Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-03-2007, 10:55   #5
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin ihracat ve ithalatındaki yerine ilişkin verileri değerlendirdiğimizde 1993 yılında Birliğin Türkiye’den gerçekleştirdiği ithalatın toplam ithalatına oranı %1,5 iken, 1995 yılı itibariyle artış gösterdiği ve bu artışın 1996 yılında Gümrük Birliği’nin tamamlanması ile istikrarlı bir şekilde sürdüğü anlaşılmaktadır. Birliğin gerçekleştirdiği toplam ihracatta Türkiye’nin payı 1993 yılında %1,8 iken 1995’de %2,3 ve 1996’da %2,9’a yükselmiş, bu yükseliş 1998 yılından itibaren bir düşüşe geçmiştir. Bu düşüşte 1998-1999 yıllarında Asya ve Rusya krizlerinin AB piyasalarında yarattığı durgunluğun yanı sıra Türkiye’de yaşanan depremin de önemli etkileri olmuştur.
Söz konusu oranlarla Avrupa Birliği’nin ithalat yaptığı ülkeler sıralamasında Türkiye, dışa açık bir ticaret politikası izlemeye başladığı 1980 yılında 48. sırada yer alırken 1993 yılında 18. sıraya ve Gümrük Birliği sonrası 1996 yılında 12. sıraya yükselmiş, 1999 yılına kadar sıralamada aynı yeri korumuştur.

AB’nin ihracat yaptığı ülkeler arasında ise Türkiye 1980 yılında 27. sırada yer alırken, 1993 yılında 7. sıraya çıkmış, 1996 yılında 7. sırayı korumuş ve 1999 yılında 6. sıraya yükselmiştir. Bu sıralamayla AB adayı ülkeler arasında Türkiye’nin, Polonya’dan sonra Birliğin en önemli ticari ortağı olduğu belirlenmiştir.

3. Gümrük Birliği’nin Yabancı Sermaye Üzerindeki Etkileri



Avrupa Birliği firmaları için genç ve doymamış iç pazarının yanı sıra Ortadoğu, Karadeniz ve Asya ile olan bağlantıları Türkiye’yi yatırımlar açısından cazip bir ülke konumuna getirmektedir. Öte yandan Gümrük Birliği içerisinde yer alan Türkiye, Uzak Doğu ülkeleri, Japonya ve ABD için de dinamik piyasası, coğrafi konumunun ötesinde AB piyasasına giriş imkanı veren önemli bir pazardır. Bu niteliklerine rağmen Türkiye’ye gelen yabancı sermaye rakamları değerlendirildiğinde, yatırımların Gümrük Birliği sonrasında artacağına ilişkin beklentinin gerçekleşmediği belirlenmektedir.

Tablo VI: İzin Verilen Yabancı Sermaye Yatırımları (milyon $)


1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
AB Toplam

1188,4
982,9
1848,4
3272,3
1022,4
1065,9
1166,3
1950,0
1804,6
Genel Toplam
2125,0
1487,7
2938,3
3837,0
1678,2
1645,8
1700,4
3059,0
2738
AB/Genel %
55,9
66,20
62,91
85,28
60,92
64,76
68,59
63,74
66,01
Genel Fiili Giriş
1016
830
1127
964
1032
976
817
1719
3044

Kaynak: Hazine Müsteşarlığı

İzin verilen yabancı sermaye içerisinde Avrupa Birliği’nin payı Gümrük Birliği sonrası bir artış göstermemiştir. AB’nin ortalama %65 olan payı, 1996 yılında Fransa’nın bir yatırım projesi ile %85’lere yükselmiş gibi görünmekle birlikte fiili girişler dikkate alındığında değişmemiştir [1]. Toplam yabancı sermaye izinleri ve fiili giriş rakamları ise, AB ülkeleri dışında üçüncü ülkelerden gelen yabancı sermayede de önemli bir değişme olmadığı sonucunu vermektedir. Bununla birlikte 1996 yılından itibaren dünyanın en güçlü ekonomik bloğu ile bütünleşen Türkiye’ye, beklenen ölçüde yabancı sermaye girişinin olmaması, Gümrük Birliği’nin bu hususta ileriye yönelik kazanımlar yaratmayacağı şeklinde değerlendirilmemelidir. Bu durum öncelikle ekonomik ve siyasi istikrarı sağlayamamış olan Türkiye’nin yabancı yatırımcıya, güvenli piyasa koşulları sunamamasından kaynaklanmaktadır.


[1] Hazine Müsteşarlığı’ndan alınan bilgiye göre Türkiye’de bu güne kadar sadece nakit sermaye girişi yabancı sermaye girişine ilişkin istatistiki veri olarak alınırken, dünyada ayni sermaye, uzun vadeli kredi vb. çok sayıda kalem yabancı sermaye girişi kapsamında değerlendirilmektedir. Bu yaklaşım Türkiye’de gerek izin verilen, gerek fiili girişi gerçekleşen yabancı sermaye rakamlarının düşük olmasına neden olmuştur. 2000 yılında ise söz konusu yaklaşım kısmen değiştirilmiş ve uzun vadeli krediler de doğrudan yabancı sermaye kapsamında değerlendirilmiştir. 2000 yılında İŞ-TİM, Ford ve Toyota gibi büyük enerji ve otomotiv yatırımlarının yanı sıra bu değişim fiili girişlerinin yüksek olmasını açıklamaktadır.
  Alıntı ile Cevapla