1.4. Türkiye Orman Endüstrisi 1.4.1. Türkiye Orman Endüstrisi ve ISO 9000 Orman endüstrisi sektörü ülkemizde 42615 işletme ile KOBİ'ler içerisinde % 21 paya sahiptir. Bu sektörde 200.000 kişinin istihdam edildiği tahmin edilmektedir. Ülkemizin nüfusu ve nüfus artış hızı, tüketicinin bilinçlenmesi, gümrük birliği ile gümrük vergisi oranlarının sıfırlanması, vb. faktörlerin bu sektör üzerindeki olumlu ve olumsuz pek çok tesirleri bulunmaktadır. Sektör olumlu gelişmeleri çok akıllıca değerlendirmek, olumsuz faktörlerin tesirim ise asgari düzeye indirmek için gerekli çalışmaları yapmak, tedbirleri almak zorundadır. Bu aşamada sektörün Önünde bir yol ayrımı bulunmaktadır. - Kaliteli, ucuz ve tüketicinin beklentilerine uygun üretime yönelerek iç pazarları elinde tutmak ve dış pazarlara açılmak ve kendini kabul ettirmek. - Mevcut anlayışla üretime devam ederek birkaç yıl sonra çok sayıda KOBİ'nin kapandığım ve yurt dışından orman ürünlerinin ithalatının süratle arttığını
görmek. Bu noktadan hareketle denilebilir ki ISO 9000 belgesi ürünlerimizin ihracatında pasaport niteliği taşımaktadır. Çünkü bu belge işletmenin uluslararası düzeydeki kalite anlayışına göre üretim yaptığını ifade etmektedir. 1997 Mart ayı itibariyle ülkemizde 630 işletme ISO 9000 belgesi almış bulunmaktadır. Bunlardan sadece üç tanesi sektördeki işletmelerdendir. İşletme sayısı, istihdam kapasitesi, GSMH katkı oranı vs. kriterlere bakılırsa bu oranın son derece düşük olduğu açıkça görülmektedir. TSE bugüne kadar değişik ürünler için 12.000 ayrı Standart hazırlamıştır. Bunlardan 43 tanesi sektöre yöneliktir. TSE veya TSEK belgeli ürün üreten işletme sayısı ise sadece 1000 civarındadır. Bunun yanında üretimde kullanılan yan hammaddelerin de (örneğin tutkal, boya, çivi, menteşe vb.) uluslararası kalite standardına uygun olmadığı da netlikle söylenebilir. Tüm bu veriler sektörün kalite anlayışı ve muhtemel tehlikeleri konusunda uyarıcı olmalıdır. 1.3.2. Gümrük Birliğine Girerken Yüzyıllar boyu ekonomisi tarıma bağlı olarak yol alan Türk toplumu, bu bağımlılığını Cumhuriyetin kurulmasını takip eden bir sanayi devrimi ile noktalamasa da, bir gerçeği kavramıştır. Güçlü ülke, güçlü ekonomiye, güçlü ekonomi de güçlü sanayiye bağlıdır. Mustafa Kemal Atatürk'ün başlattığı bu akım Milli Mücadele yıllarında ilk olarak kendini silah üretiminde göstermiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra önce devlet destekli olan sanayi hareketi yıllar geçtikçe özel sektöre kaymıştır. Günümüzde tekstilden otomotive kadar Türkiye kendini "kalite, ucuz ve tüketicinin isteklerine uygun" üretim gerçekleştirebilen büyük ve güçlü firmalarıyla dünya piyasalarına kanıtlamıştır. 2000'e iki kala Avrupa Birliği kapısındaki ülkemiz ne yazık ki bu başarıyı KOBİ diye adlandırdığımız Küçük ve Orta Büyüklükteki işletmelerde gösterememiştir. Bu aşamada KOBİ’ler için daha önce vurgulandığı gibi bir yol ayrımı söz konusudur. Ya dünya standartlarında üretim ve hizmet kalitesine ulaşılacak, ya da küçük ve orta büyüklükteki işletmelerimiz bu ön elemeyi geçemeyecektir. Özellikle orman endüstrisine bakıldığında bu işletmelerin üretimde % 90lara varan pay aldıkları netlikle görülür ve sektörümüz için tehlikenin boyudan rahatlıkla anlaşılır. Bu planda AB ile sektörün karşılaştırılması ISO 9000 serisini uygulama yatkınlığı daha yüksek olan büyük ölçekli firmalarda yapılacaktır. Zira sektör üretiminde % 90 pay alan KOBİ’lerin ne ISO 9000 uygulaması, ne de Gümrük Birliği'nin getireceği rekabet koşullarına dayanabilmesi söz konusudur. Buradan çıkabilecek tek olumlu sonuç kaliteli, ucuz ve müşteri talebine göre üretim yapabilen büyük ölçekli orman endüstrisi şirketlerinin başarılan ile KOBİ’lere ve KOBİ’lere yön veren veya verebilecek olan kurum ve kuruluşlara iyi birer örnek teşkil etmeleridir. AB karşısında orman endüstrimizin karşılaştırılması büyük ölçekli firmalarımız açısından aşağıda maddeler halinde verilmiştir. a. Büyük ölçekli firmalar toplam rekabet gücü açısından eş düzeyde rekabet gücüne sahiptirler. Toplam rekabet gücü faktörü açısından büyük ölçekli işletmelerin % 84.8'i eş düzeyde ya da yüksek rekabet gücüne sahiptir. b. Büyük ölçekli firmaların işgücü maliyeti, enerji maliyeti, hammadde maliyeti ve hammadde bulunabilirliği faktörlerinde ortalama rekabet güçleri yüksektir. Bu sektörde büyük işletmelerin % 58.6'sı hammadde bulunabilirliği; % 56.8'i işgücü maliyeti, % 56.2’si hammadde maliyeti, % 48.3'ü enerji maliyeti faktörlerinde rekabet güçleri eş düzeyde ya da yüksek olduğunu belirtmişlerdir. c. Büyük işletmelerin rekabet güçlerinin düşük olduğunu belirttikleri faktörler, ürünlerin dış pazardaki imajı ve uluslararası ilişkilerdir. Büyük işletmelerin % 70.8'i ürünlerin dış pazardaki imajı, % 82.9'u ise uluslararası ilişkiler faktöründe rekabet güçlerinin düşük olduğunu belirtmişlerdir (ISO, 1995). |