Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22-03-2007, 11:43   #3
imparator
Guest
 
imparator - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 

1.4. Türkiye Orman Endüstrisi

1.4.1. Türkiye Orman Endüstrisi ve ISO 9000

Orman endüstrisi sektörü ülkemizde 42615 işletme ile KOBİ'ler içerisinde % 21 paya sahiptir. Bu sektörde 200.000 kişinin istihdam edildiği tahmin edilmek­tedir. Ülkemizin nüfusu ve nüfus artış hızı, tüketicinin bilinçlenmesi, gümrük birliği ile gümrük vergisi oranlarının sıfırlanması, vb. faktörlerin bu sektör üzerindeki olumlu ve olumsuz pek çok tesirleri bulunmaktadır. Sektör olumlu gelişmeleri çok akıllıca değerlendirmek, olumsuz faktörlerin tesirim ise asgari düzeye indirmek için gerekli çalışmaları yapmak, tedbirleri almak zorundadır. Bu aşamada sektörün Önünde bir yol ayrımı bulunmaktadır.
- Kaliteli, ucuz ve tüketicinin beklentilerine uygun üretime yönelerek iç pazarları elinde tutmak ve dış pazarlara açılmak ve kendini kabul ettirmek.
- Mevcut anlayışla üretime devam ederek birkaç yıl sonra çok sayıda KOBİ'nin kapandığım ve yurt dışından orman ürünlerinin ithalatının süratle arttığını
görmek.

Bu noktadan hareketle denilebilir ki ISO 9000 belgesi ürünlerimizin ihraca­tında pasaport niteliği taşımaktadır. Çünkü bu belge işletmenin uluslararası düzey­deki kalite anlayışına göre üretim yaptığını ifade etmektedir. 1997 Mart ayı itibariy­le ülkemizde 630 işletme ISO 9000 belgesi almış bulunmaktadır. Bunlardan sadece üç tanesi sektördeki işletmelerdendir. İşletme sayısı, istihdam kapasitesi, GSMH katkı oranı vs. kriterlere bakılırsa bu oranın son derece düşük olduğu açıkça görül­mektedir.
TSE bugüne kadar değişik ürünler için 12.000 ayrı Standart hazırlamıştır. Bunlardan 43 tanesi sektöre yöneliktir. TSE veya TSEK belgeli ürün üreten işletme sayısı ise sadece 1000 civarındadır. Bunun yanında üretimde kullanılan yan hammaddelerin de (örneğin tutkal, boya, çivi, menteşe vb.) uluslararası kalite standardı­na uygun olmadığı da netlikle söylenebilir. Tüm bu veriler sektörün kalite anlayışı ve muhtemel tehlikeleri konusunda uyarıcı olmalıdır.
1.3.2. Gümrük Birliğine Girerken

Yüzyıllar boyu ekonomisi tarıma bağlı olarak yol alan Türk toplumu, bu ba­ğımlılığını Cumhuriyetin kurulmasını takip eden bir sanayi devrimi ile noktalamasa da, bir gerçeği kavramıştır. Güçlü ülke, güçlü ekonomiye, güçlü ekonomi de güç­lü sanayiye bağlıdır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün başlattığı bu akım Milli Mücadele yıllarında ilk olarak kendini silah üretiminde göstermiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra önce devlet destekli olan sanayi hareketi yıllar geçtikçe özel sektöre kaymıştır. Günü­müzde tekstilden otomotive kadar Türkiye kendini "kalite, ucuz ve tüketicinin istek­lerine uygun" üretim gerçekleştirebilen büyük ve güçlü firmalarıyla dünya piyasa­larına kanıtlamıştır.
2000'e iki kala Avrupa Birliği kapısındaki ülkemiz ne yazık ki bu başarıyı KOBİ diye adlandırdığımız Küçük ve Orta Büyüklükteki işletmelerde göstereme­miştir. Bu aşamada KOBİ’ler için daha önce vurgulandığı gibi bir yol ayrımı söz konusudur. Ya dünya standartlarında üretim ve hizmet kalitesine ulaşılacak, ya da küçük ve orta büyüklükteki işletmelerimiz bu ön elemeyi geçemeyecektir.
Özellikle orman endüstrisine bakıldığında bu işletmelerin üretimde % 90lara varan pay aldıkları netlikle görülür ve sektörümüz için tehlikenin boyudan rahatlık­la anlaşılır. Bu planda AB ile sektörün karşılaştırılması ISO 9000 serisini uygulama yat­kınlığı daha yüksek olan büyük ölçekli firmalarda yapılacaktır. Zira sektör üretiminde % 90 pay alan KOBİ’lerin ne ISO 9000 uygulaması, ne de Gümrük Birliği'nin getireceği rekabet koşullarına dayanabilmesi söz konusudur.
Buradan çıkabilecek tek olumlu sonuç kaliteli, ucuz ve müşteri talebine göre üretim yapabilen büyük ölçekli orman endüstrisi şirketlerinin başarılan ile KOBİ’lere ve KOBİ’lere yön veren veya verebilecek olan kurum ve kuruluşlara iyi birer örnek teşkil etmeleridir.
AB karşısında orman endüstrimizin karşılaştırılması büyük ölçekli firmaları­mız açısından aşağıda maddeler halinde verilmiştir.
a. Büyük ölçekli firmalar toplam rekabet gücü açısından eş düzeyde rekabet gücüne sahiptirler. Toplam rekabet gücü faktörü açısından büyük ölçekli işletmelerin % 84.8'i eş düzeyde ya da yüksek rekabet gücüne sahiptir.
b. Büyük ölçekli firmaların işgücü maliyeti, enerji maliyeti, hammadde mali­yeti ve hammadde bulunabilirliği faktörlerinde ortalama rekabet güçleri yüksektir. Bu sektörde büyük işletmelerin % 58.6'sı hammadde bulunabilirliği; % 56.8'i işgücü maliyeti, % 56.2’si hammadde maliyeti, % 48.3'ü enerji maliyeti faktörlerin­de rekabet güçleri eş düzeyde ya da yüksek olduğunu belirtmişlerdir.
c. Büyük işletmelerin rekabet güçlerinin düşük olduğunu belirttikleri faktör­ler, ürünlerin dış pazardaki imajı ve uluslararası ilişkilerdir. Büyük işletmelerin % 70.8'i ürünlerin dış pazardaki imajı, % 82.9'u ise ulus­lararası ilişkiler faktöründe rekabet güçlerinin düşük olduğunu belirtmişlerdir (ISO, 1995).
  Alıntı ile Cevapla