Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-03-2007, 10:58   #16
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Gümrük Birliği çerçevesinde Türkiye’nin rekabet hukukuna ilişkin olarak tamamlaması gereken çalışmalar Katılım Ortaklığı Belgesi’nin kısa ve orta vadeli öncelikleri kapsamında yer almaktadır. Belgenin kısa vadeli öncelikler bölümünde devlet yardımlarına şeffaflık kazandırılması ve yardımların düzenli olarak izlenmesini sağlayacak denetim kurumunun belirlenmesine yönelik yasal değişikliklerin yapılması, orta vadeli öncelikler bölümünde ise bu konudaki uyumun tamamlanması, ayrıca tekel haklarından yararlanan şirketlere ilişkin mevzuatın uyumlaştırılması yönünde beklentiler ifade edilmiştir.
Bu alanda Ulusal Program’da ise Avrupa Birliği’nde rekabet hukukuna ilişkin yeni gelişmelerin izlendiği ve paralel düzenlemeler yapmak için çalışmaların sürdürüldüğü belirtilmiştir. Rekabet Kurumu’nun önümüzdeki dönemde öncelikle araştırma geliştirme, patent, know how, lisans ve marka anlaşmalarına grup muafiyeti tanıyan teknoloji transferine ilişkin tebliğleri yayınlamayı hedeflediği bildirilmiştir. Devlet yardımları konusunda yürütülecek çalışmalarda ise AB’den teknik ve finansal destek alınması gerekliliği ortaya koyulmuştur. Ayrıca devlet yardımlarına ilişkin dağınık olan idari mekanizmanın yeniden yapılandırılması öngörülmüştür. Bu çerçevede devlet yardımları ve rekabet politikalarına uyum hususunda Avrupa Birliği Genel Sekreterliği koordinasyonunda bir alt çalışma grubunun oluşturulduğu ve çalışmalara başlandığı belirtilmiştir.

Son olarak Türkiye’nin devlet yardımları mevzuatını AB’nin coğrafi kalkınmışlık kriterlerine göre belirlediği bölgesel yardım mevzuat ve tekniklerine (NUTs) uyumlaştırması gerekliliği ortaya koyulmuştur.

Ulusal Program’da öngörülen düzenlemeler çerçevesinde devlet yardımlarının izlenebilmesi için gerekli yasal düzenlemenin hazırlanması konusunda bir kanun taslağı hazırlanmış, ilgili kurumların görüşüne sunulmuştur.[1]Ancak bu konuda henüz bir ilerleme kaydedilmemiştir.

Rekabet hukuku çerçevesinde Türkiye’nin önündeki en önemli konu olan devlet yardımlarına ilişkin olarak 1 Haziran 2001 tarihinde gerçekleştirilen GBOK toplantısında da AB tarafının Türkiye’den devlet yardımlarının gözetimi ve kontrolü ile ilgili bağımsız bir kurumun oluşturulması yönünde beklentisi dile getirilmiştir.

Türkiye’nin AB rekabet mevzuatına uyum çalışmaları, hedeflerinden biri uluslararası ticarette haksız rekabetin önlenmesi olan DTÖ’ye üyeliği çerçevesindeki yükümlülüklerini de karşılamaktadır. Bu çerçevede Türkiye DTÖ’nün Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Önlemler Anlaşmasıyla uyumlu Avrupa Birliği devlet yardımları mevzuatına uyum sağlayarak DTÖ üyeliğinden doğan bir yükümlülüğünü daha yerine getirmiş olacaktır. Öte yandan Uruguay Round kararları temel alınarak hazırlanan ve Temmuz 1999’da Mecliste kabul edilen “İhracatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun” AB mevzuatına uyum yönünde gerçekleştirilecek çalışmalar kapsamındadır. DTÖ’nün Türk sanayiinde çok önemli bir yer tutan tekstil ürünlerine ilişkin olarak 2005 yılına kadar kotaların aşamalı olarak kaldırılması, gümrük vergilerinin düşürülmesi, diğer tarife dışı engellerin kaldırılması ile serbest ticaret düzenine geçiş konusundaki yükümlülükleri ise Gümrük Birliği ile büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir.

Bu çalışmalar çerçevesinde Türkiye, Avrupa ekonomisi ile bütünleşme yönünde almış olduğu mesafe ile dünya ekonomisi ile de bütünleşme yolunda bir rekabet altyapısı oluşturmuştur. 1980 sonrası korumacı politikalardan sıyrılarak dış rekabete açılmayı seçen Türkiye için rekabet alanında yerine getirilen yükümlülükler, benimsemiş olduğu dış ticaret politikasının da gereğidir. Gümrük Birliği bu anlamda rekabet mevzuatına ilişkin Türkiye’nin yürüttüğü çalışmalara ivme kazandırmıştır.

Gümrük Birliği çerçevesinde AB rekabet mevzuatının Türk mevzuatına aktarılmasının yanı sıra ticarette teknik engellerin kaldırılması ve fikri mülkiyet hakları alanlarında gerçekleştirilen uyum çalışmaları da, Türkiye ile AB arasında malların serbest dolaşımının tam olarak işleyebilmesi için piyasada rekabet koşullarının sağlanmasına yöneliktir. Tam rekabet koşullarında gerçekleştirilen ticaretin dinamik bir piyasa ortamı yaratacağı açıktır. Türk ve AB firmaları arasındaki rekabetin artması, Türk firmalarının üretim kalitelerini artırmaları, verimliliği artıracak ve maliyetleri azaltacak yeni teknolojileri hayata geçirmeleri, nitelikli işgücüne yönelik formasyon imkanlarını yaratmaları sonucunu doğuracaktır. Ancak söz konusu gelişmeler rekabet koşullarına direnebilen ve bu değişikliklere sermayesinden pay ayırabilen firmalar için söz konusudur.
Türkiye’nin Avrupa Birliği rekabet mevzuatına yönelik çalışmalarının uygulamaya geçilebilmesi için tüm ekonomik operatörlerce rekabet kültürünün benimsenmesi gerekmektedir. Bir rekabet politikası ve rekabet kurumuna ilişkin genel bir bilinçlenme sağlanmazsa, rekabet mevzuatının optimum düzeyde uygulanabilmesi mümkün olmayacaktır.
  Alıntı ile Cevapla