| ayduranumut´isimli üyeden Alıntı
Öncelikle hakkımda yapılan eleştirilerden en cok 15 yaşındaki the compass tehdidenden korktuğumu ve yarından itibaren emliyete başvurarak koruma talebinde bulunacağımı bildirmek isterim(!),adu-bjk nın ''********'' ifadesini kendisine iade ediyorum.(İstersen telefonlarımızı ve adreslerimizi vereyim yüzyüze görüşelim)
Gelelim konumuza.Öncelikle iddaalı olmayı sevmeyen biri olarak şunu rahatlıkla ifade edebilirim;eleştiride(genelde hakaret)bulunan arkadaşların bütününün hayatı boyunca seyrettiği basketbol maçından belki de daha fazla basketbol maçı izleyip takip etmiş biri olarak yazıyorum.
Sporda özellikle basketbolda iki çeşit yıldız oyuncu tipi vardır.Birincisi kazanan(ingilizce tabirle winner) oyuncu:jordan,duncan,ginobili.bogiroga,jasicevicus ...,hatta Türkiye standartlarında bir alper yılmaz.Bu oyuncuların ortak özelliği basketbol IQ larının yuksek olması,tribünlere değil kazanmaya oynamaları,kazanmayı bilmeleri,kendileri ile birlikte takım arkadaşlarını da oyuna katabilmeleri ve en sıcak noktada sahne alıp maçı takımlarına kazandırabilmeleri.
İkinci tip yıldız kaybedenler ve kaybetmeye mahkum oyuncu:Iversen,tony parker(en kritik maçlarda genelde kaybolur),tmac,bizim takımdan kerem ve barış...Bu oyuncuların ortak özellikleri genelde basketbol IQ ları düşük,yeteneklerine güvenip kendilerini geliştirmeyen,saha içerisinde sürekli yalnış tercihler yapan,egolarını yenemeyen,saha dışında yakışıklı,karizma sahibi,küpeli,360 derece dönüp smaç basan,ayakkabı reklamlarının vazgeçilmezleri,savunma yapmayı sevmiyen,istatistiksel anlamda iyi rakamlara sahip,hücümda kullandıkları topların haddı hesabı olmayan,kendilerini iyi pazarlıyan fakat kariyerlerinin sonunda bakıldığında takımlarına hiçbir kupa kazandıramayan oyunculardır.
Son iki yıldaki Basketbol takımımız neler yapmış bir karşılaştıralım.Geçen seneki takım arkasında güçlü sponsor desteği olmaması ve sezon sonuna doğru koç değişikliğine rağmen ligde final oynamış,rus mafyalarının desteklediği güçlü rus takımlarının olduğu fiba eurolig de başarılı maçlar çıkarmış grubunda ikinci olarak ve bu kupada çeyrek final oynamış,Türkiye Kupasında en azından Çeyrek final yapmış.Tabi bunda takımın lideri konumundaki winner,kolej kariyerinde ncaa şampiyonluğu bulunan(ncaa de şampiyon olmak yüzlerce okul arasından sıyrılmak belkide nba şampiyonluğuna göre çok daha zor) El Amin in büyük katkısı neticesinde.
Arkasına(önüne)sponsor desteği alan bu seneki takım neler yapmış.Öncelikle sezon başı Türkiye kupasında Mersin ve Daçkaya yenilerek kupada ilk 8 e dahi kalamamış,uleb cup ta 6'lı grubu belçika ve portekiz takımlarının bulunduğu grubu 5. bitirerek elenmiş(ki bu maçları izledim ve hala o portekiz takımına karşı alınan mağlubiyeti adamalara tek galibiyetlerini biz verdik aklım almıyor),ligi 3. bitirmiş,yarı finalde son yılların en kötü efesine(granger siz efese ki efesin winneri,hani ülkerin 4-0 süpürdüğü efes) direnç gösterememiş.Tek övündüğümüz şey normal sezonda eurolig le boğuşan efes ve ülkere karşı 4/4 yapabilmek
Takımın lideri Kerem Tunçeri.Tabi herşey bir oyuncu demek değil ama genel karne böyle.Üstelik geçen seneki takıma nazaran çok daha iyi bir kadro.(lider hariç).Sorunlu kendine oynayan,savunma yapmayan ribaunt üşenipte almayan Varda yerine takım oyununu iyi oynayan sonuna kadar mücadeleyi bırakmayan kimani ffriend ve yine ncaa kariyeri başarılarla dolu olan bir michael wright.
99 Fransa da yapılan ve çeyrek final de evsahibine karşı son saniyede Haluk Yıldırımın kaçırdığı boş şutla elendiğimiz Avrupa şampiyonasında yıldızı parlamış ve hepimizi ümitlendirmişti Kerem Tunçeri.O şampiyonadan sonra altyapısından yetiştiği gs den efese büyük beklentiler ile transfer olmuş fakat 12 dev adam edebiyatı altında her gecen sezon biraz daha ezilmiş basketbolbol kişiliği bir türlü oturmamış,önce efesten sonra ülkerden gönderilmiş bir oyuncu Kerem Tunçeri.Efes serisinde oynadığı maçlarda yine yalnış tercihler yapan 2.5 maçta 17 de 3 üç sayı isabeti,21 de 7 iki sayı % 26 saha içi isabeti ile oynamasına rağmen tapu içeriye geçirmemekte direnen kendi kahraman olmayı tercih eden bir oyuncu Kerem Tunçeri.Keremin forma giydiği ilk iki maçta bir tanesinin de Akatlarda olmasına rağmen efese karşı Beşiktaş direnç gösterememiştir.Üçüncü maçta ise bu senaryo maçın 16. dakikasına kadar,yani Kerem sakatlanana kadar devam etmiştir.Kerem sakatlandığında skor 22-28 efes lehine.Sonraki 24 dakikanın skoru 35-27 Beşiktaş lehine.Peki aradaki fark ne.Oyun anlayışının farklılğı.Kerem sakatlanıyor toplar içeriye iniyor ve Kimani 24 sayı 19 ribaunt ile efes pota altını denize döküyor.Bu durumu sadece rastlantı ile açıklamak ne kadar doğru olur?
Son macta ise Beşiktaşın malesef efese karsı ortaya koyabılecegı kondisyonu kalmamıştır.Kısıtlı sayıda oyuncu kullanımı ve özellile geçen sezonun banko oyuncusu Nedim(koç Elliot’ta kurban etmiştir) ile rakibi yıptatıcı özelliklere sahip Erdem Türetkenin(koç Barışa kurban etmiştir) sezon boyunca kadroda yer bulamamaları ve hazır olmamaları son mactakı fiziki düşüşün en büyük nedenlerindendir.
Yazdıklarımı El Amin-Kerem karşılaştırması olarak algılamayın.Şunu tekrar söylüyorum Kerem kariyeri boyunca winner kazanan kazandıran oyuncu olabilme ihtimalı çok azdır.Malesef basketbol kişiliğiyle bence Beşiktaş yalnış oyuncuya oynamıştır.Ama tribünlere oynamaya ve bol bol dışardan şut atmaya devam edecek,hiç bir zaman doğru tercihlerde bulunamıyacak,kazanılması gereken ufak maçlarda yıldız olmaya devam edecek ve en önemlisi tezahuratlara katılarak populizme devam edecek ama neticede Beşiktaşa bir şey kazandıramayacaktır.(Aynı yazıları,belki de daha ağırlarını her biri DEV!!! Adam olan Mirsad-İbrahim-Hidayet içinde eğer Beşiktaş forması giymeleri halinde yazacağımı hatırlatmak isterim) Yazdıklarımın Keremin kişiliği ile ilgisi olmadığını sadece basketbol sahasındaki kişiliği ve oyunu ile ilgili olduğunu hatırlatmak istiyorum.Bunu bu şekilde anlamayan arkadaşlara yapabileceğim bir şey yok.Ayrıca bu yorumlar sadece bana ait değil başta BJK TV de program yapan turkbasket.com editörü Cem Çetin(kendisi Beşiktaşlıdır) olmak üzere birçok basketbol yazarları tarafından da dile getirilmiştir.
Saygılar...
|