Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 14:39   #1
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Dünya Ekonomik Krizi ve Komünist Enternasyonal’in Yeni Görevleri Üzerine Rapor

Dünya Ekonomik Krizi ve Komünist Enternasyonal’in Yeni Görevleri Üzerine Rapor

[Bu rapor, Komintern Üçüncü Kongresinin 23 Haziran 1921 tarihinde yapılan İkinci Oturumunda Troçki tarafından okunmuştur.]

[Parça]
Boom ve Kriz

Kapitalizmin durumunu güzel göstermekten ideolojik bir çıkarı olan burjuva ve reformist ekonomistler şöyle derler: Yaşanmakta olan kriz kendi başına hiçbir şeye kanıt olamaz; tam tersine normal bir olgudur. Savaş sonrasında sınai bir boom’a tanık olduk, şimdiyse bir kriz var; görülüyor ki kapitalizm yaşamakta ve iyiye gitmektedir.
Gerçek şudur ki, kapitalizm krizler ve boom’larla yaşar, aynı insanın soluk alıp vermesinde olduğu gibi. Önce sanayide bir boom, sonra bir tıkanma ve bir kriz, derken kriz içinde bir tıkanma, daha sonra bir gelişme, diğer bir boom, diğer bir tıkanma vb.
Kriz ve boom, tüm geçiş aşamalarıyla, bir çevrim ya da büyük sınai gelişme devrelerinden birini oluşturmak üzere karışırlar. Her çevrim 8-9 ya da 10-11 yıl sürer. Kapitalizm kendi iç çelişkilerinin zorlamasıyla, düzgün ve bir çizgi boyunca değil, iniş ve çıkışlarıyla zikzaklı bir tarzda gelişir. Kapitalizm özürcülerinin aşağıdaki iddiasına zemin oluşturan şey budur, yani: Savaştan sonra boom ve krizin birbirini izleyişini gözlemlediğimizden dolayı öyle görünüyor ki, her şey kapitalist dünyaların bu en iyisinde, en iyi şekilde işlemektedir. Gerçekteyse durum bambaşkadır. Kapitalizmin savaştan sonra çevrimsel olarak dalgalanmayı sürdürmesi, yalnızca kapitalizmin henüz ölmediğini, bir cesetle uğraşmadığımızı göstermektedir. Kapitalizm proleter devrimle yıkılmadıkça, bir aşağı, bir yukarı salınarak çevrimler halinde yaşamayı sürdürecektir. Krizler ve boom’lar kapitalizme daha doğumundan itibaren içkindirler ve mezara kadar da ona eşlik edeceklerdir. Fakat kapitalizmin yaşını ve genel durumunu belirlemek için –yani hâlâ gelişip gelişmediğini, olgunlaşıp olgunlaşmadığını ya da düşüşte olup olmadığını saptamak için– çevrimlerin karakteri teşhis edilmelidir. Çok benzer bir şekilde, insan organizmasının durumu da solunumun düzenli ya da spazmlı, derin ya da yüzeysel olup olmadığıyla vb. teşhis edilebilir.
Meselenin özü yoldaşlar, şöyle gösterilebilir: Kapitalizmin gelişimini ele alalım –kömür üretiminin büyümesi, tekstil, pik demir, çelik, dış ticaret, vb.– ve bu gelişimi gösteren bir eğri çizelim. Eğer biz bu eğrinin bükümlerinde ekonomik gelişmenin gerçek akışını ifade edersek görürüz ki, bu eğri yukarıya doğru kırıksız bir yay çizerek değil, zikzaklar şeklinde yukarı ve aşağı dirsek yaparak yükselir; boom’lara ve krizlere karşılık gelen bir şekilde yukarı ve aşağı. Bu bakımdan, ekonomik gelişme eğrisi iki hareketin birleşmesinden oluşmaktadır: Kapitalizmin yukarıya doğru genel yükselişini ifade eden birincil hareket ve çeşitli sınai çevrimlere karşılık gelen sürekli periyodik dalgalanmalardan oluşan ikincil bir hareket.
Bu yılın Ocak ayında London Times, 13 Amerikan sömürgesinin bağımsızlık savaşımından günümüze kadar geçen 138 yıllık dönemi kapsayan bir tablo yayınladı. Bu zaman aralığında 16 çevrim gerçekleşti; yani 16 kriz ve 16 gelişme dönemi. Her çevrim yaklaşık olarak 8 2/3, neredeyse 9 yılı kapsamaktadır. Hareketleri gösteren zikzaklara dikkatinizi çekmeme izin verin. Times’ın tablosu belli bir noktada bir artış göstermektedir. Ki bu nokta kişi başına 2 pound sterlin ya da 25 altın markla başlamaktadır. Bu aralıkta nüfus yaklaşık olarak dört katına çıkmış, dış ticaretse çok daha büyük ölçüde artmıştır, böylece grafik kişi başına 30,5 pounda tırmanır: Ve 1920 ile birlikte, gerçek değerlerle değil fakat para olarak ifade edildiğinde halihazırda kişi başına 65 pounda eşitlenir. Demir üretiminde de benzer bir gelişmeyi gözlemliyoruz. 1851’in başlarında demir talebinin kişi başına 4,5 kiloya geldiğini görüyoruz. Bu kalem 1913’le birlikte 46 kiloya yükselir. Sonra tam tersi bir hareket izler. Bu, genel bilançodur; bu 138 yıllık gelişmenin genel sonucudur. Gelişim eğrisini daha yakından inceleyecek olursak eğrinin beş kısma, beş farklı ve ayrı döneme ayrıldığını görürüz. 1781’den 1851’e kadar olan gelişme çok yavaştır; gözlenebilir bir hareket hemen hiç yoktur. 70 yıl boyunca dış ticaretin yalnızca kişi başına iki pound sterlinden 5’e çıktığını görürüz. Avrupa pazarının çerçevesini genişletme yönünde hareket eden 1847 devriminden sonra bir kırılma noktasına gelinir. 1851’den 1873’e kadar gelişim eğrisi dikleşerek yükselir. Demir miktarı aynı dönemde kişi başına 4,5 kilogramdan 13 kilograma yükselirken, 22 yıl içinde dış ticaret 5 pound sterlinden 21 pound sterline tırmanır. 1873’ten sonra ise bir bunalım dönemi gelir. 1873’ten yaklaşık olarak 1894’e kadar İngiliz ticaretinde bir durgunluk dikkatimizi çekiyor (dış girişimlere yatırılmış sermaye üzerine faizi hesaba kattığımızda bile); 22 yıl boyunca, 21’den 17.4 pound sterline bir düşüş yer alıyor. Daha sonra 1913 yılına kadar süren yeni bir boom geliyor; dış ticaret 17 pounddan 30 pounda yükseliyor. Ve son olarak 1914 yılıyla birlikte beşinci dönem başlar; kapitalist ekonominin yıkımı dönemi.
  Alıntı ile Cevapla