TURKIYENIN ILK TRANSATLANTİĞİ GÜLCEMAL GEMİSİ
5 temmuz 1874 te denize indirilen germanic, ingiltere'nin white star firmasının atlantik'te ingiltere ile birleşik amerika arasında yolcu taşımak amacıyla kuzey irlanda'nın belfast kentindeki harland and wolff adlı gemi tezgahlarında inşaa ettirdiği iki eş gemiden biriydi. dakikada 52 devir yaparak dönen 7 metre çapındaki pervanesi ile bir teknik harikasıydı.
1896 yılının ağustos ayında atlantik'i 6 gün 21 saat 38 dakikada kat ederek
mavi kurdele sahibi oldu.
osmanlı seyr-i sefain idaresi adına 1910 yılında satın alındığında bu güzel gemiye dönemin padişahı olan v.mehmed reşad'ın annesinin adı verildi: gülcemal 1914'te birinci dünya savaşının başlamasından bir süre sonra asker taşımada kullanılmaya bşladı.
1920 yılında gülcemal , amerika seferi yapan ilk türk yolcu gemisi olarak new york limanına yanaştı
1875 İngiltere yapımı. 5070 Gros tonluk yolcu gemisi (ilk transatlantiklerden biri). 1911'de satın alındı. Dört Amerika seferi yaptı. 1938'de hizmet dışı kaldı ve 1950'de hurdaya satıldı.
Gülcemal Vapuru İntepe’nin tarihinde önemli bir yer tutar. 1924 mübadelesiyle gelenler bu gemiyle Çanakkale’ye gelirler…
Gulcemal satın alınıp istanbul'a getirilir… Dolmabahçe önlerine demir atar, Sultan Reşat sarayın penceresinden gemiyi seyreder ve yanındakilere döner; “bunun adı Gülcemal olsun” gözlerinden bir kaç damla hüzünlü gözyaşı düşer… “rahmetli anacığımın adıdır.” Sultan Reşat henüz kundaktayken vefat etmiştir anacığı, nasıl bir hasretse koca bir padişahtır ama bilemediği anacığının sevgisi şefkati sızlar hala yüreğinde. Sultan Reşat’tan yıllar sonra, 1924 yılında Gülcemal Vapuru’nda başka gözyaşları dökülür…
(Fuat Kaptan ile Gülcemal gemisinde)
(Sultan V. Mehmed Reşad’ın annesinin ismi verilmiş olan Gülcemal, Osmanlı Heyeti’ni mütareke için Mondros’a götüren iki bacalı büyük bir vapurdu.
Süvarisi Fuat Kaptan anne tarafından akrabalarıydı.
Gülcemal gemisinin bir de kardeş gemisi vardı, adı: Gülnihal’di)
Atatürk de deniz yolculuklarında sık sık Gülcemal ile seyahat ederdi. Atatürk, Gülcemal Vapuru'nda (5 Haziran 1926) CEMAL SÜREYA I
Buzdağına çarptın mı bilmiyorum
ama Titanik
gibi oldu batışın
bir sen vardın çünkü
şiirin dört bacalı şairi
Dalgaların kıyıya vurduğu
eşyalarını toplama telaşında
imgenin derin sularına
nefesleri yetmeyen
lodosçular
Bir gemi gibi batmak
yakışırdı sonuna
filikaya biniş sırasına benzeyen yaşantının:
- Önce çocuklar
ve kadınlar
II
Gülcemal vapurunu hiç görmedim ama
tanıdığım Cemal gül idi...
Sunay AKIN 
istanbul destanı
....İstanbul deyince aklıma martı denir
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmış, bir yokmuş
İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir
Anadolu`da toprak damlı bir evde
Gülcemal üstüne türküler söylenir
Süt akar cümle musluklarından
Direklerinde güller tomurcuklanır
Anadolu`da toprak damlı bir evde çocukluğum
Gülcemalle gider İstanbul’a
Gülcemalle gelir
İstanbul deyince aklıma
Bir sepet kınalı yapıncak gelir
Şehzadebaşı`nda akşam üstü
Sepetin üstünde üç tane mum
Bir kız yanaşır insafsızca dişi
Boyuna bosuna kurban olduğum
Kalın dudaklarında yapıncağın balı
Tepeden tırnağa arzu dolu
Sam yeli söğüt dalı harmandalı
Bir şarap mahzeninde doğmuş olmalı
Şehzadebaşı`nda akşam üstü
Yine zevrak-ı derunum
Kırılıp kenara düştü
İstanbul deyince aklıma Kapalıçarşı gelir
Dokuzuncu Senfoniyle kolkola