Kök Kaynaşması Yoluyla Gerçekleşen Hastalık Yayılımının Kontrolü Kök kaynaşması kökleri temasa gelen karaağaçlar arasında oluşur. Bir karaağaç hastalığa yakalanmışsa, mantar, kaynaşmış kökler yoluyla sağlıklı ağaca geçebilir. Hastalığın köklerden yayılmasının önüne geçmek için, hasta ve sağlıklı ağaçlar arasına kök temasına zarar veren bir kimyasal engel konulmalıdır. Kök kaynaşması oluşan toprak civarının Sodyum N-methyl - dithiocarbamate (SMDC) ile muamele etmek ve temas eden kökler bir bant halinde öldürülmek yoluyla bu amaca ulaşıla bilinir. Hastalık simptomları görüldüğünde derhal hasta ve sağlam ağaçlar arasına bu ilaç uygulanmalıdır. Bunun için iki komşu karaağaç arasında tek bir hat halinde toprağa 30-75 cm. derinlik ve 10-25 cm aralıklarla delikler oyulur. Bu deliklerin, ağaçların tepe damlama hattının dışına kadar uzanması gerekir. Bir kısım SMDC'nın dört kısım su ile karıştırılmasıyla elde edilecek çözelti her bir deliğe bir fincan kadar olacak şekilde dökülür. Tehlikeli bir madde olan SMDC, ambalaj kutusu iyice okunduktan sonra dikkatle kullanılır (Sümer, 1984). SMDC yerine Türkiye'de üretilen N abam adlı dithiocarmat da aynı dozda kullanılabilir (Sümer, 1984). Kök temasını mekanik olanak bozmak da mümkündür. 3.2.4. Hastalığa Dayanıklı Fertlerin Seçimi Karaağaç ölümü hastalığına karşı karaağaç türlerinin hassasiyeti değişik olmakla beraber, hiçbiri muaf değildir. Maalesef, memleketimizin en yaygın karaağaç türü olan Ulmus minör Miller hastalıktan en fazla etkilenmektedir. Hastalığa bu kadar hassas olmalarına karşılık, karaağaç türleri ekonomik ve estetik faydalarından başka, çok çeşitli iklim şartlarına dayanıklıdırlar. Hızlı büyüme ve şehir şartlarına iyi uyabilme yetenekleri vardır. Ağaçlar hastalıktan ölse bile kök sistemleri çoğunlukla canlı kalmaktadır, böylece istenmese de uzun bir zaman sonra ağaçlar kök sürgünleri ile yenilenmektedir, ancak bu şekilde zayıf büyüme şartlarında bulunduklarından yeniden hastalık tehlikesini beraber getirmektedirler (Resim. 6). Karaağaçların bu olumlu özellikleri, hastalığa dayanıklı melez ve kültivarları üzerinde araştırıcıları çalışmaya yöneltmektedir (Sümer, 1984). Hollanda'da yapılan çalışmalarla hastalığa dayanıklı "Chpistine Buisman karaağacı" (Ulmus minör'un seleksiyonu), "Cammelin" ve "Groeneveld" kültivarları bulunmuştur. Fakat bunlar henüz deneme halindedir. Ve ayrıca hastalık bazen bunlarda da zarar meydana getirmektedir. Çin karaağacı (U. parvfolia Jacg.) ve Sibirya karaağacı (U. pumila L.) hastalığa dayanıklı görünmektedir, ancak Sibirya karaağacının ülkemize uyum sağlayacağı şüpheli olmakla beraber, yaprak böceği gibi doğal düşmanı kar ve rüzgar kırmasına hassas yönü vardır. Bu nedenle seleksiyon ve melezler elde etmek, bazı istenmeyen özellikleri ortadan kaldırmak için kullanılması gereken ikinci bir yoldur ve bugüne kadar hastalığa dayanıklılık ve diğer aranan üstün özelliklere sahip karaağaç seleksiyonu bulmak mümkün olmamıştır. Ülkemizde geniş bir yayılışa sahip olan karaağaçlar, kara ve demir yolu kenarı ağaçlandırmalarında kullanılmaktadır.Ayrıca iç Anadolu'nun ağaçlandırılmasında uygun ağaç cinslerinden biridir. Cadde ve yol kenarlarında tek tür kullanma yerine, U. minör subsp. minör ve U. mimör subsp. canescens fertleri grup grup dikilmelidir. Böylece hastalıktan dolayı meydana gelecek kayıp asgari seviyede tutulmuş olur. Şiddetli hastalık görünen yörelerde dikilmek üzere bir zaman için karaağaçtan başka ağaç cinsleri de düşünülebilir. Kırlık sahalarda bunun uygulanmasının biraz zor olmasına karşılık, şehir ve kasaba ağaçlandırmalarında gerçekleştirilebilir. Zelkova gibi karaağaca yakın ağaç cinsi, ayrıca yöreye uygun olarak ıhlamur, kavak, akçaağaç, meşe, dişbudak, çınar ve gürgen karaağaç yerine ikame için önerilebilir (Sümer, 1984). |