Tekil Mesaj gösterimi
Alt 02-03-2007, 23:38   #3
Meric
Yardımcı Admin
 
Meric - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

Termik santral küllerinin toplandığı alanda (kül depolarında) oluşan Radon gazı (Ra222) havaya ulaşmaktadır. Bu küllerin üzeri toprakla örtülse dahi toprağın gözeneklerinden geçen Ra222 havaya karışır. Ra222 3.8 günlük bir süre içinde Polonyum'a (Po210) ve aktif kurşuna (Pb210) dönüşebilmektedir. Bu nedenle kül yığınları çevreye radyoaktivite yayar. Bacadan atılan maddelerin içinde belki de en önemlisi, linyitte bulunan ve yanma ile açığa çıkarak etrafa yayılan uranyumdur. Küllerdeki uranyum da ayrı bir sorun yaratmaktadır.

HAVA KİRLİLİĞİ VE ASİT YAĞMURLARININ DİĞER ZARARLARI
Hava : Ozan tabakası incelir. Böylece güneşten gelen ultraviyole gibi zararlı ışınlar yere kadar ulaşır. Bu da deri kanseri ve göz kataraklarının oluşumuna yol açar.
CO2, SO2 ve karbonmonoksit gibi gazlar solunumu zorlaştırır. Solunum yollarında çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur.
İklim : CO2 ve SO2 gazlarının artması, sera etkisi yaparak, atmosfer sıcaklığının yükselmesine neden olur. Bu durum, buzulların erimesine; deniz suyunun yükselmesine yol açar. Kıyı ovaları sular altında kalır. Bazı ürünlerin üretilmesi güçleşir.
Su : Asitik yağışlar yerüstü ve yeraltı sularını kirlendirir. Arkasından, bu suların ulaştığı göl ve denizler buralarda yaşayan canlılar (balık, bitki, kuş .....) zarar görür. Kirlenmiş kaynak suyunu içen, kirlenmiş göl veya denizdeki balıkla beslenen insan da bu kirlilikten nasibini alır.

AntikYapıtlar :
Atmosfer Yağış Taş ve metal Sonuç
H2O+SO2 H2SO4 + Ca CaSo4+H2
(Sülfirikasit) (Kalker)
H2O + SO2 H2SO4 + 2Al Al2(SO4)3+3H2
(Aliminyum)
H2O + NO2 HNO3 + Al Al(NO3)2+3/2H2
(nitrikasit)
Görüldüğü gibi yere düşen asitli sular, taş ve metallerden yapılmış olan antik yapıtlarımızı da bozabilmekte, böylece insanlığın ortak mirasına zarar vermektedir.

Tarihi bina ve yapılar son 20 yılda bir önceki 2000 yılına göre daha çok yıpranmıştır. Efes'i ve Bergama'yı düşünün; bir süre sonra İngiltere'deki Westminister Manastır'ı gibi kopyalarını yapmak zorunda kalacağız. Kaybettiğimiz geçmişimizi kaç dolara geri alabiliriz?
Kağıt ve tekstil de SO2 ve NOx gazlarını emiyor; emdikçe gevriyor. Gerçekten, Britanya kütüphanesindeki kolleksiyonlardan % 5'i sülfür gazından zarar görmüştür.

Toprak : Asit yağmurları topraktaki minarellerle tepkimeye girerek toprağın yapısını bozmaktadır. Ayrıca, topraktaki su asitik özellik kazanmaktadır. Yeni asitik ortama uymayan bitki türleri yok olurken, bir bölümü de asitli suyu bünyesinde depolamaktadır.
Böylece;

" Bitki örtüsünün azalması, bir taraftan erozyon ortamını hazırlarken, diğer taraftan da fotosentez olayının azalmasına ve sonucuda atmosferdeki CO2 tutarının artmasına neden olmaktadır.
" Asitli su ile sulanan sebze ve meyvelerle beslenen insan zarar görmektedir.

ÖNLEMLER
1. Hava kirliliği ve asit yağışlarının çevreye, özellikle bitkilere olan etkisinin kesin sonucu ve buna karşı isabetli önlemler alınmak isteniyorsa, çok sayıda bilimsel denemenin yapılması gerekir.
2. Yakıtların (araç ve meskenlerde) kalitesi kontrol edilmeli.
3. A ) Hava kirliliğine dayanıklı bitkiler (böğütlen, ıspanak, kızılcık,...) ekilmeli
B) Kışın yaprak döken bitkiler ekilmeli
4. Kentlerin kurulma yerleri topografik açıdan iyi saptanmalı. Başka bir anlatımla Yerleşmeleri (kent, köy,...) çanak şeklindeki alanlardan uzaklarda kurmalıyız.
5. Bacalara filitre takılmalı
6. Araçların bakımı zamanında yapılmalı
7. Alternatif enerji kaynakları kullanılmalı
(Güneş, rüzğar, gelgit, akıntılar, biyokütle, end. ve evsel atıklar gibi.)
8. Tüketim toplumu olduğumuz sürece yeni üretimlere yeni kirlenmelere neden olmamız kaçınılmazdır. Onun için tüketim çılgınlığı yerine mevcutlardan haz almayı öğrenmeliyiz.
9. Yakıtlardaki kükürt oranı azaltılmalı
10. Çevre insanlara öğretilmemeli; insanoğlu çevreyi içselleştirecek şekilde bizzat kendisi öğrenmeli
__________________


http://img81.imageshack.us/img81/9771/topmain8dd3mg5.jpg
Meric Ofline   Alıntı ile Cevapla