[dogan_cordoba]

İlk İslami sit-com!

Dünyanın ilk İslamî sit.com’u Türkiye'ye geldi. İşte 'Küçük Camii' ve yıktığı tabular...

Pakistan asıllı Kanadalı kadın yazar Zarqa Nawaz’ın yazdığı ‘Küçük Cami’ adlı sit.com Fransa, İsviçre, Kuzey Afrika ülkeleri, İsrail, Filistin, Dubai ve Finlandiya’nın ardından Türkiye’ye de geldi; üstelik dini hassasiyeti olan bir TV kanalında, Kanal 7’de ve Ramazan ayında yayınlandı. NTVMSNBC “Müslüman komedi olmaz” tabusunu yıkma yolunda ilk adım olan dizinin yapımcısıyla ve diziyi yayınlayan Kanal 7 yöneticileriyle konuştu. Yapımcı Mary Darling “Müslüman komedi olmaz tabusunu yıkmayı umuyoruz. Komedi önyargılı insanları pozitif etkiler” diyor; Kanal 7 Dış Alımlar Müdürü Mehmet Demirhan dizinin bundan sonra çekilecek bölümlerini de alacaklarını söylüyor. Diziyi NTVMSNBC için değerlendiren Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Arus Yumul da “Bu dizi, Müslümanları batı dünyasında görünür kılıyor” diyor.



Mary Darling (‘Küçük Cami’nin yapımcısı)

AMACIMIZ DİNLERİN BİRLİĞİNİ GÖSTERMEK

Amacımız, bugünlerde televizyonda olduğu gibi, içinde hiçbir şey olmayan bir şova değil, anlamlı bir programa imza atmak ve insanları güldürmek tabii. Fakat asıl amacımız insanların ve dinlerin birliğini göstermek açıkçası. 11 Eylül’den sonra bütün dünyada Müslümanlar çok zor bir döneme girdi, çok fazla sorular, sorgulamalar ve anlayışsızlıkla karşılaştılar. Ve biz komedinin önyargılı insanları pozitif etkileyeceğini düşündük. Bu yüzden de, Kanada’da yaşayan bir Müslüman topluluğun günlük hayatındaki komik enstantaneleri ekrana taşıdık.

Küçük Cami Kanada’da en çok izlenen dizilerden biri. Zaten, bu dizi sadece Müslümanlar için değil, genel izleyiciye hitap etmek için yaratıldı. Güçlü karakterler ve evrensel bir hikayeye odaklandığı için herkes tarafından sevildi.

”MÜSLÜMAN KOMEDİ OLMAZ” TABUSU YIKILIYOR

Küçük Cami dizisi şimdiye kadar herhangi bir dini tartışmaya malzeme olmadı. Fakat, yayınlanmadan önce, insanların kafasında “Müslümanlıkla ilgili bir komedi dizisi yapılabilir mi?” sorusu vardı.

11 Eylül sonrasında İslam ve Müslümanlar’a gülebilmek neredeyse bir tabu, ve biz Küçük Cami ile, bu tabuyu yıkabilmeyi umuyoruz. Müslümanların da sıradan insanlar gibi hayatlar yaşadığını, çocukları okula götürüp, en sıradan şeyleri yaptığını göstermek istiyoruz. Kuzey Amerika’da Müslümanlarla aramızda görünmez bariyerler var, biz bunların geçilebilmesi için uğraşıyoruz. Müslümanları da “insan” olarak göstermeye çalışıyoruz.

KENDİLERİNE GÜLMEYE ALIŞMAMIŞLAR

Müslüman dünyasında Salman Rüşdi ve Danimarka’daki karikatür olayları ile ilgili bir hassasiyet gözlenebilir, fakat Kuzey Amerika’daki Müslümanlar, diziye karşı benzer eleştiriler yöneltmedi.

Hatta, dizi yayınlanmadan önce, Kanada’daki 1’inci, 2’inci ve 3’üncü nesil Müslümanlarla bir test yayın yaptık. Onlara sadece Kanada’daki Müslümanlarla ilgili bir şey izleyeceklerini söyledik, ve izleyicilerin çoğu ya bir haber programı, ya da belgesel izleyeceğini sandı. Çünkü, Müslümanlar kendilerini normal hayatın komik, çılgın durumlarında televizyonda görmeye alışkın değiller.

Fakat, Müslüman izleyiciler de, örneğin Ramazan ayının ne zaman başladığıyla ilgili komik bir durumu ekranda gördüklerinde gülerek tepki veriyorlar. “Küçük Cami” Hz. Muhammed ya da İslam dini ile dalga geçen bir dizi değil. Aksine, Müslümanların günlük hayatlarıyla ilgili bir komedi. Ekip olarak dünyanın ilk Müslüman komedisini yaparken tedirgin olmaktan çok sorumluluk duyduk, çok büyük bir sorumluluk. Çünkü mesajı doğru iletmemiz gerekiyor.

MÜSLÜMAN SENARYO DANIŞMANLARIMIZ VAR

Bunun için yazar grubumuz bir araya gelip beyin fırtınası yapıyor ve fikirlerini tartışıyor. Çıkardığımız senaryoyu Müslüman danışmanlarımız gözden geçiriyor ve İslam’a saygısızlık etmememiz için, farkında olmadan Müslümanları kızdıracak şakalar yapmamamız için bizi uyarıyor.

Küçük Cami’nin “Search for Common Ground” (Ortak Zemin Arayışı Ödülü) alması da bu hoşgörü ve orta yol bulma çabasından kaynaklandı belki de.

Daha önce Desmond Tutu, Ellen Johnston Sirleaf, ve Eski ABD Başkanı Jimmy Carter gibi isimlere verilen bu hoşgörü ödülü bizi daha fazla motive etti, Müslümanlara karşı önyargıları ortadan kaldırmaya yönelik mücadelemiz konusunda bizi yüreklendirdi.

Mehmet Demirhan (Kanal 7 Dış Alımlar Müdürü)

TÜRKİYE’DE İZLEYİCİDEN OLUMLU TEPKİ ALDI

Küçük Cami dizisi ile, Fransa’nın Cannes kentinde, senede iki kez Mart ayında düzenlenen TV programları fuarında dizinin uluslararası dağıtım işlerini yürüten firma ile görüştükten sonra ilgilenmeye başladık.

Sonrasında 3- 4 bölüm ön izleme yaptık ve dizinin Kanal 7’de yayını için uygun olduğuna karar verdik. Yayına Ramazan’ın ikinci haftasında başladık. Yarımşar saatlik iki bölüm birleştirilerek tek bölüm olarak Çarşamba akşamları yayınlandı ve izleyiciden gelen tepki olumlu oldu.

Çok yeni bir dizi olduğundan, biz ancak bitmiş 8 bölüm teslim alabildik. Sonrasında diziye yeni bölümler eklendikçe bizim elimize geçecek. Küçük Cami’nin Türkiye’de ulaştığı izleyici sayısı, bu tarz yapımların genelde Türkiye’de ulaşabildiği seviyede oldu.

Prof. Arus Yumul (Bilgi Üniv. Sosyoloji Bölümü Başkanı)

MÜSLÜMANLAR “GÖRÜNÜR” OLMAYA ÇALIŞIYOR

“Küçük Cami” iddia edildiği gibi 11 Eylül sonrası batıda oluşan İslam karşıtı havayı yumuşatıp, Müslümanların herkes gibi insanlar olduğu mesajını yayabilir mi, yoksa farklılıkları metalaştırıp tüketime sokan akımın bir parçasına dönüşür mü, bunu zaman gösterecektir.

Fakat dizi, öncelikle “görünür olmanın” var olmanın ilk şartı sayıldığı günümüz dünyasında, Müslümanları batı dünyasında görünür kılıyor. Senaryosunun bir Müslüman tarafından kaleme alınmış olması da bu görünürlük kaygısının ürünü.

HOMOJEN KÜLTÜR ANLAYIŞI SORGULANIYOR

Dizi Müslümanların da Kanada’nın bir parçası olduğunu gösterirken, devleti milletle, milleti homojen kültürle özdeşleştiren modernist anlayışı sorguluyor.

Aynı zamanda Müslümanların da homojen bir grup olmadığını farklı özne pozisyonlarından anlatan dizi, Müslümanları hem Kanada’ya, hem de buradaki Müslüman cemaate eklemleye çalıştıklarını gösteriyor.