Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 12:46   #53
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Balkanlar
Yugoslavya’nın parçalanmasından bu yana, Balkanlarda bir gün dahi istikrar olmadı. Kriz kara bir dalga gibi ülkeden ülkeye taşınıyor. Her devletin kaderi sıkıca diğer devletlere bağlanmış durumda. Bunların tümü zayıf ve kırılgandır ve birçoğu yaşayamaz haldedir.
Yugoslavya’nın bölünmesi, zerrece ilerici özü olmayan bir cinai eylemdi. Bunu “kendi kaderini tayin” temelinde korkunç bir şekilde destekleyen dejenere sözde Troçkist sektlerin aksine, bu görüşümüzü o zaman da açıklamıştık. Aslında, emperyalistler kendi güçleri ve nüfuzları ölçüsünde vahşice müdahale ederken, bölgenin daha derinden Balkanlaştırılmasıyla, insanların kendi yaşamları ve kaderleri üzerindeki kontrolü artmayıp azalmıştır. Euronun (öncesinde Deutche markın) fiilen ortak para birimi olması, “kendi kaderini tayin” ve “bağımsızlık” görünümü ardına gizlenen gerçek durumun bir göstergesidir.
Berişa’nın düşmesinin ardından Arnavutluk’ta devrimin başarılamaması, Kosova’da feci bir sefalete ve sonunda da savaşa yol açtı. Orada da hiçbir şey çözülmedi. Emperyalistlerin tüm sözleri boş çıktı. Yüksek büyüme oranı (%7) aldatıcıdır, çünkü çok zayıf bir temelden başlamaktadır. Altyapı harap oluyor, özellikle yollar ve elektrik donanımı. Günde 18 saate varan elektrik kesintileri söz konusu ve bu su kaynaklarını da etkiliyor. Rejim tam anlamıyla çürümüştür ve ülke yasadışı göçmenlerin, uyuşturucu ve silah kaçakçılarının ve fahişelerin sığınağı haline gelmiştir. “Sosyalist” hükümet, ülkenin bir kez daha yabancı ellere teslim edilmesi anlamına gelen özelleştirmeleri gerçekleştiriyor. Fakat parti içinde, onu bölebilecek bir hoşnutsuzluk var.
Emperyalizmin müdahalesi bölgedeki istikrarsızlığı büyük oranda artırdı ve gelecekteki yeni ve daha kanlı savaşların ve çatışmaların tohumlarını ekti. Kosova savaşı hiçbir şeyi çözmedi, sadece tüm çelişkileri şiddetlendirdi. Kosova’dan sonra sıra, patlamaya hazır durumda bekleyen Makedonya’da. Sadece yabancı birliklerin varlığı patlamayı engelliyor. Silahların NATO güçleri tarafından toplanmasının, tahmin edildiği gibi, anlamsız bir uygulama olduğu ispatlandı. Asiler silahlarının çoğunu gömdüler veya sakladılar ve onları kullanacak uygun anı bekliyorlar.
İki taraftaki şoven ve faşist unsurların provokasyonu, NATO’nun Trajanovski hükümetini destekleme girişimlerinin hızla altını oyuyor. Er ya da geç, kolayca yayılabilecek ve beklenmedik sonuçlar doğurabilecek yeni bir çatışma ateşlenecektir. Körlük içindeki Amerikan emperyalistleri yalnızca Afganistan’ı karıştırmakla kalmayıp, Irak’a saldırmaya hazırlanıyorlar! Gözlerini başka yere dikerlerken Balkanlar’da kötü bir sürprizle karşılaşabilirler.
Balkanlar’daki ulusal sorunun kapitalist temelde bir çözümü olamaz. Yayılmacı savaş ve etnik temizlik çılgınlığını durdurmanın tek yolu, savaşı sosyalist devrime çevirmekten geçiyor. En azından son dönemdeki –Arnavutluk ve Sırbistan’daki– olaylarda bu mümkündü. Kosova savaşının sonlanmasının ardından, Sırbistan’daki kitlelerin devrimci potansiyelini gördük. Fakat öznel faktörün eksikliği yüzünden, kitlelerin o dönemdeki çabaları, burjuva yanlısı unsurların iktidara gelmesiyle sonuçlandı. Ama bu insanlar şimdi bir sınavdan geçiyorlar. Kitlelerin bir sonraki saldırısı onlara yönelecektir. İşçi sınıfı iktidarı kendi ellerine almalı ve kendilerini köleleştiren çürümüş ve gerici oligarşileri mülksüzleştirmelidir. Balkanlar’ın Sosyalist Federasyonu temelinde işçi sınıfı, kardeşçe bir tarzda, işçi demokrasisi ve tüm milliyetler için mümkün olan en geniş otonomi çerçevesinde, sorunları kolayca halledebilir.
  Alıntı ile Cevapla