Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-03-2007, 23:09   #1
Meric
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
coğrafya dalları ve topak coğrafyası

COĞRAFYA'NIN DALLAR
Yunanca jeo yer, morphe şekil ve logos bilim kelimelerinden oluşan Jeomorfoloji; karalar üzerinde ve denizler tabanında görülen, iç ve dış etmen ve süreçlerle meydana gelen şekilleri inceleyen, oluşum ve evrimlerini açıklayan, bunları sınıflandıran, coğrafi yayılışlarını araştıran bilim dalıdır.

Jeomorfoloji konusu gereği başta Jeoloji, Klimatoloji, Jeofizik, Jeokimya, Pedoloji, Oseanografya, İstatistik ve Kartografya gibi bilimlerle sıkı ilişkiler içerisindedir. Bu genel çerçeve içerisinde Jeomorfoloji konusu gereği coğrafik ve jeolojik bilimlerin girişim alanını kapsar. Bu nedenle de Jeomorfoloji Avrupa'da ve ülkemizde Fiziki Coğrafya'nın bir alt dalı iken, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bazı ülkelerde kurucuları jeologlar olduğu için Jeolojinin bir alt dalıdır.

İnsanların yer şekilleri ile ilgilenmeleri, onların oluşum ve gelişimlerine ait bir takım gözlemlerde bulunmaları antik çağa kadar inerse de, Jeomorfoloji alanındaki bilimsel çalışmalar 19. yy'lın son yarısında başlamıştır. Jeomorfoloji esas gelişimini 1950'li yıllardan sonra göstermiştir.

Yunanca clinein eğimli ve logos bilim kelimelerinden oluşan Klimatoloji; atmosfer içerisinde meydana gelen hava olayları ile yeryüzünde görülen iklim tiplerini inceleyen bilim dalıdır.

Klimatolojinin konusu olan iklim, geniş bir sahada uzun yıllar boyunca görülen atmosfer olaylarının ortalama halidir. İklim Coğrafi yeryüzünün şekillenmesi ve insan yaşamını çok yakından kontrol etmektedir.

Klimatoloji, hava olaylarını yakından tanımak için Fiziğin bir alt dalı olan Meteoroloji'nin verilerinden geniş ölçüde yararlanır. Meteorolojinin yaptığı gözlemleri alır ve insan ve canlı yaşamı açısından inceleyerek açıklamaya çalışır.
Yunanca hidro su ve graphein tasvir, betimleme kelimelerinden oluşan Hidrografya; gerek yeryüzünde bulunan sular (kaynaklar, akarsular, göller, denizler ve okyanuslar) gerekse yeraltı sularını inceleyen bilim dalıdır.

Fiziki Coğrafya'nın bir kolu olan Hidrografya, okyanus ve deniz çanaklarının morfolojik karakteriyle bunları dolduran su kütlesinin yüzeyinde ve içinde meydana gelen olayları (deniz suyunun sıcaklığı, tuzluluğu ve hareketleri) ve karalar üzerindeki göllerin nasıl oluştuğunu, göl sularını ve göllerdeki seviye değişikliklerini, kaynakları ve akarsuları (bilhassa akarsu rejimlerini) inceler.
GİRİŞ
Dünyamızın kara alanlarını saran çeşitli bileşim ve renkte bulunan kayalar, dış etkenlerin tesiri ile ayrışmaya, çözülmeye uğramaktadır. Kayalar ve depolar üzerinde en az birkaç milimetre, en fazla birkaç metreye kadar ulaşan çözülmüş veya ayrışmış zon, ya dış kuvvetler tarafından devamlı olarak süpürülmekte ya da oldukları yerde kalmaktadır. İşte çeşitli süreçler tarafından kaya veya pekişmemiş çökeller üzerinde çözülen bu yerli zona Toprak Tabakası denir. Ancak, toprağın oluşması sadece ana materyal olarak bilinen kaya ve depoların fiziksel ayrışma ve ufalanması sonucunda oluşmamaktadır. Dış faktörlerle ayrışan zon üzerinde, yavaş yavaş flora ve faunanın yerleştiği, yaşadığı bir ortam teşekkül etmektedir. Şöyle ki, fiziksel süreçlerle ufalanan zon üzerinde başta suyun etkisiyle oksidasyon denen olay meydana gelmekte, yani kimyasal ayrışma olayları başlamaktadır. Nitekim, suda bulunan oksijen kayalara temas ederek bunların bünyesinde bulunan bazı mineraller içerisine girerek onları oksidasyon olayı ile minerallere parçalar, ayrıştırır. Böylece yeni kimyasal maddelerin oluşması sağlanır, çeşitli oksitler ve seskioksitler oluşur. Bu arada diğer kimyasal olaylar; hidroliz, karbonasyon ve hidrasyon olayları da cereyan eder.

Ayrışma olaylarının ilerlemesine bağlı olarak, kayaların bünyesinde bulunan ve bitkilerin ana besin maddelerini oluşturan kalsiyum, sodyum, potasyum, demir vs. gibi mineral maddelerin açığa çıkması sağlanır; bu besin maddelerinin açığa çıkması sayesinde başlangıçta o bölgenin iklim özelliklerine göre çeşitli liken, yosun ve otlar çözülmüş olan zonda tutunmaya ve yetişmeye başlar. Bitkilerin sahaya yerleşmesi ile ayrışma olayları ilerler. Gerçekten, bir taraftan bitki kökleri ana materyalin ayrışmasını, parçalanmasını hızlandırırken diğer taraftan bitki artıklarını çözülmüş olan zona intikal etmesi ve çürümesi ile organik maddeler oluşmakta ve dolayısıyla da bitki artıklarını parçalayan mikroorganizmalar sahaya yerleşmektedir. Bilhassa organik maddenin humuslaşması yani mineralize olması ve su ile temasa geçmesi sayesinde karbonik ve organik asitler oluşmakta, bu asitlerin yardımı ile de kalsiyum, sodyum, potasyum gibi mineral maddeler suda eriyik hale geçmektedir. Böylece bitkilerin ana besin maddeleri bitkilerin kullanılmasına hazır hale gelmekte ve eriyik halde tuzlar ve karbonlar oluşmaktadır.

Bu olayların gelişmesine paralel olarak ana maddenin ayrışması gittikçe artar; çözülmüş ve ayrışmış olan zonda ikincil maddelerin, özellikle kil minerallerinin oluşumu başlar.
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla