Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 12:46   #55
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Bölüm 4
Devrimin Moleküler Süreci
Stalinizmin çöküşü tarihin sonu değildi, sadece dünya kapitalizminin genel kriziyle sonuçlanmak zorunda olan bir dramın ilk perdesiydi. Berlin Duvarı’nın yıkılışının ardından büyüyen taşkınlık balonunun patlaması uzun sürmedi. On yıl sonra, burjuvazi kendini dünya çapında bir çıkmazın içinde buldu. Burjuvazinin planları bütün cephelerde birbiri ardına bozuluyor. Geçmişteki taşkınlık, yerini genel anlamda bir endişe ve belirsizlik duygusuna bırakmıştır. Geçmişe bakıldığında, Stalinizmin çöküşünün, yalnızca daha büyük bir dramın, yani dünya kapitalizminin genel krizinin başlangıcı olduğu görülecektir.
1945’ten beri dünya durumunu karakterize eden uzun göreli istikrar dönemi kesinlikle sona ermiştir. Geçmişe baktığımızda, bu istikrar döneminin, büyük bir olasılıkla bir daha asla tekrarlanmayacak bir tarihsel istisna olduğu görülür. 1920’li ve 1930’lu yıllara oldukça benzeyen yeni ve çalkantılı bir dönem açılmaktadır: uluslararası ölçekte bir savaşlar, ekonomik çöküşler, devrimler ve karşı-devrimler dönemi.
Boom dönemi beklediğimizden daha uzun sürdü, fakat daha önce tahmin ettiğimiz gibi bir çöküşle noktalandı. Şimdi dünya çapındaki sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalacaklar. Yükselişi yaratan bütün faktörler şimdi düşüşü artıracak. Her şey karşıtına dönüşecek. Darbeler birbirini izleyecek. Bush’un 12 Eylülde çok doğru bir şekilde tespit ettiği gibi, dünya asla eskisi gibi olmayacak.
Durumun temel özelliği her seviyede büyüyen bir istikrarsızlıktır. Genel istikrarsızlık, en son yapılan ABD Başkanlık seçimlerinin sonuçlarının da gösterdiği gibi, kamuoyunda giderek artan bir istikrarsızlıkta ifade bulmaktadır. Uzun dönemli bir boom’dan sonra, demokrat adayın seçimi kolaylıkla kazanması gerekirdi, fakat yenilgiye uğradı (daha sonra sayılarla göstereceğimiz gibi seçimlere hile karışmış olsa da). Bu da dünyanın en zengin ülkesinde, içten içe güçlü bir hoşnutsuzluğun varolduğunu göstermektedir.
Doğru, süreç henüz başlangıç aşamasındadır. Sanayileşmiş kapitalist ülkelerin çoğunda, işçi sınıfının ağır taburları henüz harekete geçmemiştir. Bunun, işçi hareketi içinde ve toplumda önemli bir etkisi olmuştur. Bununla birlikte, değişimin artık başladığına ilişkin göstergeler bulunmaktadır. Yunanistan’daki genel grevin ardından, İtalya ve İspanya’da muhteşem genel grevler ve kitlesel gösteriler gördük. Bu Avrupa’da durumun değişmeye başladığını göstermektedir. Öğretmenlerin, tren makinistlerinin, gümrük memurlarının, gardiyanların ve hatta jandarmaların grev tehditleri savurduğu Fransa’da, işçi sınıfı içinde bir mayalanma söz konusudur. Daha da önemlisi, Fransa, Yunanistan, Britanya ve Almanya’da, grev hareketi “Sosyalist” hükümetler altında gelişmiştir. Kendi çıkarlarına olan politikaları uygulamaları için iktidara getirdikleri hükümetlerin başarısızlıklarından dolayı, işçilerin sabırsızlığı artıyor ve aşağıdan harekete geçmeye başlıyorlar.
  Alıntı ile Cevapla