Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22-09-2007, 09:15   #1
Nefertiti
Dişi Kartal
 
Nefertiti - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Olacaksa, yaşamaktan çok sevgi uzun olsun!

Kıyısında oturduğum denize eğiliyorum.

Berrak bir denizle berrak bir su arasında ne büyük bir fark var.

Bir avuç ya da bir bardak sudaki gibi saydamlık; varoluşun azizliğini hissettiren "yokluk" ve yalın bir temizlik hissi yok berrak bir denizde.

Berrak bir deniz bambaşka bir serüven, ona bakmak bir tür baş dönmesi…

Orada çünkü deniz kadar gökyüzü de var!

Işığın dansı var, tabandaki mercan ve tavandaki bulut orada bir arada…

Denize bakan insanla durgun suya bakan insan da bir değil.

Denize bakan insan kendine âşık narsis (nergis) değil, orada kendi aksini görmez çünkü.

Denize bakmak, kendine değil ötekine âşık olmak gibidir.

---

Denize, dipteki renk oyunlarına uzun uzun baktıktan sonra kıyıda beni bekleyen mindere uzanıp gazetimi okumaya başlıyorum.

O da ne?

Son yıllarda her lafını tıp biliminin "öz" doğrusu saydığımız ve belki bunca yılda tek bir Nobelli doktor çıkartamamış olmanın kompleksini onun ünüyle unutmaya çalıştığımız doktorumuz yine bir "öz"deyiş patlatmış!

"Sevgisiz insan uzun yaşamaz!"

Valla kim olsa şöyle elini sallasa, sevmekten nasibini almadan, hatta yaşlandıkça daha da nobranlaşarak hayli uzun yaşamış elli tanıdık sayar...

Uzun yaşamak, sevmek, sevilmek! Keşke bunlar birbirine derinden bağlı olabilse...

Ama asıl sorun, anlatmak istediğim, orası değil. 'Öz' doktorumuzun röportajını okuyunca anlıyorum ki aslında bize 'Sevgi dolu olun' falan demiyor; uzun yaşamın sırlarını anlatıyor, o nedenle de 'Uzun ve sağlıklı yaşamak istiyorsanız, sevin' demeye çalışıyor.

Tuzu kuru modern insanın ideolojisi böyle bir şey işte! Bilim milim değil, basbayağı ideoloji.

Üstelik bu laflar her sosyal sınıftan okurun nasıl da hoşuna gidiyor!

Araba atların önüne koşulmuş, hayatın en güzel ve özel yanları 'araç' haline getirilmiş, kimin umurunda! Zaten kim içinden geldiği gibi, dümdüz, hesapsız kitapsız sevme cesaretini gösteriyor ki?

Ama herkes bir fırsatını bulunca 'iyi, uzun ve sağlıklı' yaşamak istiyor.

Uzaktan bakınca gerçekçi ve şık tablo bu ama yakından bakıldığında acıklı değil mi?

---

İyi yaşamak istiyorsan neşeli ol!

Uzun yaşamak istiyorsan sev!

Bunlarla kalsa iyi...

Ama bilmem son zamanlarda çıkan ve iş dünyasında başarının yollarını anlatan kılavuz kitaplara hiç göz atıyor musunuz? İşte başarılı olmak için, şirkette lider olmak için bilge olmak öneriliyor. Yani bilge ol ki daha çok para ve güç kazan deniyor. Zen rahiplerini anlatan dev şirket yöneticileri tarif ediliyor bu kitaplarda.

Nasıl bir bilgelik, nasıl bir hikmetse bunların anladıkları? Binlerce yıllık insanlık kültürü bu tezler karşısında acısından oturup ağlar. Ama günümüz insanı bu tuhaf tezlerde hiçbir tuhaflık görmez oldu.

---

Gazeteyi elimden fırlatıp tekrar deniz kıyısına doğru sokuluyorum. Mavi derinliğe bakıyor, bakıyorum. Oracıkta 'boğulmak' istiyorum.

Farkındayım; tabiat biliyor. Hepimizin zamandan yapıldığını biliyor.

Onu kesip atmak isteyen cerrahlara, onu durdurmak isteyen ilaçlara, onu kesinkes ölçüp biçmek isteyen saatlere rağmen ZAMAN içinde doğumdan ölüme bir yolcu olduğumuzu biliyor.

Anlıyorum, ben denize bakmayı çok seviyorum; uzun yaşam umrumda değil.

Haşmet Babaoğlu
__________________
geçti istemem gelmeni
yokluğunda buldum seni
bırak vehmimde gölgeni
gelme artık neye yarar...
Nefertiti Ofline   Alıntı ile Cevapla