Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 12:49   #68
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Kısa vadede, savaşın etkisinin, sadece Amerika’da değil pek çok ülkede sınıf mücadelesini felce uğratacağından ya da en azından erteleyeceğinden hiç şüphe yoktur. Fakat bu geçici bir dönemdir. Bütün çelişkiler yerinde durmaktadır ve yoğunlaşarak artmaktadır. Önderlik sel sularını engellemekle sadece onu daha da zaptedilmez hale getirecektir. Barajın patlamasıyla eninde sonunda yaşanacak olan budur.
Son on yıldaki boom sırasında bile devlet harcamalarında sürekli kesintiler yaşandı. Bu, bir çöküşte de, daha büyük sıkıntılara yol açarak devam edecektir. Üretim ve istihdamdaki düşüş, devlet gelirlerinde de benzer bir düşüş anlamına gelecek ve işçi sınıfına ve işsizlere ciddi reformlar ve ödünleri imkânsız kılacaktır. Bizler sendika liderlerinin öne sürdüğü eğitim ve sağlık alanlarında kamu harcamalarının artırılması talebini destekleyeceğiz; fakat bunun kapitalizm temelinde imkânsız olduğuna da dikkat çekeceğiz. İhtiyaç duyulan şey, krizden çıkışın tek yolu olarak, demokratik işçi denetimi ve yönetimi altında ekonomi yönetiminin devletleştirilmesi ve sosyalist bir üretim planıdır.
Cenova’daki Uluslararası İşçi Bürosunun son dönemlerde yaptığı bir çalışma, çalışanlar üzerindeki baskıların boom sırasında ne kadar arttığını ortaya koymaktadır. Bu çalışma göstermektedir ki, Britanya, ABD, Finlandiya, Almanya ve Polonya gibi ülkelerde, her on işçiden birinin çoğu durumda işsiz kalmasına ve hastaneye düşmesine yol açan depresyon, huzursuzluk, tükenmişlik ve stres gibi zihinsel sağlık sorunlarında artış görülmektedir. Raporda tahmin edilen şudur; ABD’de depresyon tedavisine harcanan para 30-44 milyar dolar arasındayken, Avrupa Birliği’nde zihinsel sağlık sorunlarına yapılan harcama GSMH’nin yüzde 3-4’ü civarındadır. ABD’de yılda yaklaşık 200 milyon çalışma günü kaybına neden olan klinik depresyon, her yıl on çalışan yetişkinden birini etkileyerek, en yaygın hastalıklardan biri haline gelmiştir.
Muhtemelen durumun önemini küçülten bu rakamlar, kapitalizmin ileri ülkelerde bile kitleler için nasıl katlanılmaz bir sistem haline geldiğini gösteriyor. İşten alınan tüm zevki ortadan kaldıran insanlık dışı baskılar, işyerindeki otoriter yönetim, uzun ve sıkıcı iş saatleri, milyonlar için bir kâbus durumu yaratmıştır. Bu da kendini, ailenin yıkılışı, çocuk ve kadın suiistimali, anlamsız şiddet ve suç, uyuşturucu ve alkolizm olarak ortaya koymaktadır. Eğer bu durum boom döneminde yaşanıyorsa, varın siz düşünün çöküş döneminde yaşanacakları?
Daha şimdiden, pazar ekonomisi giderek artan bir şekilde sorgulanıyor, hatta orta sınıflar arasında bile. Aşırı çalışma yükü, performans hedefleri, zamanında üretim, baskı, huzursuzluk, güvensizlik, eşitsizlik; bütün bunlar giderek artan bir eleştirel ruh hali yaratıyor, özellikle gençlik arasında, fakat sadece onunla sınırlı değil.
  Alıntı ile Cevapla