlı bomba eylemlerine ve İsrailli sivillere karşı anlamsız saldırılara saptırılmıştır.
  Alıntı ile Cevapla