Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-03-2007, 12:06   #12
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

7.KAYIT DIŞI EKONOMİ VE ENFLASYON


Kamu Açıklarının Enflasyon Üzerindeki Etkisi:

Kayıt dışı ekonominin denetim altına alınamaması nedeniyle vergi potansiyelinden yeterince yararlanılamamakta ve yüksek vergi oranlarına karşın vergi gelirlerini çok düşük düzeylerde gerçekleşmektedir. Bu olgu ise kamu harcamalarının giderek daha büyük bir bölümünün borçlanma yoluyla karşılanması zorunluluğunu getirmekte bu nedenle kamu harcamaları içindeki transfer harcamalarının payı çok yüksek düzeylere erişirken yüksek kamu açıkları da kapatılamamaktadır.

Kamu açıklarının ekonomik istikrarsızlığın en önemli nedenlerinden birisi olduğu düşünüldüğünde bu açıkların kapatılmasında borçlanma yerine vergi potansiyelinden yararlanılarak vergi gelirlerinin arttırılması gereği açıktır. 1995 yılına ilişkin yapılan hesaplamalar kayıt dışı ekonominin denetim altına alınması durumunda bu ekonomiden elde edilebilecek vergi gelirlerinin mevcut tahakkuk eden vergi gelirlerinin %80’i düzeyinde olduğunu ve bu tutarın kamu açıklarının yaklaşık 3,3 katına yakın olduğunu göstermektedir.

Ekonomik istikrarsızlığın en önemli göstergelerinden birisi olan enflasyon ile tasarruf – yatırım farkı arasındaki ilişkiye bakıldığında kamu açıklarını kapatacak nitelikteki söz konusu potansiyel vergi gelirlerine olan acil ihtiyaç daha açık görülmektedir.

Kamunun boyutunun göstermek amacıyla daha önce birçok çalışmada araştırıldığı gibi enflasyon ile kamu tasarruf – yatırım farkları arasındaki ilişki 1972-1996 ve 1983-1996 verileri kullanılarak hesaplanmıştır.

1972-1996 yıllarına ilişkin TEFE oranları bağımlı değişken olarak alınırken, aynı yıllara ilişkin tasarruf – yatırım farkları bulunmuş ve bu değerlerin GSMH’ye oranları ise bağımsız değişken olarak analize dahil edilmiştir. Söz konusu değişkenler için iki farklı yaklaşım kullanılmıştır. Birinci yaklaşımda aynı yıldaki tasarruf – yatırım farklarının GSMH’ye oranlarıyla enflasyon oranları arasındaki ilişkiye bakılırken ikinci yaklaşımda ise bağımsız değişken olan tasarruf – yatırım farklarının GSMH’ye oranlarıyla bir sonraki yılın enflasyon oranları arasındaki ilişki araştırılmıştır.

Ekonominin %70, %75, %80’inin kayıt altına alınması durumunda ise enflasyonla mücadelede erişilebilecek başarılar dikkat çekicidir.

Ekonominin Farklı Oranlarda Kayıt Altına Alınması Varsayımına Dayalı Senaryolar:

Kamu açıklarının MG içindeki payı ile enflasyon arasındaki ilişkiler sadece regresyon analizinin sonuçları ile sınırlı değildir. Regresyon sonuçları sadece tasarruf – yatırım fonları ile enflasyon arasındaki olası doğrudan ilişkiler konusunda bir fikir vermeye yöneliktir. Ancak açıkların önlenmesi halinde makro dengeler üzerinde etkili olacak çeşitli süreçlerin başlaması ise bir gerçektir.

Her şeyden önce kamu açıklarının giderilmesi ile birlikte makro dengeler üzerinde son derece etkili olduğu bilinen enflasyon bekleyişleri kırılma sürecine girecektir. Azalan kamu açıkları ile birlikte fiyat hareketlerinin yön değiştireceği piyasalarca hemen algılanacak, karar alıcılar geçmişe göre çok farklı tepkiler vermeye başlayacaktır.

Piyasalarda farklı tepkilerin ortaya çıkması her şeyden önce finansal piyasalarda etkisini gösterecek, enflasyonun gerileyeceği beklentisi ile faizler düşmeye başlayacaktır. Bu gelişme de bütçeyi rahatlatacak önemli kazanımlar ortaya çıkacaktır. Diğer taraftan bütçe açıkları ile ödemeler dengesinin cari işlemleri arasında güçlü ilişkiler olduğu bilinmektedir. Şöyle ki azalan kamu açıkları, cari işlemler dengesi açıklarının kapatılması anlamına gelecektir. Bu durumda kurlar üzerindeki baskılar önemli ölçüde azalmış olacaktır. Böylece kamu kesimi dış borç ödemeleri, yükselen kurların külfetinden kurtulurken kamu kesiminin rahatlaması ile birlikte uzun süredir ihmal edilmiş olan altyapı yatırımlarının finansmanı için gerekli kaynaklar sağlanmış olacaktır.
  Alıntı ile Cevapla