Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-02-2007, 22:52   #11
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1.1Tam Mükellef Gerçek Kişiler Açısından

Bir ticari işletmeye dahil olan bu gelirler üzerinden normal usullere göre vergi hesaplanacak olup,GVK’nun gelirin toplanması,toplama yapılmayan haller ile ihtiyari toplama ve beyan ile ilgili hükümleri,1.1.1997 tarihinden önce elde edilen Devlet tahvili Hazine bonosu ile TKİ ve KOİ’lerden elde edilen gelirlere uygulanmamaktadır.

Ayrıca bu gelirler GVK’nun 94’üncü maddesi hükümlerine göre vergi tevkifatına tabi bulunmaktadır.Ancak söz konusu tevkifat oranı %0 (sıfır) olarak uygulanmaktadır.Gerçek kişilerin iktisap ettikleri,Devlet tahvili,Hazine bonosu ile TKİ ve KOİ’ce çıkarılan menkul kıymetlerin alım-satımından elde ettikleri kazançların 3.200.000½.- Türk Lirası hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın gelir vergisinden müstesna tutulmaktadır.
Vergilendirme açısından bu gelirlerin iktisap tarihi ile elden çıkarma tarihleri arasında geçen süre önem taşımaktadır.Eğer bunlar her ne şekilde olursa olsun bir yıl içerisinde elden çıkarılır ise,3.200.000.-TL’sını aşan miktar kısmı vergilendirilmekte,aksi durumda yani bir yıldan daha uzun bir süreden sonra elden çıkarılacak olursa hiçbir şart aranmadan tamamı vergi dışı bırakılmaktadır.


Ayrıca,gerçek kişilerin sahip oldukları Devlet tahvili,Hazine bonosu ile TKİ ve KOİ tarafından çıkarılan menkul kıymetlerin satılmasından elde ettikleri kazancın herhangi bir tevkifata tabi tutulmayacağı hükmü mevcut bulunmaktadır.

Ancak,ticari bir organizasyon çerçevesinde kendi nam ve hesabına menkul kıymet alım-satımı ile devamlı olarak uğraşanların bunlardan elde ettikleri kazançlar ile ticari işletmeye dahil bu menkul kıymetlerin satışından doğan kazançlar her hangi bir istisnaya tabi olmadan genel hükümler çerçevesinde GVK’nun ticari kazançlara ilişkin esasları dahilinde vergilendirilmektedir.
1.2 Dar Mükellef Gerçek Kişiler Açısından
Burada da genel olarak tam mükellefiyete tabi gerçek kişilere ilişkin hükümler uygulanmaktadır.

Esas durum yukarıda belirtildiği gibi olmakla birlikte dar mükelleflerin yabancı sermaye mevzuatına göre ilgili mercilerden izin almak suretiyle,Türkiye’ye bizzat getirdikleri nakdi veya ayni sermaye karşılığı iktisap ettikleri menkul kıymetler ile iştirak hisselerinin elden çıkarılmasından doğan değer artış kazançlarının hesabında,kur farklarından doğan kazançlar dikkate alınmamaktadır.

Ancak bu mükelleflerin Türkiye’de elde ettikleri kazançların münhasıran bu menkul kıymetlere ilişkin menkul sermaye ya da değer artış kazançlarından oluşması gerekmektedir.Bu mükelleflerin Türkiye’de menkul kıymet alım satımıyla devamlı uğraşmaları halinde,kur farklarından doğan kazançlarda ticari kazancın hesabında dikkate alınmaktadır.

Buna göre,yalnız kur farkı dışındaki değer artış kazancı vergi konusu yapılmaktadır.
1.3Tam Mükellef Kurumlar Açısından
Devlet tahvili,Hazine bonosu ile TKİ ve KOİ’ce çıkarılan menkul kıymetlere ilişkin olarak tam mükellef kurumlarca elde edilen faiz ve gelirler üzerinden GVK’na göre “0” oranlı gelir vergisi tevkifatı yapılmaktadır.
3946 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonra,bu gelirler kurum kazancına dahil edilerek kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilmektedir

½ Bu tutar 15.12.1995 tarih ve 95/7593 sayılı kararı ile 1995 yılı kazançlarına uygulanmak üzere tesbit edilmiştir hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın gelir vergisinden müstesna tutulmaktadır.
  Alıntı ile Cevapla