[|RespecT Me|]

"Kimse İnönü'den çıkamaz"

Beşiktaşımız'ın verim aldığı ender yabancılarından biri olan Rodrigo Tello, Türkiye'deki ortamın geldiği ülkeye çok benzediğini belirterek, ikinci yarı için taraftarımıza mesaj verdi. Futbolu kadar sempatik kişiliğiyle de taraflı tarafsız tüm sporseverlerin sempatisini kazanan Tello Sabah Gazetesi'ne verdiği röportajda bir hayli iddialı konuştu. İşte ünlü futbolcunun Beşiktaş'la ve kariyeriyle ilgili söyledikleri.
* Türkiye'de çok sıcak bir ortam var. Buranın insanı canayakın. Çok kolay bir adaptasyon süreci geçirdim diyebilirim. Gelmeden önce taşıdığım kaygıların hiçbirini yaşamadım. Şili'den Portekiz'e gittiğimde çok daha fazla zorlanmıştım.
* İlk yarıda çok ilginç maçlar oynadık. Sonuçta liderle aramızda 3 puan fark var, yani şansımız sürüyor. İlk yarıda hem sakatlıklar hem de hakem hataları yüzünden çok puan kaybettik. Ancak ikinci yarıda rakiplerimizle İnönü'de oynayacağız. O atmosferden puanla ayrılabileceklerini düşünmüyorum. Bu da bizim için büyük avantaj. Şampiyonluk şansımızın yüksek olduğunu söyleyebilirim.
* Türkiye'de şampiyonluk yaşamayı çok istiyorum. Taraftarın önünde kupayla İnönü'de tur atma fikri beni heyecanlandırıyor. Kulübün tamamı bu hedefe ulaşmaya kilitlendi. Yönetimin ve taraftarın inancı takımın da direncini ve motivasyonunu artırıyor.
"Frikikleri çok seviyorum"
* Takımın golcüsü değilim. Ama şu ana kadar ligde 4, Avrupa'da 1 gol attım. Bu rakamı en azından ikiye katlamak istiyorum. Bu sezon 10 golü aşabilirim.
* Frikikten gol atmayı çok seviyorum. Ancak kendimden bahsettirmem için bunların sayısını artırmalıyım. Bu konuda Türkiye önemli yıldızları gördü. Mesela Hagi'yi çok iyi biliyordum, inanılmaz bir yıldızdı. Romanya futboluna olduğu kadar Türk futboluna da çok şey verdi. Alex'i de buraya geldikten sonra tanıdım, gerçekten çok yetenekli bir isim, frikikleri iyi kullanıyor.
* Teknik direktörümüz Ertuğrul Sağlam, prensipleri olan bir isim. Karakterli ve sakin. Her konuda bana ve arkadaşlarıma yardımcı oluyor. Biz de onun istediklerini yapmaya çalışıyoruz. Sağlam'la çalışmak bir şans.
* Beşiktaş taraftarı çok fantastik. Futbolcuyu ateşliyorlar. Coşkulu tavırları, sevgi gösterileri ve tezahüratları bana keyif veriyor. İkinci yarıda onlara daha iyi futbol seyrettireceğimize ve hak ettikleri başarıyı yaşatacağımıza inanıyorum. Biraz sabretsinler, yeter.
* 3.5 yıllık daha sözleşmem var. Öncelikli amacım Beşiktaş'ta şampiyonluk yaşamak ve başarılı olmak. Eşim ve çocuğumla birlikte İstanbul'da yaşamaktan mutluyum. Şu anda bunun dışında bir şey düşünmüyorum. Beşiktaş'n başarısına odaklandım.
Portekiz tecrübe kazandırdı
Türkiye ile Portekiz liglerinin seviyesi hemen hemen aynı. Orada da 3 büyük takım var, burada da... Maçların temposu da aynı gibi. Ancak Portekiz son yıllarda kulüp takımları ve milli takım düzeyinde uluslararası tecrübe kazandı. Çok sayıda üst düzey maç yaptılar, kendilerini mental anlamda geliştirdiler. EURO 2008'de iki ekibin karşılaşması seyre değer olacak. Türkiye-Portekiz maçının turnuvanın en renkli maçlarından biri olacağına eminim. Biz de Portekiz takımı Porto ile oynadık. İlk maçta iyiydik. 90 dakika boyunca 2 kez geldiler, 1 gol attılar. İşte bu tecrübedir. Biz biraz tecrübeli olsak Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkardık. 6 puan alıp son maça kadar iddialı olmak da önemli bir mesafedir.
Sinan Engin senin için "Carlos'tan iyi" demişti. Sen ne düşünüyorsun?
* Roberto Carlos çok önemli bir yıldız, tartışmasız dünyanın en iyi sol kanat oyuncularından biri... Beni onun gibi bir yıldızla kıyasladıkları için teşekkür ederim. Ancak şampiyonluğu yıldızlar değil, takımlar kazanır. Şampiyonluk için o kadar çok faktör vardır ki, sadece Roberto Carlos yetmez. Ayrıca Roberto Carlos ile aramızda bir fark var. O, kariyerine inanılmaz başarılar sığdırdı ve futbol hayatının son dönemine girdi. Ben ise futbolumun ilk baharındayım. İspatlamam gereken çok şey var. Önümdeki yol uzun.
* Bir futbolcu için en önemli kıstas takıma yaptığı katkıdır. Beşiktaş yönetiminden takıma yaptığım katkılar için sürekli olarak olumlu tepkiler alıyorum.
* En beğendiğim ve örnek aldığım futbolcu kesinlikle Zinedine Zidane... Onunla karşılıklı oynama şansı da buldum. Doğruyu söylemek gerekirse onun futboluna doyamadım. Sahadaki duruşu, topla olan uyumu, karakteri, centilmenliği ve takım arkadaşlarına yaptığı liderlikle örnek alınacak bir oyuncuydu. Bendeki yeri farklıdır.