Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-03-2007, 16:56   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

BİYOGRAFİ

O dönemin ekonomik çevresine de baktıktan sonra Adam Smith’in hayat hikayesine geçebiliriz. Hayat hikayesi onun ekonomik teorileri, felsefesi ve meşhur kitabı “Ulusların Zenginliği”ni anlamamız açısından önemlidir. Adam Smith 1723 yılında bir gümrük memurunun oğlu olarak İskoçya’nın küçük bir kasabası olan Kirkcaldy’de doğmuştur. On dört yaşında Glasgow Üniversitesi’ne başlayan Adam Smith matematik ve doğal felsefe konularına olan ilgisine karşın ahlak felsefesi profesörü Hutcheson’dan etkilenmiştir. 3 yıl sonra bu etki ile papaz olmak üzere gittiği Oxford Balliol College’da David Hume’un bir kitabını okuduğu için cezalandırılınca hocalarıyla anlaşmazlığa düşmüş ve çalışmalarını ahlak felsefesi üzerinde yoğunlaştırmıştır. Altı yıl ülkesine hiç dönmeden Oxford’da Yunan ve Latin klasikleri ile Fransız edebiyatından eserlerin yanı sıra, modern felsefe, politika, ahlak üzerine de sürekli okumuştur.

İki yıl kadar Kirkcaldy’de çalışmalarını sürdürdükten sonra Edinburgh’a geçen Smith, burada Lord Kames ve Felsefe Topluluğu’nun desteğiyle çeşitli konularda konferanslar vermiştir. 1751’de Glasgow Ünivesitesi’ne çağırılan Smith, sonraları hayatının en yararlı, dolayısıyla en mutlu ve gurur verici yılları olarak değerlendirdiği üniversitedeki on iki yılının ilk aylarını mantık, daha sonra ahlak felsefesi profesörü olarak sürdürmüştür. Bu zaman zarfındaki dersleri ve konferansları doğal ilahiyat, ahlak, hukuk ve siyasi ekonomi üzerine olmuştur.

Smith, 1759 yılında ilk eseri olan “The Teory of Moral Sentiments-Ahlaki Duygular Kuramı”nı yayımlamıştır. Daha sonra üzerinde daha ayrıntılı duracağımız bu eserinde Smith, insanın doğası üzerinde görüşlerini ortaya koymuştur.

İlk kitabının büyük ilgi uyandırmasının ardından Smith, dönemin maliye bakanlarından Charles Townsend’in üvey oğlunun özel öğretmeni olarak Paris’e gitmiş, daha sonra onsekiz ay kalacakları Toulouse’a geçmişlerdir. Smith oradan yazdığı bir mektubunda vakit geçirmek için yeni bir kitaba başladığından söz etmektedir. Birkaç ay içinde Fransa’daki çevresi ve Fransızcası gelişen Smith, Güney Fransa’da birçok yeri dolaştıktan sonra gittiği Cenevre’de Voltaire’le, 1766 yılında Paris’e döndükten sonra da fizyokratlarla tanışmıştır. Bu kişiler arasında Quesnay, Turgot, Dupent de Nemours vardır. Hatta Fizyokratların genç üyelerinden Dupont de Nemours notlarından birinde Smith’i Dr. Quesnay’nin müridi olarak tanımlamasına karşın onun ekonomi hakkındaki görüşleri Fransa’ya gelmeden önce oluşmuştur. Yani Quesnay’nin Smith’in görüşleri üzerinde etkisi yoktu. Smith’in görüşleri üzerinde etkisi olan kişiler Hutcheson ve David Hume’du.

1766 Kasım’ında Smith Londra’ya geldikten birkaç ay sonra, doğduğu yere, Kirkcaldy’ye geri döndü. 1773 yılına kadar kitabı üzerinde çalıştı. 1773 yılında Londra’da kitabı üzerine çalışmalarını sürdüren Smith, burada eski ABD başkanlarından Benjamin Franklin ile de temas halindeydi. Franklin, Smith’in kitabın her bölümünü kendine okuduğunu ve tartışmalardan sonra düzenlenmiş şeklini tekrar gördüğünü söylemişti. Smith çok büyük ihtimalle Amerika hakkındaki bilgilerini Benjamin Franklin’den edinmiş, sömürgelerin yeryüzünde görülmüş en büyük ve en inanılmaz ulusu yarattıklarını Franklin’in etkisi ile yazmıştı.

Bütün bunların sonucunda “Ulusların Zenginliği” 9 Mart 1776’da yayımlandı ve ilk baskısı altı ay içinde tükendi. Smith yaşadığı sürece kitabı 5 baskı yaptı. Almanca, Fransızca, Flemenkçe ve İtalyanca olmak üzere çeşitli dünya dillerine çevirileri yapıldı. Smith’in bu kitabı özgün bir çalışma olmamakla birlikte bir başyapıt olarak değerlendirilmektedir.

Smith 1777 yılında Edinburg Gümrükleri görevlisi olarak çalışmaya başlamıştır. Yaşamı boyunca serbest ticareti savunmuş birinin bu göreve atanmış olması zaman zaman bazı çalışmalarda bir talihsizlik olarak nitelendirilmekle birlikte, Smith bu göreve getirilmekle yaptığı hizmetlerden dolayı siyasi iktidar tarafından ödüllendirilmiş ve bu görevden çok büyük gelir sahibi olmuştur. Demek ki Smith gerçekten de serbest ticareti savunmamıştır. Eğer savunsaydı bu görevi kabul etmemesi beklenirdi.

Smith gümrükteki görevi sırasında iktidarla ilişki içinde olmuş, hükümet üyeleriyle fikir alışverişi yapmıştır. Lord North, 1777 ve 1778 bütçe düzenlemelerinde Smith’in önerdiği yeni vergilendirme tekniklerinden yararlanmıştır. Yine Smith’in hükümet üyeleriyle yaptığı görüşmeler sonucunda 1778’de İngiltere’nin Amerika politikası ve 1779’da İrlanda’ya serbest ticaret politikası kararı alınmıştır. Dolayısıyla Smith’in görüşlerini ekonomik düşüncenin gelişmesinin bir ürünü olmaktan çok dönemin koşullarının İngiltere ve Batı adına kutsanması olarak değerlendirmek gerekir. Adam Smith dünya egemenlik ilişkilerinde ekonominin temel alınmasını ön plana çıkaran kişidir. Bu açıdan eseri “Ulusların Zenginliği” de dönemin kaygılarını belirlemek açısından önemlidir. O dönemdeki kaygı, zenginliğin akışının devamının sağlanması için gereken üretim örgütlenmesinin bulunması ve zenginliğin toplumsallaşması yani toplum ilişkileri içindeki yerini bulabilmesidir. Smith, dönemin kaygılarına getirdiği yanıtları bir mantık dizgesi içinde yer vermeye çalışmıştır. Ona göre ekonomi ulusların zenginliğinin nasıl oluştuğunu, nelerden meydana geldiğini, nasıl artabileceğini araştırır. Bu açıdan Smith, ekonomiye daha önceki tanımlardan yeni bir anlam yükleyerek, siyasal bir anlam yükleyerek, yeni bir bilimin doğuşuna hizmet etmiştir.

İşte bütün hayatı öğrencilik, hocalık ve devlet işleriyle geçen bu büyük adam, çok sakin bir yaşamdan sonra 1790’da 67 yaşındayken Edinburgh’de ölmüştür. Pratik hayatta, özelliklede iş hayatında huzur bulmayan dalgın bir entelektüel olarak yaşamıştır. Uzun süre çok sınırlı bir gelirle geçinmek zorunda kalan Smith, 1778 yılından sonra maddi durumu düzelince de hayat tarzını değiştirmemiştir. Ölmeden önce yakılmasını vasiyet ettiği notları arasında, bilim ve sanat tarihine ve bunların uygarlık üzerine etkilerine dair yazılar da bulunmuştur. Anlaşılıyor ki Smith, toplumsal hayatın bütün olgularını incelemek, bugünkü anlamıyla statik ve dinamik sosyoloji yapmak istiyordu.

Adam Smith’in düşünceleri en çok uygulama alanı bulan fikir sistemlerinden biridir. Neredeyse hiçbir ekonomist, düşüncelerinin devlet adamları tarafından uygulandığına onun kadar şahit olmamıştır. Ünlü İngiliz siyaset adamı William Pitt, Adam Smith’le sık sık görüşür ve ekonomik sorunlar hakkında onun düşüncelerinden yararlanırdı. Adam Smith de onu beğenmiş ve: “Bu Pitt ilginç bir adam, benim düşüncelerimi benden daha iyi anlıyor” demişti. Ayrıca üç yaşındayken birkaç serseri tarafından kaçırılan Smith, bu olay içinde şunları söylemiştir: “Eğer bu serseriler o küçük çocuğu bırakmamış olsalardı, ulusların talihi üzerinde o kadar iyi etki yapan ve ileride de daha çok etki yapacak olan bu zeka, gelişme olanağı bulamayacaktı ve kim bilir, belki de bir haydut çetesinin başı olacaktı.”
  Alıntı ile Cevapla